Paylaş
Gerçekten de hiçbir dönem böylesine çekilme görmemiştim.
Göl seviyesi artık kıyıdan 30 metreden fazla çekilmiş durumda.
Göldeki su seviyesinin bu denli düşmesi elbette bizleri endişelendiriyor.
Çünkü, herkesin bildiği gibi İznik Gölü sadece bölge için değil,
İstanbul ve civarı için de son derece önemli bir göl.
İznik gölü olağanüstü hallerde içme suyu kaynağı olarak dahi kullanılabilecek, bölge tarımı için son derece hayati öneme sahip bir su kaynağı.
*
Peki, ne oldu da İznik Gölünde su seviyesi bu derece azaldı?
İşin en başına gidecek olursak, son 2 yılda tam anlamı ile kurak bir dönemi geride bıraktık.
2019 yılının yaz döneminde de, 2019 yılının sonbahar dönemlerinde de, bölge son 20 yılın en düşük yağışını aldı.
Kış aylarından umutluyduk, kış döneminde de ne yazık ki yine bölge yeteri kadar yağış almayınca, hem gölü besleyen yer altı suları, hem dağlardan gelen ve gölü besleyen dere kaynakları, hem yağışlardan direk gelen su kaynağı yetersiz kaldı.
Yani, her yaz belli seviyede düşen İznik gölü su seviyesi, kış ve bahar aylarında gelen yağışlarla yeniden eski haline dönerdi.
Ama bu sefer öyle olmadı.
Su seviyesi korkutucu boyutlara indi.
*
Yağışların azlığının yanı sıra farklı etkenler de var.
Örneğin, hem Orhangazi, hem de İznik bölgesinde son yıllarda tarımsal üretim en üst seviyelere ulaşmış durumda.
Neredeyse Orhangazi ve İznik ovalarında 1 metrekare dahi boş alan kalmayacak şekilde ekili alana sahip.
Tarımsal alanların artması, beraberinde sulamanın da artmasına etken.
Bu da göl suyunun daha fazla kullanılması anlamına geliyor.
Bir başka etken ise göl etrafındaki sulama birliklerinin kullandığı su miktarının her geçen yıl artması.
Bu da yine tarımsal alanların artması ile paralel bir durum.
Bu noktada alınması gereken en önemli önlem tüm sulama birliklerinin sulama kanallarının kapalı sisteme, sulama sisteminin de damlama sistemine geçmesi, bununla birlikte de üreticinin sulamada daha dikkatli su tüketmesi.
*
Etkenlerden birisi de gölü besleyen dere yataklarının eski debilerinde olmaması.
Bunun da en önemli etkeni yüksek kesimlerin geçmiş yıllara göre daha az yağış alması.
*
Dış etkenler de var elbet.
Örneğin halk arasında kullanılan iddialardan birisi de Amerikalı Cargill fabrikasının aşırı derecede yer altı su kaynağı kullanması.
Bu konuda tekni bir bilgimiz elbette yok.
Eminim bu iddiayı ortaya atanların da ellerinde resmi bir bilgi yoktur.
Ama doğruluk payı ne kadardır derseniz, benim görüşüme göre de Cargill’in aşırı yer altı su kaynağı kullanması göl suyundaki düşüşe bir etken.
Bunun için de acil önlem şart.
*
Gelelim konunun en önemli noktasına.
Gölyaka yakınlarında gölün tam içinden 3 büyük boru ile 3 ayrı pompa ile çekilen ve Gemlik sanayi bölgesine kadar giden su.
Bu konuda ben ilk yazımı 2005 yılında yazmıştım.
O dönemlerde bu konu yine gündeme gelmişti.
Sonrasında bir tarihçe araştırması yaptım.
Bu konuda en sağlıklı bilgiyi ise Ziraat Odası eski başkanlarından Cevdet Altın anlatmıştı.
O su hattı Gemlik’e 1970’li yılların başında çekilmiş.
Daha doğrusu inşaatı bu yıllarda başlamış
Eski başkan Cevdet Altın’ın deyimi ile o zaman o hatta kurulan boruların içinden bir traktör gidebilecek büyüklükteydi.
Peki o tarihlerde bu hat nereye çekilmişti?
1973 yılında tamamlanan bu hat o dönemlerde bir devlet kurumu olan Azot Sanayi’ne çekilmişti.
Azot Sanayi ürettiği madde nedeniyle aşırı suya ihtiyaç duyulduğu için, o dönemde ta İznik Gölü Gölyaka sahilinde bir pompa istasyonu kuruluyor.
Buradan çekilen hat yaklaşık 25 kilometre ilerideki Azot Sanayine kadar ulaşıyor.
Ancak Azot Sanayi 2004 yılında özelleşip özel şirket eline geçiyor.
Ve özelleştirme esnasında bu su kaynağı ile ilgili bir karar da görünmüyor.
Ama fabrikayı satın alan özel sektör bu su kaynağını kullanmaya devam ediyor.
Bu konuda 2005 yıllarında o dönemde su kaynaklarının kullanım hakkını elinde bulunduran İl özel İdaresi bir dava açıyor.
Davanın açıldığından haberimiz var.
Ancak sonucu ile ilgili o gün bugün hiçbir sağlıklı bilgiye ulaşamıyoruz.
Dönemin il genel meclis üyelerinin iddiasına göre İl Özel idare o tarihte bu davayı kazanıyor.
Ancak Gemlik’teki o sanayi kuruluşu konuyu temyize götürüyor.
İşte temyiz süreci ne oldu.
Nasıl bir karar çıktı bilen yok.
Evet yanlış okumadınız.
O gün bugün bu su kullanım hakkının ne durumda olduğunu, davanın nasıl sonuçlandığını bilen yok.
Bizler bilgi alabilmek için çok kapı çalmamıza rağmen, bir sonuca varamadık.
Daha da önemlisi Gölyaka yakınlarındaki o pompa istasyonu aracılığı ile gölden çekilen su miktarını da bilen yok.
Bir kaynağa göre yıllık 18 milyon m3 su tüketimi söz konusu ki, bu da korkunç bir rakam.
Buradan öncelikle Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğüne, ardından Bursa Büyükşehir Belediyesi BUSKİ Genel Müdürlüğüne çağrımızdır.
Gölden çekilen bu suyun miktarı, kullanım hakkı ve kullanılan suya bir ücret ödenip ödenmediği ile ilgili net bir bilgilendirme ve denetim artık şart oldu.
Çünkü İznik gölü her geçen gün avuçlarımızdan kayıp gidiyor.
Su seviyesinin geldiği nokta ortada.
Hangi kurum, hangi önlemi alacaksa alsın artık.
Bir gün gelecek artık çok daha geç olacak çünkü.
Paylaş