Paylaş
17 Ocak günü sanatçının Instagram hesabından yüklediği, küçük oğlu Rocco’nun box yaparken çekildiği bir fotoğrafının altına yaptığı ırkçı içerik taşıyan yorumu, Afrika Amerikalı hayranları başta olmak üzere birçok sevenini şok etti. Durumu fark eden Madonna, hesabından fotoğrafı derhal silerek Associated Press aracılığıyla da bir özür metni yayınladı. Yayınlanan açıklamaya göre, Madonna yaptığının kabul edilmeyecek bir davranış olduğunun farkında olup, üzgün olduğunu belirtmiş. Niyetinin oğlu ile şakalaşmak olduğunu anlatan Madonna, bu sebeple ‘üzdüğüm kişilerden özür dilerim, beni affedin’ diyerek basın bültenini sonlandırmış.
FLYLEAF’TEN YENİ ALBÜM
2012 senesinde çıkarttıkları 3. albümleri ‘New Horizons’ sonrası grubun vokali Lacey Sturm Flyleaf’ten ayrıldığını açıklamıştı. ‘New Horizons’ gibi şahane bir albümün PR’ı için pek de iyi bir durum olmasa da, boşalan kadro Kristen May tarafından dolduruldu. Her ne kadar Lacey’nin vokali bence grubun atar damarı olsa da, Kristen ile yola devam eden Flylef’e ben de alışmaya gayret ettim. 3. albümün tanıtım ve promosyon turunda Kristen May ile yol alan Flyleaf, geçtiğimiz sene ‘Who We Are’ EP’sini yayınladılar. Vokalist değişikliğini en çabuk şekilde atlatmak için grup geçtiğimiz sene Amerika’da birçok eyalette konserler gerçekleştirdi. Şimdi de yeni bir albüm hazırlığında olduklarını duyuran ekip, belli ki bambaşka bir motivasyon içinde. 2014 yaz aylarında çıkması planlanan yeni Flyleaf albümünün tüm detayları için Pledge Music sitesinden gruba hem de destek olabilir hem de yeni albümün tüm üretim aşamalarına dahil olabilirsiniz.
MÜZİKLİ KARİYERLER #2 MURAT UNCUOĞLU
Geçtiğimiz hafta başlayan Müzikli Kariyerler röportaj serisi bugün elektronik müziğin profesyonellerinden biriyle devam ediyor. Murat Uncuoğlu ile elektronik müziği enine boyuna konuştuk.
Küçüklüğünüze döndüğümüzde aklınızda kalan, müzikle ilgili en eski anınız nedir?
Makara ipiyle birbirine bağlı kutulardan ses çıkartmaya çalıştığımı hatırlıyorum. Daha ileriki yaşlarımda, hoparlörleri birbirine bağlayıp daha kuvvetli nasıl ses alırım diye çabaladığımı hatırlıyorum. Ama aslen lise yıllarındayken kuzey cazına olan ilgimden ötürü saksafon ve flüt çalıyordum.
Dj olmasaydınız, hangi enstrümanı çalmak isterdiniz?
Piyano çalmayı çok isterdim.
Plak arşiviniz için on binli rakamlar telaffuz ediliyor, doğru mudur?
Doğru (gülüyor) , yalnız plaklarımı kimseyle paylaşamıyorum.
Faces ve Club 20’de sizi birçok kere dinlemiş bir Ankaralıyım. O dönemleri günümüz ile kıyaslarsanız neler söylemek istersiniz?
Ankara’nın o dönemini çok iyi hatırlıyorum. Pulse8, daha sonra Club 20 ve Faces çok iyi kulüplerdi. Ankara'daki elektronik müziksever kitle, aynı zamanda hem bilgi, hem de meraklı ve takipçi bir kitleydi. Zaman içerisinde maalesef bu kulüplerin de kapanmasıyla, bu dönem de sona ermiş oldu.
Bu tarz müzik takip eden, dinleyen kitlelere öncü olan işletmelerin de aslında bunda etkisi büyük. Birçok zorluğa rağmen direnip ayakta kalan işletmeler aslında elektronik müzik kitlesinin gelişmesinde bence daha etki sahibi. Indigo biraz da bu anlamda iyi bir örnek. İstikrarlı bir biçimde müşterisine istediği müziği sunabilmesi bakımından önemli bir rol oynuyor bu sektörde. Kulüp içindeki atmosferden, line up'a, ışık ve ses sistemine kadar müzikseverler mekana geldiği zaman yaşadığı tecrübeden tatmin olursa, o geceden daha çok zevk alabiliyor.
‘Sertab Goes To Club' çok güzel bir proje albümdü. Neden bunun devamı gelmedi, ya da var mı böyle bir çalışmanız?
Burada önemli olan sanatçının bu işe sıcak bakması. Sertab bu konuda çok açık bir kişiydi, dış dünyayı da yakinen takip eden biriydi. Sesi de bu müziğe çok uyan bir sanatçıydı. Biz bu işe aslında remix gibi başlamıştık, ama daha sonra şarkıları bu projeye uygun tekrardan söyleyince bambaşka bir sonuca ulaştık. ‘Sertab Goes To Club' eski şarkılardan oluşan bir projeydi, şimdi günümüzde çıkan şarkıların birçoğu elektronik altyapılı, elbette istense bu tarz çalışmalar olabilir, ancak dediğim gibi bu sanatçının da bu işe istekli olmasıyla alakalı bir durum.
Türkiye'de elektronik müziğin şu an olduğu yeri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bence trend yeniden yükseliyor. 10 yıl öncesiyle karşılaştırırsak, önümüzde internet faktörü var, müziğe erişim artık çok kolay. Bu hem iyi, hem de tüketimi hızlandırdığı için biraz dezavantajlı bir durum. Eskiden bir sanatçının plağını aldığımda çalan müzisyenleri takip ederek, iz sürer gibi oldukça zor yollarla yeni şarkılara ve müzisyenlere ulaşırdık. Şimdi bu durum internet sayesinde artık çok basit hem de oldukça ekonomik diyebiliriz.
İstanbul'un elektronik müzik dünyasındaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz. Açılan kulüpler, düzenlenen festivaller potansiyeli karşılayabiliyor mu?
12'den sonra açıkhavada yüksek sesli müzik çalmak yasak olması her ne kadar mantıklı olsa da, bu tarz müzik için şehirde uygun bir yerleşke de maalesef yok. Mekanlar açılıyor, şehrin oto sanayi bölgesi gibi yerleşimden uzak bölgeler seçiliyor, ama bir gün bakıyorsunuz oto sanayi bölgesinden de yerleşimler yükselmeye başlıyor. Bu anlamda zorluklar mevcut tabi. Bunun dışında elektronik müziği seven genç nüfus ve özellikle turist popülasyonu giderek artıyor, bu çok sevindirici. Bazı organizasyonlar için ön satışa çıkan biletlerimize en büyük talep turistlerden geliyor, birçoğu seyahat planlarını buna göre planlıyormuş, bu bizi çok şaşırtıyor ve mutlu ediyor.
Kendinize örnek aldığınız, ya da mentor gördüğünüz biri var mı?
Birçok kişi var elbette ama, farklı dallardan. Örneğin bazı caz müziğinden sevdiğim sanatçılar var, Trentemoller'in önceki yaptığı elektronik albümleri çok seviyorum. Tam ters ritim Telefon Tel Aviv'in sevdiğim işleri var. Bunların birleşiminden bir Murat Uncuoğlu çıkabilir diye umut ediyorum (gülüyor).
Kimin size vokal yapmasını isterdiniz?
Aslında şu an tam olarak bir isim aklıma gelmese de, son birkaç senede kalın sesli erkek vokalleri çıkıyor, onlar çok enteresan oluyor. Biraz daha rock gibi ama aslında tam da rock sound’lu değil. Galiba bu tarz bir vokalden ilginç bir iş çıkabilir diye düşünüyorum.
Yurtdışında en sevdiğiniz kulüpler nereler?
NY'da Cielo ve Amsterdam’da Trouw’a gittiğimde çok eğleniyorum. Bir de Lizbon'da Lux diye bir yer var, dört mimarın yaptığı iki katlı efsane bir mekan var. Balkona çıktığınızda kendinizi bir anda sanki boğaza baktığınızı sanıyorsunuz.
En sevdiğiniz DJ?
Son zamanlarda M.A.N.D.Y(Phillip ve Patrick) ikilisi çok iyi buluyorum. Hem complationları, hem de albümleri çok başarılı.
Türkiye'den kimleri dinliyorsunuz?
Kulağımı elbette hiçbir müziğe kapatmıyorum. Sektörde neler oluyor, bizim sound’umuz nasıl çıkıyor merak edip, elimden geldiğince herşeyi dinliyorum. Her ülkenin kendine has bir sound’u var, bizim de bu şekilde bir sound’umuz gelişsin, yurt dışında da bilinsin çok isterim.
Indigo'nun işletmecisi olarak, bir müzik kulübünde teknik anlamda istediğiniz her şeyi gerçekleştirebiliyor musunuz?
Işık sistemimizi geliştirmeyi düşünüyoruz. 80’lerdeki gibi yanıp sönen ışık sisteminden çok daha farklı bir teknolojide bir şeyler yapmayı düşünüyoruz. Harcadığınız parayla bu işi daha iyi yapabilme şansınız mümkün değil. Tamamen minimal bir bütçeyle de, çok yaratıcı bir şey de yapabilirsiniz. Video Mapping ile Led sisteminin bir arada çalıştığı bir yapı var. Sanki kulüp hareket ediyormuş hissi veriyor, bunu İndigo’da denemek istiyoruz. Ses sistemimiz Function 1 adlı dünyadaki en iyi ses sistemlerinden biri, onun yeni bir serisi var belki onu kullanmayı düşünüyoruz. Kalite anlamında çizgiyi yukarı çekebilirsek, kitle de bunu alıp daha çok ister hale geliyor.
Unutamadığınız bir anınız var mı?
En unutamadığım geçen sene Gezi döneminde yaşadık. Carl Craig gelmişti tam o dönemde. Tam da olayların patlamak üzere olduğu Mayıs sonu burdaydı. Carl ile bizim mekanın burada konser öncesi bir balıkçıya geldik, restoranda yemek yerken birden sokağa gaz bombaları atılmaya başlandı. Biz de ne yapacağımızı şaşırdık haliyle. Tabi sonrasını da biliyorsunuz, olaylar daha da büyüdü, biz de organizasyonu iptal etmek zorunda kaldık. Carl da bu arada olay anını, gaz bombalama sahnelerini telefonuyla çekip de sosyal medya üzerinden paylaşmıştı.
Gezi döneminde bünyenizde çalacak olan sanatçıların desteği nasıldı?
‘Get Physical’ o dönemde çok destek verdi. Gelip hiçbir ücretsiz almaksızın çalalım, destek olalım istediler. Ama bu dönemde bizim işletme olarak en önemsediğimiz durum insanların can güvenliğiydi.
2014 için projeleriniz nasıl?
Yurtdışından inanılmaz bir İstanbul merakı var. Seyahatlerini planlarken insanlardan mailler geliyor, çalacak olan kişilere göre planlarını yapan dinleyicilerimiz var. Bu bizi çok mutlu ediyor. Biz de bu talepler için en iyi line up’ları hazırlamaya çalışıyoruz. Önümüzdeki yakın tarihlerde; 24 Ocak’ta Speedy J , 31 Ocak’ta David Kassi , 14 Şubat’ta John Digweed İndigo sahnesinde olacaklar.
KARIŞIK KASET
Cuma akşamı Propaganda’da Aeroplane vardı. Orkun Bozdemir’ın nefis çaldığı ve ortamı ısıttığı, gecede Aeroplane sahneye 1:30 sularında çıktı. Birçok remix ve şarkısıyla bayıla bayıla dinlediğim Aeroplane, Cuma gününden kalan etkiyle bugünkü yazının da Karışık Kaset listesinin sahibi oldu.
Liste Spotify’da Karışık Kaset by Aeroplane olarak da hazırlandı.
Keyifli dinlemeler…
1)Kimbra -Two Way Street (Aeroplane Remix)
2)Aeroplane – Save Me Now
3)Friendly Fires – Paris (Aeroplane Remix)
4)Aeroplane -We Can’t Fly (Oliver Nelson Remix)
5)€urocrats, Aeroplane, D. – Unite
6)Mixell feat. Greg Puciato – Exit Wounds (Aeroplane Remix)
7)€urocrats, Aeroplane, D. – Follow Me
8)Yuksek – The Edge (Aeroplane Remix)
9)Giorgio Moroder vs MB Disco –From Here To Eternity (Aeroplane Remix)
10)David Rubato – Circuit (Aeroplane Remix)
11)Aeroplane feat Katy Diamond – Whispers
12)Aeroplane – London Bridge
13)Aeroplane – Without Lies
14)Surahn – Wonderful (Aeroplane Remix)
15)Alex Metric – Rave Weapon (Aeroplane Droid Mix)
16)Grace Jones – Williams Blood (Aeroplane Remix)
Paylaş