Hakan Ünsal

Sorun büyüyor

29 Ocak 2012
GALATASARAY hafta içi zayıf rakibi Ankaragücü ile yaptığı maçta aslarını dinlendirmiş ve Bursa’ya hazırlık yapmıştı.

Ankaragücü maçının Bursa deplasmanına yansıması Riera ve Sercan oldu. İspanyol oyuncu ligin ikinci yarısının başladığı bu haftalarda daha yeni yeni ligimize ve takımına ısınmaya başladı. Fakat Sercan için aynı tespiti yapmak mümkün değil. Sercan hala ‘gelecek vaadeden oyuncu’ konumunda iken bu şansını iyi değerlendirmiyor. Çabuk ve süratli bir oyuncu olmasına karşın bu özelliklerini nerede ve nasıl kullanacağını bilmiyor.

Transfer şart

GALATASARAY’ın ligin ikinci yarısındaki performansında ciddi manada bir düşüş var. İlk yarının ortalarından sonuna kadar giden periyotta çok iyi oynayan ve iyi sonuçlar alan Galatasaray ile şimdiki Galatasaray arasında küçük gözükse de sonuca etkisi büyük değişimler var.

DEĞİŞİM 1: Baros. Galatasaray Elmander-Sercan ile çift forvet oynasa da bu sadece kağıt üzerinde. Sahaya bakınca çift forvet görünümlü 1.5 hücumcu bir takım ortaya çıkıyor. Baros’un etkisi ve değeri şimdi daha iyi anlaşılıyor. Yani hücum hattında bir eksiklik var ve bu bölge transfere muhtaç.

DEĞİŞİM 2: Eboue. Sadece hücumcu bir bek olması ile değil, aynı zamanda ayağındaki topu akılcı ve etkili kullanması ile Galatasaray’a önemli katkısı olan bir oyuncu. Sabri hazır olmadığı, Ujfalusi de yerinden oynatılmadığı için Galatasaray önemli bir gücünü yitirdi. Eğer transfer yapılmazsa Baros ve Eboue gelene kadar zor pozisyon üreten, gol sıkıntısı yaşayan bir Galatasaray izleriz.

DİKKAT...

Yazının Devamını Oku

Bursa'ya hazırlık

26 Ocak 2012
FATİH Hoca, Bursa maçını da düşünerek, lige veda maçlarını oynayan Ankaragücü’nü deneme sınavı olarak değerlendirdi.

Bu aslında sadece Bursa deplasmanını düşünerek yapılmış bir değişiklik de değildi. Rakibin artık gücünden çok uzak, G.Saray ile boy ölçüşemeyecek kadar zayıf ve yaşadığı sıkıntılara da saygı gösterme anlamında da bir tercihti. Zaten maçın başında gelen gollerden sonra G.Saray tempoyu düşürdü ve rakibinin üzerine fazla gitmedi.

YORUMU OLMAZ

Olması gereken de buydu. Karşında olmayacak sıkıntılar yaşayan bir A2 takımı olmuş Ankaragücü varken, güç gösterisi yapmanın anlamı yoktu. Fakat Ankaragücü takımının korkmadan futbol oynama isteği de dikkat çekiciydi. Güçleri paralelinde kapanmadan oynamaya çalıştılar. Ama bu maçın saha içi teknik-taktik anlayışını konuşmak bile olmaz. Kimi ve neyi yazıp konuşacaksın ki. Bir tarafta can çekişen, dertleriyle boğuşan ve onur mücadelesi veren bir oyuncu grubu varken sahada neler yapıp yapamadıklarının bir önemi kalmıyor. Yapılacak şey sahada verdikleri mücadeleyi takdir etmek ve destek vermekten başkası olamaz.

NOT ARTIRIMI

Galatasaray taraftarı açısından uzun zamandır görmediği hatta unutmaya başladığı oyuncuları bir hatırlama maçı oldu. Gökhan Zan, Çağlar, Riera iyi başlangıç yapıp göze girenler bölümüne isimlerini yazdırırken Sercan ve Ceyhun şanslarını iyi değerlendiremeyenler sınıfında yer aldı. Yiğit ise yeni geldiği için daha zamana ihtiyacı olduğunu ve Galatasaray’da olduğunu idrak etmeye çalıştığı izlenimini verdi.

GECENİN GÖRÜNTÜSÜ

G.Saray taraftarının sahadaki maçın öneminin olmadığını bilerek hazırladığı 58. dakikadaki Beyaz Mendil sallayarak yaptıkları 58. madde protestosu gecenin en dikkat çeken anıydı. Sahada sertliğin ve tartışmanın olmadığı sakin bir karşılaşma vardı. Böyle olunca taraftar yönünü ister istemez güncel konulara çevirdi.

Yazının Devamını Oku

Neredesin Q7?

25 Ocak 2012
BEŞİKTAŞ, ligimizin mücadele gücü en yüksek ve rakibi en çok rahatsız eden orta sahasına sahip...

Bu özelliği ile maçların son anlarına kadar oyunun içinde kalıyor ve disiplinden taviz vermiyorlar. Beşiktaş’ın bu karakteri kazanmasında Ernst’in disiplini, Veli’nin inatçılığı ve Fernandes’in kalitesi büyük rol oynadı. G.Antep karşısında Beşiktaş en önemli kozunu devreye sokamadı. Çünkü;
1-Orta sahada bir fazla oynayan ve iyi pas yapan bir rakip vardı.
2-Veli’nin birkaç maçtır gözüken formsuzluğu devam ediyordu.
3-Almeida ve Edu önde yeterince top tutamayınca orta saha çakıldı.
Bütün bunların ışığında ortaya çıkan asıl problem ise pozisyon hazırlama ve değerlendirme sıkıntısı. Problemin ilk bölümünü halledecek oyuncu Quaresma, sakat olduğu için kadroda yok ve Beşiktaş onun sürati ile getirip adrese kestiği ortaları çok arıyor. İkinci bölüm olan skoru değiştirme işini yapacak oyuncu ise ne hikmetse Beşiktaş’ın en golcü oyuncusu olmasına rağmen hala yedek oturan Mustafa Pektemek...

ŞİŞİRMEYİNCE

SAHAYA bakınca Almeida ve Edu uyumlu bir ikili gibi gözükebilir. Fakat etkili oldukları pozisyonlara bakın, bunlar genelde defanstan şişirilen topları fiziklerini kullanarak indirdikleri anlar. Beşiktaş ilk yarının tamamını bu şişirme toplarla geçirince doğal olarak pozisyon bulmakta zorlandı. İkinci yarıda farklı gözükmesinin ise 3 sebebi vardı.

Yazının Devamını Oku

Buz ve hata

23 Ocak 2012
SAHANIN buz olması oyuncuların hareketlerini kısıtlayan, performansını düşüren dolayısı ile maçın önüne geçen bir etken oldu.

Oyuncuların sanki buzdan bir kalıp içinde gibi hareket etmelerine sebep olan saha zemini paralelinde hataları da getirdi. Buzlu zemin aynı zamanda oyuncuların iki özelliğini götürdü ki bunlar maçın kaderini etkileyecek olan çabukluk ve kıvraklıktı.

ESKİYE DÖNÜŞ

G.SARAY uzun zaman sonra tekrar Elmander ile tek forvet oynadı. Sezona başlangıcı hatırlatan sistem ve oyun tatmin etmedi. Elbette zeminin de etkisi var ama son 4 haftada 17 gol atmış G.Saray’ın ilk yarıda pozisyona girmeyi bırakın ceza alanı içine bile zor girmiş olmasının açıklaması sadece zemin olmaz.

OLMAZSA OLMAZLAR...

- Ujfalusi kritik oyuncu olarak stoper oynamalı.
- Elmander tek forvet olarak oynamamalı.
- Kazım formayı Yiğit’e teslim etmeli.

Yazının Devamını Oku

Sistem arızası

15 Ocak 2012
HER iki takım adına da garip bir maç başlangıcı oldu. Selçuk’un asistini çok erken bulan Karabük, ikramı geri çevirmenin karşılığını filelerinde gördü.

Ne olduysa da bu golden sonra oldu. Galatasaray oyundan koptu ve peş peşe hatalar yapmaya başladı. Konsantrasyon problemi ile sistem arızası arası bir görüntü içine giren G.Saray, bazen teklese de sonuca gitmeyi bildi. Ama bir ‘bakım’a hatta ‘resetlenmeye’ ihtiyacı olduğu ortada. İki haftadır yaşanan bu görüntünün 2 sebebi var:
SAHA İÇİ: Samsun maçında, Eboue’nin yokluğu sonrası yapılan mecburi pozisyon değişimi. Galatasaray, özellikle defansı çok hassas bir takım ve bu bölgedeki oynamalar direkt net pozisyon olarak ortaya çıkıyor.

SAHA DIŞI: Galatasaraylı oyunculara tavsiyem; devre arası fırçalara pek alışmamaları. Devre aralarında oyuna dönmek için Fatih Hoca’nın motivasyonunu tercih etmeyi son seçenek olarak düşünmeleri kendi hayırlarına olur.

Peki sahada iyi görünmeyen G.Saray, böyle farklı skorla kazanmayı nasıl başarıyor?

BİR: Bu maça özel bir durum olan rakibin sahada forvetsiz oynaması.
İKİ: Selçuk ve Melo gibi ayağı çok iyi iki orta saha oyuncusunun bulunması.
ÜÇ: Orta saha görünümlü kenar oyuncu tadındaki forvet Elmander.

Yazının Devamını Oku

Hassas dengeler

8 Ocak 2012
SAMSUNSPOR’un canlı, agresif ve örülü orta sahası oyunu kendi alanında kabul etti.

Galatasaray’ı “Eksik yakala ve hızlı hücum yap” düşüncesinin bize geçmiş hali olan kontra oyunla vurmak istedi. Fakat bu isteklerini yerine getiren kendi çabaları değil de Melo ve Sabri’nin asistleri oldu. Muslera’dan sonra uzun zamandır bireysel hata yapmayan sarı kırmızılı oyuncular birikmiş hata borcu varmış gibi yapılan hataların cezasını çok çabuk gördüler. Galatasaray bir takım için en tehlikeli ve en fazla açık vereceği anlar olan oyuna tamamen hakim olduğunu sandığı dakikalarda düşen konsantresi ile sezon başındaki görüntüsüne döndü.
Galatasaray’da takım içi dengeler o kadar hassas ki en ufak oynamalar herşeyi değiştiriyor. İşte yaşanan mecburi Eboue-Sabri değişikliği bunun kanıtı. İkinci yarı yapılan sadece Sabri-Ujfalusi değişikliği bile Galatasaray’ın çehresini ne kadar değiştiriyor gördük.
Ligin en iyi pas organizasyonuna sahip takımı olan Galatasaray, bireysel hata yapmadan oynadığı bir 45 dakika ile çok önemli bir geri dönüşe imza attı.

SABRİZM...

SABRİ’nin eksiği olması ve bunun sıkıntılarını çekeceği gün gibi aşikar bir durum. Aslında, Sabri’nin de yapacağı birşey yok. Çünkü hem fiziki açıdan hem de oyun içindeki kendi dengesi açısından yapabileceği en fazla bu. Fakat asıl sorun Sabri’siz oynanan maçlarda alınan skor ve oynanan oyunlar sonucu taraftarda oluşan olumsuz düşünce yapısı. Mesela ilk golde Melo da ciddi hata yaptı ama göz ardı edilir. Sabri, fizik ve ruhsal olarak eksiklerini giderebilir ama bu oluşan ve kemikleşen düşünceyi kırması çok zor olacak. Asıl problem Fatih Hoca gibi normalde yüzde 90 bile hazır olsa oyuncusuna forma vermeyen bir teknik adamın uzun süredir oynamamış ve birkaç idman yapmış Sabri’yi oynatmış olması.

MAÇIN KONUSU

FATİH Hoca’nın sahaya süreceği oyuncularda sıfır hata ile tercih yapmak zorunda olduğu gerçeği iki devreye şöyle yansıdı.

Yazının Devamını Oku

Ivesa ve beceriksizlik

5 Ocak 2012
İLK maçın kahramanları Quaresma ve Dede’nin olmayışı sahada nefis bir kapışmayı da kaçırmamıza sebep oldu.

Çünkü iki oyuncu takımlarına hem zeka hem de kalite katan önemli ayaklardı. Hal böyle olunca bütün yük, maçın hem çözüleceği hem de kilitlenebileceği orta sahaya düştü.
Eskişehir takımında Veysel, Kamara ve Pele karşısında oynayan Ernst, Veli ve Fernandes maç boyunca birbirlerine üstünlük sağlamak için çok iyi mücadele ettiler. Çünkü buradaki savaşı kazanan maçı da kazanırdı. Sonuçta Beşiktaş ilk yarıda maçı kazanabileceği kadar pozisyona girdi; ama top doğru ayak ve kafaya gelmeyince içeri girmeyi reddetti. İlk yarının Beşiktaş adına golsüz bitmesinin iki sebebi Ivesa ve beceriksizlikti. Ivesa yaptığı 3 inanılmaz kurtarışla takımını ayakta tutan isim oldu.

KARTAL SİSLİ HAVAYI SEVER...

Beşiktaş’ın son iki maçında Ekrem ve Veli’nin girdiği pozisyonlara Almeida ve Edu ilk yarının tamamında girmemiştir. Ekrem ve Veli ceza alanına girerken sanki sahaya inen sisten rakibe görünmüyorlar gibilerdi. İnönü Stadı’na sis indikçe Beşiktaş daha fazla Eskişehir ceza alanına inmeye başladı. Edu ve Almeida tercihlerini ceza alanının dışında kullanınca burayı kullanma işi Ekrem ve Veli’ye düştü. Halbuki tersine olması gereken bu durum Beşiktaş adına orta saha oyuncularının pozisyona destek vermeleri anlamında iyi iken, diğer taraftan forvetlerin kaleden uzak oynaması anlamında kötü.

İYİ VE KÖTÜ...

+ Ekrem’in defansına yardımı kadar rakip ceza alanına yaptığı gol koşuları iyi.
+ Veli’nin savaşcı kimliğine kattığı oyunu iki taraflı oynama düşüncesi iyi.

Yazının Devamını Oku

Rahat oyun

4 Ocak 2012
MAÇI oynayan taraflardan biri Galatasaray diğeri Belediye olunca otomaktikmen karşılaşmanın zor ve üst düzey mücadele içinde geçmesi beklenir.

Öyle mi oldu? Maçın ilk yarım saatine bakınca iki taraf içinde rahat bir oyun ve kolay bulunan gollerin olduğu, temponun beklenen seviyeye çıkmadığı bir karşılaşma oldu. Beraberlikten sonraki bölüm daha gerçekci Galatasaray-İstanbul BŞB maçı haline aldı ama Webo’nun kırmızı kartı işi bitirdi.
Karşılaşma iki takımın rakip alana rahat geldiği bir hale dönünce maçta daha fazla dikkat çeken oyuncular oldu. Örneğin;
KAZIM: Galatasaray’ın sahadaki kaymağını yiyen yegane oyuncu. Elmander, Selçuk, Engin, Emre ve Eboue yırtınırken, Kazım bu emeklerin sonucunu yiyiyor.
EMRE: Umudun kesilmeye başladığı dönemde belki de son şansını harika kullanan formanın yeni sahibi. Goller tamam ama benim için önemli olan oyun anlayışındaki gelişim.
ENGİN: Melo gibi önemli bir oyuncunun yerine oynayan ve maçın en çok koşan, en fazla öne top taşıyan ve en istekli oyuncusu oldu.
BAROS: Formanın kolay olmadığını anlamaya başladığından beri zorlayan ve Gol Kralı olduğu yıldaki formuna doğru adım adım gidiyor. Baros’u 2 ay sonra görün.
WEBO: Bir forvetin yapması beklenen işleri fazlası ile yapan ve forvet arayan takımların ilk sıraya yazması gereken bir oyuncu. Kırmızı kart Belediye ve maç için kırılma anı oldu.

BELEDİYE’LER ARASI...

Yazının Devamını Oku