Hakan Ünsal

Misafirperver

18 Şubat 2012
SÜPER Lig’in evinde en kötüsü ile deplasmandaki en iyisi karşılaşınca ne beklersiniz?

Mersin İY’nun yine misafirini güzel ağırlayıp üzmeden göndermesini. Nurullah Hoca iyi oynadıkları ligin ilk yarısındaki maçı referans alarak kalabalık orta saha ile oyunu kontrol etmeyi planladı. Ama maçın başlangıcı ve gelen gol planları alt üst etti. Yaptığı müdahaleyi boşa çıkaran ise kırmızı kart oldu oldu.

KARA HABER

GALATASARAY’ın bu sene en etkili, en verimli ve en beklenmedik performansını ortaya koyan oyuncusu Elmander’dir. Sadece attığı gollerde yeterli olabilir ama Elmander’i alternatifsiz kılan yönleri başka.
1- Elmander orta sahaya kadar gelip top alan ve Selçuk ile Melo’ya yardım eden bir yardımcı orta saha oyuncusudur.
2- Elmander orta alandan aldığı topları yüzünü rakip kaleye dönüp taşıyan ve pozisyon hazırlayan forvet arkası oyuncusudur.
3- Elmander zaman zaman kenarlarda topla buluşup, buralardan etkili paslar atıp önemli eksiği kapatan yarı kanat oyuncusudur.
4- Elmander rakip alana yerden ve havadan atılan topları iyi koruyan ve takımını baskıya çağıran günümüzün ihtiyacı forvet oyuncusudur.

Yazının Devamını Oku

Bragalı'nın imtihanı

15 Şubat 2012
BEŞİKTAŞ’ın sahaya çıkan forvetsiz kadrosu Braga’lı defans oyuncularına ve teknik adamına cesaret vermiştir.

Forvetsiz oynamanın iki sebebi vardır. Ya rakipten korkuyorsun ya da oyuncuna güvenmiyorsundur. Carvalhal’in Braga’yı tanıyor olması eğer avantaj ise, Almeida’nın da Portekizli olması bir o kadar avantajdır.
Peki Carvalhal’in amacı neydi?
1-Quaresma, Ernst, Veli, Necip ve Fernandes ile birinci öncelik olarak topa sahip olmak.
2-Topa sahip olarak rakibin etkinliğini azaltmak, pozisyon vermemek ve tempoyu ayarlamak.
3-Oyunu orta sahaya çekip rakibi bu kalabalık bölgede mücadeleye mecbur etmek.
4-Braga’nın risk almasını beklemek ve Quaresma’nın yetenekleri ile pozisyon bulmak.
Bunlar planlanan organizasyonlar iken maçın seyrini değiştiren kırmızı kart oldu. İşte o andan sonra Carvalhal’in cesur davranıp Almeida’yı almasını bekledim. Çünkü Beşiktaş maçı 1 fazla bile oynuyor olsa da aynı diziliş ile devam edince sahaya yansıttığı tek şey vardı: Rakip ile sayıyı eşitlemek.

KRAL FERNANDES...

Yazının Devamını Oku

Amrabat alınmalıydı

12 Şubat 2012
G.SARAY’ın almak için çok uğraştığı ve bir o kadar da ihtiyacı olan Amrabat, ne denli önemli bir oyuncu olduğunu bu sefer deplasmanda örnekleriyle anlattı.

Top ayağında iken sahayı dizayn edecek kadar yetenekli ve etkili olan Faslı yine maçta gözlerin topla en çok buluşmasını istediği ve beklediği oyuncuydu. Mutlaka alınması gerektiğini sanırım statta maçı izleyen herkes anlamıştır.

TOP KAVGASI

SAHADA iki tane hem sarı kırmızı renklere hem de topa sahip takım olunca, oyun iki anlamı ile de ortadaydı. Orta sahada yaşanan topa hakim olma savaşının sonucu Selçuk-Melo-Emre ve Abdullah-Nunez-Furkan üçlüleri birbirlerini pasifize etti. Burada farkı ortaya koyan sahada daha koyu sarı kırmızı olan, Emre ve Melo’nun önde oynayan oyunculara daha fazla destek vermesi ile Galatasaray oldu.

ZOR OLDU

MAÇIN kolay geçmemesi beklenen bir durumdu. Öyle de oldu. Sebebi;
- Kayseri orta sahasının kaliteli ayakları.
- Amrabat gibi çabuk oyuncuların olması.

Yazının Devamını Oku

Sayın Başkan bu fotoğraflara iyi bakın bu yazıyı iyi okuyun

10 Şubat 2012
Bakın Fatih Hoca’ya... Sezonun ilk yarısındaki heyecanı, coşkusu ve isteği var mı? Morali bozuk, konsantrasyonu kaybolmuş ve hayal kırıklığı yaşıyor. Benim tanıdığım Fatih Hoca, şimdiye kadar çoktan ortalığı duman etmişti. Ama bu duruşunun ve tavrının ne kadar doğru olduğunu görüyordur.

GALATASARAY, sezonun ilk bölümünün sonlarına yaklaşılan bir dönemde, karışıklık ve küçük hesaplar içinde yoluna devam etmeye çalışıyor. Aslında bu sezon birçok insanın beklemediği derecede iyi gidiyor ve sarı kırmızılı takım ligin zirvesinde. Son haftalarda artık su yüzüne çıkmaya başlayan kısır döngü ve G.Saray’a fren olan çıkar çatışmalarının play-off’ta, hatta play-off sonrasında da devam edeceği aşikar. Peki problem ne?

G.Saray maalesef kuşatma altında!

Öyle ya, sezon başında sahaya çıkan neredeyse bütün oyuncularına kadar “Toplama’’ olan bu takım lider ve play-off neredeyse garanti. Önemli olan play-off ve G.Saray değil. Önemli olan kişilerin çıkarları ve istekleri. Maalesef  G.Saray yine kişisel hırs ve egoların silah olarak kullanıldığı bir kuşatma altında.
Zamanlamaya dikkat edin. Sezon başında ilk Belediye maçından sonra ve sonrasında G.Saray’ın puan kaybettiği dönemde hep bu planlar devreye giriyor. Yönetimin içinde ve Florya’da hep bir beklenti var; “Kaybetsek de devreye girsek!”

Sezon başında yüzü gülüyor, etrafına neşe saçıyordu.

 

Amaç, Terim’in “Yeter artık” demesi

Evet, “Olur mu?” demeyin. Yönetim içindeki problemlerin asıl neden olduğunu da sanmayın. Amaç, Fatih Terim’in “Yeter arık” demesi. Çünkü sezon başından beri benim bile şaşırdığım derecede değişmiş ve sakin bir Fatih Hoca var. Ama bu, görünen hali. Sıkıntının boyutunu tahmin edersiniz. Onlarca isme rağmen ‘’Yapılmayan’’ transferler ve ileriye bakması gerekirken geriye dönüp hem kendi içinde, hem de rakipleri ile uğraşan ve aslında en büyük kötülüğü kendisine yapan bir G.Saray var. Fakat hem yönetim içindeki, hem de Florya’daki hesap yapanlara hatırlatmak istediğim tek şey var. 31 Mayıs 2012. Bu tarih Fatih Hoca’nın sözleşmesinin bitiş tarihi. Siz bakmayın opsiyona falan. Sezon sonu mukavele bitiyor. Her yıl yeniden konuşulacak olan sözleşme varken bu acele niye? Biraz sabredin, sezon sonu istediğiniz olur. Ama işi garantiye almak varken !!!!!!

Şimdi sıkıntılı ve mutsuz. Bu hali de yüzünden okunuyor.

Kulübe bir takım için her şeyi anlatır

Yazının Devamını Oku

Güç farkı

6 Şubat 2012
BEŞİKTAŞLI oyuncuların gördüğü kartlar sonrası aldığı cezalar ve son anda yaşanan sakatlıklar Fenerbahçe’yi doğal favori haline getirdi.

Fenerbahçe’nin dün geceki derbide rakibindeki bu önemli eksiklerini avantaja çevirebilmesi için yapması gereken iki şey vardı.
1- Konsantrasyon.
2- Mücadele.
Çünkü, iki takım arasındaki kalite farkı Fenerbahçe lehine açılmış ve geriye sadece rakibi ciddiye alıp mücadele etmek kalmıştı. Fakat Carvalhal aylardır oynamayan Ersan’ı sahaya sürerek adeta takımının bir eksik oynamasına sebep oldu. Fenerbahçe’nin maç içinde yaşadığı en önemli sıkıntı da ciddiyet kaynaklı olarak çok adamla hücuma çıktığında geri dönüşlerin kötü olmasıydı. Fakat maç öncesine geri dönersek iki takımın dezavantajlarının beklentisi ile saha içinde bunların gerçekleşmesi arasında ciddi fark vardı. Beşiktaş yüksek konsantre ve mücadele ile beklenenden iyi bir oyun ortaya koyarken, Fenerbahçe önemli oyuncularını kendi saha ve seyircisi önünde yeterince etkili kullanamadı. Sonuç olarak kağıt üzerindeki avantaj ve eksikler sahaya o denli yansımadı.

KULÜBE ÖNÜ

MAÇIN ilk yarısının genel görüntüsü her iki takımında kulübelerinin önündeki aynı kanadı kullanmasıydı. Fenerbahçe, Stoch ile kendi sol kanadını kullanırken hemen 20 metre arkasındaki Holosko da sahanın tersine bölümünde sağ kanadı etkili kullandı. Fakat “Etkinlik-Sonuç” denklemine bakarsak Stoch daha iyiydi.

TEK DEVRELİK FENER

FENERBAHÇE’nin bu sezon birçok maçında ortaya çıkan bir görüntü var ki son haftalarda bu bir oyun karakteri olarak oturmaya başladı. İlk yarılarda etkili, baskılı ve sonuç alan Fenerbahçe maçların ikinci yarılarında oyundan düşüyor. Son haftalardaki maçların hepsi bu görüntüde. Bu durumun iki sebebi olabilir.

Yazının Devamını Oku

Alternatif oyun

5 Şubat 2012
GALATASARAY’ın sezon başından beri problem yaşadığı maçlarda ön plana çıkan 2 ana sıkıntısı var.

Hücumda tek forvetle oynamak

1- Bu en önemli problemi G.Saray sakat olmadığı dönemde Baros ile çözdü ve hem oyun hem de skor olarak çok iyi neticeler aldı. Fakat Baros’un sakatlık ve sinir probleminin sonucu takımını yalnız bırakması sezon başından beri ihtiyaç olan transferi daha da elzem hale getirmişti.

Alternatif oyun koyamamak

2- Galatasaray’ın iyi olarak tanımlanabileceği dönemin oyun karakteri olarak ön plana çıkan saha içi organizasyonunda Selçuk-Melo ve Eboue-Hakan ikilileri başroldeydi. Selçuk ve Melo ceza sahası içi koşularını ilk yarı çok daha fazla atmış, bunun sonucu birçok gol bulmuşlardı. Diğeri ise özellikle Eboue’nin genelde ama Hakan’ın bir dönem yaptığı bindirmeler. Bu iki kanadın işlediği maçlar sarı kırmızılılar için kolay olmuştu.

SONUÇ...

Sonuç olarak Galatasaray, Necati ile forvet sıkıntısınının bir bölümünü hallederken, Eboue’nin yokluğu ve Hakan’ın düşen formu nedeniyle neredeyse hiç olmayan kanat etkinliğine, Melo-Selçuk ikilisinin sayısını azalttığı gol arama girişimleri de eklenince alternatif oyun ihtiyacı olan Galatasaray tamamen Elmander’e bağlı hale geldi.

KOLAY ÇÖZÜM

Rakipler için bu dönem Galatasaray kolay çözülen ve önlem alınan bir ekip haline geldi. G.Saray ile oynayan takımların yaptığı iki iş var.

Yazının Devamını Oku

Derbiyi düşünmek

3 Şubat 2012
CARVALHAL, F.Bahçe derbisini düşünüyordu.

Elindeki en efektif oyuncu olan Quaresma’yı üstelik maç eksiğini gidermesi gerekirken yedek başlattı, Beşiktaş’ı sıradanlaştırdı. Fakat uzun zamandır oynamayan Hilbert’i oynatarak kendini tekzip etti. Üst üste gelen sakatlıklar sadece Hilbert ve İsmail değil Beşiktaş’ı da sakatladı. Bir maç düşünün, her iki takımda da fazla sayıda eksik var ,hava soğuk, kar yağıyor ve Beşiktaş seyirci cezası almış. Bu kadar olumsuzluğun olduğu bir maçın iyi ve zevkli olmasını beklemek hayal olur. Maça ve Beşiktaş’a heyecan katacak tek etken Beşiktaş seyircisi idi ama onlar da izinliydi.

EKSİK MAÇ...

Beşiktaş sahada Carvalhal’in kestiği Quaresma ve cezalı Fernandes’i çok aradı. Öyle ki Beşiktaş’ta her zaman rakibi ilk karşılayan ve kesici yönü baskın oyuncu olan Ernst forvetlere yakın oynadı. İki kenarı zaten kullanmakta zorlanan Beşiktaş göbekten de etkisiz hale geldi. Quaresma sonradan girdiği oyunda inanılmaz sinir ve sorumsuzlukla takımını yalnız bırakmadı, F.Bahçe derbisini de takımı adına tehlikeye attı. Portekiz Çetesi’nin lideri olan Quaresma sahada ise takımına liderlik yapmaktan uzak. Saha dışında lider olmak kolaydır ve eğlencelidir ama saha içinde örnek oyuncu olmak ayrı bir meziyet gerektirir.

HASARLI DERBİ....

Beşiktaş ve F.Bahçe hafta sonu ağır hasarlı halde bir derbi oynayacak. Dolayısıyla sonuçlarının ne olacağı bilinmeyen bir maç tam anlamıyla keşmekeş oldu. Ama Beşiktaş’ın Fernandes ve Quaresma’nın olmayışı olayın şeklini tamamen değiştirdi.

Yazının Devamını Oku

Beyaz'da dans!

2 Şubat 2012
ARENA’ya birbirine değmeden dans ederek düşen kar tanelerinin muhteşem görüntüsü eşliğinde başlayan maç, aynı güzellikte değildi.

İki takımın da seçtiği kalabalık orta saha-tek forvet anlayışı Antalyaspor’un G.Saray deplasmanı için uygun bir seçenek olarak gözükürken, G.Saray bu düzeni oynadığı maçlarda hep sıkıntı yaşadı.
Kendi sahasında ilk defa geriye düşen G.Saray’ın maça dönmesini sağlayan da bu gol oldu. Kendi sahasında oynamanın verdiği cesaretle daha fazla risk alan G.Saray,  baskısını artırdığı anda golü bularak ikinci yarıya geride ve stresli başlama dezavantajını da yok etmiş oldu.

ÇEK’İLMEZ...

İkinci yarıya Baros’u oyuna; Ujfalusi’yi yerine alarak başlayan G.Saray daha bir beklenen gibi oynamaya başladı derken Baros maça buz serdi. Baros, G.Saray için önemli bir oyuncu. Ancak, o kadar fazla itiraz eden bir oyuncu ki, sarı kart görmeden bir maçı bitirmesi mümkün değil. İşine konsantre olunca safkan bir golcü olan Çek oyuncu, hakemle uğraşınca Çek’ilmez oluyor.
Kırmızı sonrası alınan risklerin sonuç vermemesi son haftaların aynası gibiydi. Takımın düşen moral motivasyonunun sebebini arıyorsanız kulübeye bakın. Hocada eğer o sezon başındaki istek ve arzuyu görüyorsanız sorun yok. Ama ben kaybolan duygular ve inanç görüyorum. Herhalde ayağına kurşun sıkmak bu olsa gerek.

BRAVO SEMİH

Hesapta yoktu. Oynaması zor gözüküyordu. Daha zamanı vardı. Ama o formayı aldı, o gündür üstüne koyarak gidiyor. Antalyaspor karşısında özellikle son bölümde oynadığı oyun, üst düzeydi. G.Saray’ın defans geleceğini garantiye alan oyuncu olan Semih, tecrübe kazandıkça Milli Takım’ın bankosu olacaktır.

TRANSFER YAPMAZSAN...

Yazının Devamını Oku