İlhan Söyler

Futbolun sanat ve eğlence olduğunu gösterelim

16 Kasım 2011
Beşiktaş-Galatasaray derbisi öncesinde Galatasaray Yöneticisi Abdürrahim Albayrak duygusal ve sevgi sözcükleri ile her iki takımın taraftarlarına ve seyircilere seslendi. "Hiçbir tatsızlık olmadan, herkes kendi sevdiği takımı alkışlamak hakkına sahiptir. Ülkemizde birbiri arkasına gelen kötü günlerde nasıl üzüntü duyduğumuz ortada. Bunları sahalara da yansıtmak gerekir. Beşiktaş ve Galatasaray yıllarca kendi aralarında yarışmalar yapıyor, zaman zaman biri gülüyor, diğeri üzülüyor. Bu da futbolun güzelliğini  yansıtıyor. Sonra da unutulup gidiyor, geriye kalan ise güzel anılar oluyor" diyen, tüm futbolseverlerin sevgilisi haline gelen Abdürrahim Albayrak, takımda bu maça kendi alanında iyi hazırlandıklarını vurgulayıp herkese bir başka mesaj daha veriyor.
 
Albayrak sözlerine şöyle devam etti; "Artık çirkin söyleşileri geride bırakmanın zamanı geldi ve geçiyor. Statta olsun, evlerinde  maçlarını izleyen analar babalar, çocuklar tuttukları takımları heyecanla  izlesinler. Artık seyircilerimiz bilinçlendi. Güzel şeyler, güzel sözler duymak istiyor onların da hakkı bu. Televizyonlarda kötü manzaralar, sesler duyunca üzüntüleri fazla oluyor, gelin hep beraber bir Beşiktaş-Galatasaray maçı nasıl izlenirmiş herkese gösterelim.Yenilirse üzülmek de,  kazanılırsa da gülmek herkesin hakkıdır. Bu da bu maçların güzel taraflarıdır. Gelin futbolun bir sanat bir eğlence olduğunu herkese gösterelim. Bu manzarayı  göreceğimize inanıyorum"dedi.
Yazının Devamını Oku

Eski futbolcular bırakın ekranları, çıkarın eşofmanlarınızı

14 Kasım 2011
Yıllarca futbol için hayal kurduk, kimi zaman başarılı olduk, sevindik ettik, yolumuz açık daha yüksekler bizi bekliyor dedik durduk, ama son günlerde takla atmaya başladık. Şimdi ise Hiddink görevine son verilmesi için çeşitli senaryolar üretiliyor. Lale Devri'ni atlatmak için çare arıyorlar. Hiç bir zaman çareler tükenmez, Hollandalının bir çaresi olur alır verirsin ceketini eline eteğini çeker gider, bir çok takımların yaptuğu gibi.

Türk futbolunun derdi Hiddink filan değil, derdi çok  hangisini yanalım.

Aslında burada en önemli olan TFF başında kimlerin olmasıdır.

Bir iş adamı Mehmet Ali Aydınlar, basketboldan gelme Lütfü Arıboğan gibi, bu kurumda yalnız  yönetimin içinde bulunan futboldan gelme Cüneyt Tanman var oda çıkıp bir futbol adamı olarak, "3-0 geriye düşen milli takım  değil istanbu'da hiç bir ilde destek göremez" diye koşnuşuyorsa futbol işçisi olduğu için rahatlıkla böyle bir açıklamayı yapıyor.
 
Futbol  başlı başına  bir emek, bir meslek, bir sanat ve iş dir,  bu işin içinde kavrulmuş bir çok kişi hala  bazı takımların  başlarında  örneğin bir, Fatih Terim  futbol'da yaptığı yaptın, UEFA kupasını aldın milli takımlarda başarılı oldun, artık sana eşofman giymek yakışmıyor, Bir Mustafa Denizli keza öyle, Fenerbahçe'de senbolleşmiş , TV 'de  yorumculuk daha kolay olduğu için bir Rıdvan Dilmen ve Sergen gibi bir çok Ekrar fareleri , çıkarın takım  elbiselerinizi, ekranları bırakın soyunun  futbolun başına. Sizlere  Futbol olarak haklar verilmiş, onları TV lerde değil, futbolun içinde yer alarak  görev yapın. Ama sizler rahatı bulduğunuz için zor geliyor.

Federesyonda  her seçimlerde  adayların hepsi  futbol dışı olan kişiler talip, hiç mi futbolun içinden gelip de "Bizler de varız" diyecek futbocu yok.

Bakın bir Hakan Şükür, futbolun yerine Millet vekili oldu, ilerde belkide  futbolun içine dalacak.

Yazının Devamını Oku

Fatih Terim felsefesini değiştiriyor mu

7 Kasım 2011
UEFA Kupası olsun, ligde şapiyonluklar, diğer kupaları olsun, bunun dışında yıllarca sezon başı kampları ve Florya da takip ettim.

Bu başarılara bir çok imzası olan Fatih Terim'in daha önce basarak söylediği bir söz vardı," Felsefemi değiştirmem" di...

Şimdi Galatasaray'ın başında olan Terim son zamanlarda  devamlı değişime gidiyor.

Bir kazanılmış Kayserispor maçı vardı, Terim bir aksilik olmadığında takımın kalıbını değiştirmezdi. Ama Mersin İdmanyurdu karşısında böyle bir değişimi yaptı. Aylar sonra  Ayhan'ı oynatıp iyi bir performans gösteren oyuncuyu  Terim'in Mersin karşısında onun yerine Sabri'nin yer herkesi şaşırttı, bu birinci neden idi. Sabri bir kere o yerde istediği futbolunu oynayamıyor, bunu da gördüğü için daha oyunun başında değişime gitmeyi düşündü ama, gecikmeli olarak yaptı.

Sabri'nin oynacağı sağ kulvarında 100 metre içinde gidip gelmesi  olan bir yapıya sahip.

İkinci de Kazım ısrarı.

Kazım  oynadıkça kendini topla uzaklaştıran bir yapısı var, Mersin maçı da bunu gösterdi.

Üçüncü ise transfer ayında Riera gibi bir oyuncuyu hem de büyük rakkamlar verilerek yapılan anlaşma. 31 yaşında olan bu oyuncu bir kere Galatasray yapısına uymuyor, zaman gelince bu oyuncuyu satsan satılmaz, dört yıl gibi bir de sözleşme yapılmış oynasada oynamasa da parasını alacak bir yerde.

Fatih Terim tek kazancı Semih Kaya. Bu oyuncu kusursuz da futbol oynadı, 20 yaşındaki oyuncuda kendine güven, top kullanmada beceri, rakip ile mücadele yapması ve  gereken futbol kurallarını  yaptı ve Terim  gözünü kırpmadan takımdaki yerini Mersin karşısında verdi.

Yazının Devamını Oku

Orduspor direkten döndü

5 Kasım 2011
Koca bir ilk bölüm bitiyor. Antep kalesine bir şut dahi atamayan Orduspor, Kızılderililer gibi toplar atan orta alan ile hücum arasında adeta "Beş dandalye, üç masa " farkı vardı. Her atılan bu topları Antep defansının merkezinde görev yapan Dany öyle rahat kesti ki, bunları ne Stancu, ne de Fatih Tekke alamadı.

Orduspor Culio'yu alırken takımı yönetecek lider konumunda seçti. Kazandığın topu  kimse sana 'rahat kullan' demez. Topu ayağına ,hem de dar bir alanda kazandığın zaman topa sevgili gibi sarılırsan senin gibi oyuncu  top kullanmaya izin vermez. Küçük darbeler sonrasında,  "Hacıvat , Karagöz" gibi hep yerde kalmak zorunda kalırsın.

Senin sağ kanatta iyi bir kanat oyuncun var Dalmat.  Orta alanda ne Ali Çamdalı, ne de Onur hiçbir zaman koşu yoluna  top atmak için çaba göstermediler.

Gaziantepspor her bölgeden şutlar atarken, Orduspor'da buna rastlanmadı. Defansta cezalı olan, Yalçın ve Sedat'ın olmaması, burada görev alan Nickenig ve Garcia hiç de hata yapmadılar. Nickenig  kritik anlarda  görevini yaptı.

Antepli Dany defansındaki görevini yaparken, duran toplarda da atılan toplarda Ordu kalesini ablukaya aldı.

Metin Diyadin Culio için iyi dayandı oyunun sonlarına doğru kenara aldı. Aslında geç bile kaldı. Gosso oyuna girdi Antep kalesine de şut atan futbolcu oldu, ama oda cılız idi.

Orduspor'a bak sanki deplasmanda oynar gibi, beraberliğe razı oldu.

Öyle bir Orduspor ki  bundan önce izlediğimiz Orduspor'dan eser bile yoktu. Tüm futbolcular şımarıklıklar içinde.

Bereket versin kaleci Fornezzi  iki topu çıkardıysa, son dakikalarda  kalesinde gördüğü  tehlikeler gol olmadıysa tüm ekip buna dua etsin. Her takım bundan böyle Antepspor gibi  golleri kaçırmaz, takım  kendine gelmesse, yukarlara doğru çıkışın bir de inişi vardır.
Yazının Devamını Oku

Alkışlar Aykut Kocaman'a

1 Kasım 2011
Daha oyunun başlarında Alex'in gördüğü kırmızı kart sonrasında takımını sakin, kendinden emin bir şekilde, oyun kalıbını bozmadan götüren Aykut Kocaman alkışları haketti. Gerek Karabükspor, gerekse izleyenler Alex sonrasında Aykut'un ne gibi hamleler yapacağını bekledi durdu... Ama takımın hırsını, arzusunu gördüğü zaman dilimleri geçtikçe gururu arttı durdu.

Takımının defans anlayışı, orta alan ve kanatların tıkır tıkır çalışması Aykut'un eserinden başkası değildi. Hücumda oynayan, golü atan, ancak  topu daha fazla ayağında tutma becerisini gösteremeyen Bienvenu'yu bile hiçbir neden göstermeden oyunda tutması ayrı bir güvendi.

Aykut Kocaman, her iki kanatların, başta Gökhan Ünal, Mehmet Topuz, sol kanatta ise Ziegler ve Caner adeta yarış arabaları gibiydi. Orta alanda ise Baroni ve Emre'nin ayakta kalmaları Aykut'u rahatlamıştı.

Uzun zamandan bu yana oyun felsefesini rayına koymuştu, elindeki enstrümanlarını iyi çalacaklarını biliyordu.

Ortaya çıkan manzara şunu gösteriyor. Fenerbahçe'nin ille de Alex olacağını göstermedi. Diğer futbolcularında bizler de varız göstergesini ortaya çıkardı.

Bugüne kadar gelen yabancı teknik direktörler olsaydı, ne yapardı o da merak edilecek bir konu. Maçın hakemi şöyleydi böyleydi, ama biri vardı ki hiç isyan etmeden  konuşan yine teknik adam Aykut Kocaman dertlerini içine attı ve " Futbolcularım sahada her şeyi  söylediler" diyerek kendisine güvenini bir kez daha tazeledi.

Ne derseniz deyin,  Fenerbahçe'yi  en iyi yerlere taşıyan tek kişi var. Diğerleri ise fasa fiso. O kişinin adı da  Aykut Kocaman'dır .

Alkışlar  Aykut Kocaman'a ...
Yazının Devamını Oku

G.Saray Abdullah Yılmaz'a dua etmeli

31 Ekim 2011
Galatasaray, Kayserispor maçında bu güne kadar en iyi futbolunu oynarken, bir yandan da kaybettiği Gaziantepspor maçının hakemi Abdullah Yılmaz’ın , Servet ve Sabri'ye gösterdiği kırmızı kartlar için dua etmeli...

Neden mi? 

 

Bir yandan bu kadar sakat ve cezalı olması için geçen hafta Galatasaray'da fırtınalar koptu, eksiğiz Kayserispor maçı zor olacak diye inleyenler vardı.

 

Ama büyük bir takım böyle ufak tefek olay yüzünden ağlamak yakışmaz. Ama bir tek kişi vardı, oda saha içi patronu Fatih Terim düşündü taşında takımını Kayserispor karşısında nasıl bir oyun kalıbı kuracağına karar verdi ve doğru çıktı...

 

Bugüne kadar çeşitli yerlerde oynayan Eboue sağ kanatta oynarken, Kayserispor'un en tehlike oyuncusu Amrabat 'a nefes aldırmayınca, bu futbolcu sahanın diğer kısımlarında kendine yer arayıp durdu.

 

Yazının Devamını Oku

Fatih Tekke’nin toparlanması lazım

29 Ekim 2011
Orduspor zorunlu olmadığı Metin Diyadin elindeki bulunan estüramanları değişime gitmiyor.

Yalnız orta alanda bazı gençleri, Onur, İrfan Başaran ve Hakan gibi yetenekleri kazanmak istiyor.

Bir takım düşünün ilk bölümde oynama isteği olan, ancak ikinci bölümde bundan eser kalmayan oyun oynarsan, yenilmediğine dua etmeli.

Başta Fatih Tekke rakip savunmayı yoran, gol yollarını bulmakta zorlanan, pozisyon bulmak için koşan bir santrafor hüviyetinden eser yoktu.

Culio futbolu bilen bir kişi, ama kazandığı topu fazla kullanma içine girince, zamanında pas yapma hastalığında vazgeçmezse hem kendisini yorar , hem de arkadaşlarını.

Gosso topu kesiyor ama pas atmada etrafı taramadan hareket edince hata hata üstüne yapmaya başladı.

Birde defansın merkezinde Yalçın, Sedat ve Emre gereksiz yerlerde faul yapmalarından vazgeçmeleri gerekir, bu kadar disiplinsiz, sinirli oyun yapılarına birileri dur demeleri gerekir, yoksa uzun bir lig süresinde çok dert olur.

Metin Diyadin bazı futbolcularını dinlendirmeye alması gerekir. Yoksa devamlı iyi giden düzen arıza yapar.

Yazının Devamını Oku

Orduspor basamakları tek tek çıkıyor

27 Ekim 2011
26 yıl Süper Lig'den uzak ol, Bank Asya'da play-off'a kal sonra da Süper Lig'in ikinci sırasında yerini al. Bu kolay değil.

Neden kolay olmadığına bir bakalım...

Sezon başında  takımın yenilenmesi kaçınılmazdı. Ama öyle bir transfer yaptılar ki  takımda oynayan futbolcular sanki daha önce bir arada oynamış havasında göründüler. Tam 19 futbolcu transfer edildi. Takımda şu anda forma giyen iki yerli oyuncu kaldı: Ali Çamdalı ve Emre .

Önce yönetimi, sonra da takımın başında olan Metin Diyadin'i tebrik etmek gerekir. Sezon başında Bolu'da kamp yapan Orduspor'u ziyaret ettim.

"Benim biraz zamana ihtiyacım var" diyen Metin Diyadin konuşmasına şöyle devam etti; "Çeşitli ülkelerde  oynayan bir ekip elimde. Bakıldığında herkes futbola aç yapıya sahip. Benim de aradığım buydu. Birlikte olduğum zaman içinde bunları gördüm. Ama bu yetmiyor, benim oyun kalıbıma uymaları da gerekiyordu onu da hallettikten sonra  takım olmaya başladık. Başkan Nedim Türkmen ise alınacak oyunculara  hiç karşı çıkmadı. Kendisinin de hedefleri de vardı. Bir iş adamı olarak  geleceği hep düşündü. Ekibine Ordulular'a  hep güvendi. Takımı  daha  iyi yerlere getirmek için hep yeni şeyler aradı buldu. Şimdi iyi şeyler yapmak için arayışları devam edip duruyor. Başta Stancu gibi futbolcu kendisini bulmak için Orduspor'da adeta kendisini yırtıyor. Kiralık olarak Galatasaray'dan alınan ikinci oyuncu ise Culio takıma  yavaş yavaş uyum sağlamaya başladı. Birçok kimsenin tanımadığı diğer yabancı ise Gosso. Takımın Ali Çamdalı'nın olmadığı zaman kaptanlığına getirildi, tam bir ön libero futbolcusu. Savaşçı, rakibi her zaman yoran bir yapıya sahip. Tanıdığımz Fatih Tekke ise daha kendisinden aranan oyunu sahaya yansıtmış değil. Sanki gücünü yitirmiş gibi bir hava içinde. Kaleci  Fornenzi ise zor bulunacak kişiler  arasında."

Ligin ikinci sırasında yer alan Orduspor sessiz sedasız bir şekilde  basamakları teker teker teker çıkıyor. Bakalım bu yükseliş nereye kadar sürecek?

 

Yazının Devamını Oku