Portakallar kötü bir dönemden geçiyorlardı ve bunun baskısını hissediyorlardı. Böyle bir dönemde yaşanan hoca ve oyuncu değişimleri de rakibimizi saha içinde karmaşık bir ekip haline getiriyordu. İlk yarım saatte golü yemiş olmamıza rağmen kendi alanımızı iyi kapatıp Hollanda’nın etkili adamlarına alan bırakmamaya çalıştık. Sadece bunu yapmadık, kazandığımız topları hızlı ve iyi kullandığımızı söyleyebiliriz. Oyunun ilk bölümü maçla ilgili şifreyi verdi bize: Sağı durdur, solu vur.
Hamit’in Avrupa’nın en etkili ve süratli oyuncusu karşısında zor duruma düşmesi normal. Anormal olan Hamit’in orada başlaması ve devam etmesi idi. Diğer taraftan özellikle Sercan ve Arda’nın sol kenarı kullandığında tehlikeli pozisyonlar yakaladık. İlk yarı bittiğinde Abdullah Hoca’nın 3 hamle yapmasını bekledim.
3 hamle bekledim
1-Ağır kalan Hamit’in yerini değiştirmesi ya da oyundan alması.
2-Acemi sol bek Willems’in üstüne direkt bir oyuncu vermesi.
3-Orta sahaya Selçuk hamlesi yaparak kontrolü ve topu kazanması.
Fakat yapamadıklarımız da vardı.
Cris’in bu konudaki tecrübesi, sistem takımından gelmesi ve duran toplardaki etkinliği, transferini isabetli kılıyor.
F.Bahçe Topal ve Meireles’i aldı. Toplam maliyetleri tam 35 milyon Euro... Peki yılda 3 milyon Euro kazanan Emre gitmese Fener Devler Ligi’ne bile kalmaz mıydı?
SON dakika ve mecburi bir transfer olarak geldi Cris Galatasaray’a... Şu kesin ki, eğer Ujfalusi’nin sakatlığı ile UEFA’ya liste bildirme günü arasında yeterince zaman olsa kesinlikle tercih sıralamasında sonlarda olacak bir oyuncuydu. Hiç akıllarda olmadığı için tartışılması çok doğal. Tartışmanın hedefindeki nokta da yaşı... Evet 35 yaş, günümüz futbolu için, özellikle de transfer için üst sınır olarak kabul edilir. Fakat burada tartışmanın temelini doğru zemine oturtmak lazım. Eğer Cris’i yaşı itibarı ile eleştireceksek, önce Ujfalusi’yi hatta daha geri gidersek Popescu’yu eleştirmemiz ve itiraz etmemiz lazım. Ama Popescu’yu Türk futboluna gelmiş en akıllı ve iyi defans oyuncularından biri, Ujfalusi’yi Galatasaray’ın dipten çıkmasındaki baş aktörlerden ve defanstaki akıl olarak görüyorsak, bu iki oyuncunun da performansı için “Çok iyi” diyorsak, yaş tartışmasını bir kenara bırakmamız lazım.
FENERBAHÇE, kendisinden kadro ve oyun olarak iyi olmayan bir takıma elenerek taraftarına büyük üzüntü yaşattı. Tabii ki kaçırılan fırsat çok büyük ama en azından Avrupa’da devam ediyor olabilmek bile şans. Anlaşılan o ki, giden Şampiyonlar Ligi sonrası Avrupa Ligi’nde de hüsran yaşamamak adına transferler yapılıyor.
Ama burada da iki önemli soru ortaya çıkıyor.
1-Neden şimdi?
2-Gerek var mıydı?
Duran top meselesi
Peki Galatasaray bu büyümeye başlayan sorunu nasıl çözdü? Duran top. Yine duran top. Galatasaray bu sezon attığı 8 golün 4’ünü duran toptan atmış. Yediği 6 golün 4’ü de duran toptan. İlginç olan atılan bu 4 golün hepsini lige müthiş başlayan Umut Bulut atmış. Yani şimdiye kadar Galatasaray’ı ayakta tutan duran toplar ve durmayan Umut Bulut.
Galatasaray golü bulduktan sonra oyunu kontrolüne aldıama kontrolsüz bir duran top golü işi değiştirdi. Geçen sezon da problem yaşadığı maçlarda özellikle Selçuk’un duran toplardaki başarısı ile maçlar kazanan sarı kırmızılı ekip, isim ve şekil değiştirerek sorunu çözmeye devam ediyor. Fakat geçen sezondan farklı olarak bu sefer rakipler de o etkinlikte duran top golü atıyor.
ALTERNATİF AVANTAJI
G.SARAY sezona geçen senenin kopyası sayılacak derecede bireysel hatalar ve sıkıntılı maçlarla başladı. Fakat kadro, lig için o kadar fazla ki çıkanın yerine giren en az oynayan kadar etkili. Yani formsuz ya da gününde olmayan oyuncunun dezavantajını yaşamayacak Galatasaray. Bu da sarı kırmızılı ekibin lig yarışındaki en büyük avantajı.
Üstelik Hamit kalitesini, Burak golcülüğünü ve Amrabat yeteneklerini tam anlamıyla ortaya koymuş değil. Bu isimler de devreye girerlerse rakipler kısa devre yapar.
BURSA NE YAPTI
- Eboue’nin etkili çıkışlarını engelledi.
Haksız mı bu konuda? Değil. Karşısında şampiyon olmuş ve daha da güçlenmiş olarak yeni sezona başlayan sistemi oturmuş bir takım vardı. Samet Hoca zayıflayan ve eksilen takımının Galatasaray ile kalite açısından baş edemeyeceğini bildiği için orta sahayı fazla sayıda oyuncu ile kurup mücadele kozunu kullanmak istedi. Fakat Galatasaray’ın ligin en iyi fizik gücüne sahip takım olmasının yanında kalitesel anlamda da ligin en iyisi olduğu gerçeği hemen ortaya çıktı.
İkram goller
Maçın geneli her iki hocanın da düşündüğü gibi geçmedi. Çünkü ne Samet Hoca ne de Fatih Hoca bu kadar bireysel hatanın yapılacağını tahmin etmemiştir. Özellikle Beşiktaş’ın bulduğu 3 golde de Galatasaraylı oyuncuların bireysel hataları vardı.
Maçın ilk yarısında birer ikram gole sahne olduğunu söylemek yanlış olmaz. Melo’nun ters kafası ne kadar kendi kalesine golse Cenk’in kucağına gelen topu içeri atması o kadar kendi kalesine goldür.
BİREYSEL HATALAR..
Ujfalusi ve Semih’ten sonra Melo’nun kendi kalesine attığı gol.
Cenk’in kucağına gelen topu içeriye atması ile gelen gol.
İyi oyuncular olunca uyum süreci de kısalıyor futbol da güzel oynanıyor. Bunlara ek olarak geçen yılın şampiyonuna karşı süper bir statta oynamak bir takımın konsantre olmasına daha başka nasıl yardım edebilir ki?
YANLIŞ TERCİH
Fakat bütün yardımcı etkenlere rağmen Kasımpaşa ciddi bir hata yaparak Galatasaray’a karşı fiziki mücadeleyi öne çıkaran bir oyun oynadı. Bu ligde Galatasaray’a karşı fiziki mücadele ile üstünlük sağlayacak takım yok. Bu hatanın sonucu 20. dakikadan sonra ortaya çıktı ve maç tek kaleye döndü.
Artık Ali Sami Yen Arena’da artmaya başlayan baskıdan yeni kurulmuş, eskiden varolmuş hiçbir takım fark etmez golü yerdi. Golü yedikten sonra elindeki kadronun doğrusunu oynamaya başlayan Kasımpaşa maçı kontra oyuna çevirerek kendi alanında dinlendi ve iyi savunma yaptı. Metin Hoca’nın planı tutmasa da duran toptan golü bulmayı başardılar.
EKSİKLER VE ÇÖZÜMLER
Galatasaray’ın eksik yanları yok mu? İki türlü eksiği var. Birincisi hemen hallolacak eksikler. İkincisi zamanla düzelecek eksikler. İlk kategorideki ekslikliği Felipe Melo giderecek. Melo’nun takıma geri dönmesi orta sahadaki etkinliği ve oyun baskısını artırarak pozisyon zenginliğine katkı sağlayacaktır. Burak’ın cezasının bitmesi ise hem forvet bölgesinde yükün aynı isimlere binmesini engelleyecek hem de gol sayısını artıracaktır. İkinci kategoriyi ise Amrabat halledecek. Galatasaray’ın oyun kültürünü ve anlayışını öğrendikten sonra yetenekleri ile kanat oyuncusu eksiğini fazlası ile giderecektir. Ama bu biraz zaman alacak.
EMRE VE HAMİT
Lakap olarak ‘bücür’ denebilir ama oynadığı oyun büyüktü. Beyni ayaklarına hükmederken aynı zamanda maça da patronluk yapıyordu. Sakinliği, özgüveni ve mücadelesi ile maçın yıldızı oldu. Maçın dikkat çeken diğer oyuncusu ise Hamit oldu. Kenar oynadığında Galatasaray’ın temposuna ayak uydurmakta zorlanan Hamit çok doğru bir yerde oynadı ve tecrübesini daha etkin kullanarak iyi oyun çıkardı.
Bu maçta G.Saray orta sahasının oyuna hakim olması ve öne çabuk paslar atması beklenen bir durumdu. Çünkü Emre varken bile oyuna hakim olamayan F.Bahçe, dün kontrolü tamamen G.Saray’a verdi.
İlk yarıda asıl mücadele orta sahada yaşandı. G.Saray orta sahası F.Bahçe’ye üstünlük kurdu. Sarı kırmızılılar adına problem girilen pozisyonlardaki bitirici vuruş eksikliği ve defansın göbeğinde yaşanan zaaflardı...
İkinci yarıda F.Bahçe adına değişen ilk yarının son dakikasında bulduğu golün moraliyle başlamış olmasıydı. Cimbom oyunun kontrolünü tekrar eline aldıktan kısa süre sonra golü bulmayı başardı ama Ujfalusi’nin neden olmazsa olmaz oyuncu olduğunu anlatan pozisyonda beraberlik golünü yedi.
Karşılaşmaya asıl tempo ve heyecanı getiren ise Engin’in kırmızı kartı oldu. G.Saray’ın eksik oynadığı bölümde ayakta kalmasını sağlayan ve maçı kazandıran orta sahası ile fizik gücünün kalitesiydi.
MELO VE EMRE
Galatasaray’da genel anlamda bütünün eksik parçası ve yokluğu belli olan Melo idi. Pozisyon yakaladığı zaman önde gol arayan, gol pası atabilen, oyunu yönlendiren ve tabii ki gol atan bir orta saha oyuncusu olan Melo hazır olup takıma dönünce G.Saray’ın oyun temposu ve şekli değişecektir. F.Bahçe’de ise hem ilk derbi maçta hem de sezonun bütününde eksikliği en çok hissedilecek futbolcu Emre Belözoğlu’dur. Emre’siz F.Bahçe agresiflikten uzak, oyun kurmakta zorlanan ve her şeyi Alex-Kuyt ikilisinin becerisinden bekleyen bir takıma dönüştü.
Galatasaray’ın yenilerine göz atacak olursak şunları söyleyebiliriz:
Dany:
Bunun paralelinde ise sahada bu büyük maça yakışır bir oyun vardı. Her iki takım da kendi hedefine uygun oyun oynadı. F.Bahçe kendi sahasında kazanma isteğini gösteren bir istekle oynarken, G.Saray da hedefine uygun kaybetmek istemediğini anlatan bir mücadele ortaya koydu.
İlk yarıda F.Bahçe adına kilit oyuncular Semih ve Elmander’di. Semih, hocası Aykut Kocaman’ın tercihi ve beklentisi doğrultusunda iyi top saklayarak takımını G.Saray yarı alanına çağırdı. Elmander ise sakatlanıp oyundan çıkarak G.Saray’ın oyun planlarını bozdu.
Önemli olan hedefe gitmek
İlk yarıyı anlatan kelime mücadele idi. F.Bahçe’de Emre bu mücadele oyununda ön plana çıkarken, G.Saray’da buna karşılık veren Melo idi. Maçın ilk yarısı futbol adına güzel işlerin olduğu anlara sahne oldu. Fakat ikinci yarı Dia’nın kırmızı kartı ile yerini gerginliğe bıraktı. Ujfalusi’nin atılması maçı oyundan çok sinir harbine döndürdü. G.Saray maçın tamamını hedefine uygun şekilde sakin ve iyi mücadele ederek oynadı. Önemli olan böyle tarihi bir maçta iyi ve kötü oyun değildir. Seni hedefe götüren oyun en doğru tercihtir ve sonuç bu tercihin paralelinde oldu.
Sezon hak eden ve iyi oynayan G.Saray’ın şampiyonluğu ile bitti. Bu sezon G.Saray açısından tez konusu olacak bir şampiyonluk ile bitti. Yönetim, teknik heyet ve futbolcular en büyük tebrik ve övgüyü hak ediyor.
ÖNE ÇIKANLAR...
1- Semih Kaya kritik müdaheleleri ile.
Hakan Ünsal, tarihi maçı değerlendirirken gerginliğin Galatasaray’a yarayacağını söyledi. İşte Hakan Ünsal’ın Fenerahçe-Galatasaray derbisiyle ilgili öngörüsü:
Galatasaraylı oyuncuların ekstra motive olabilmeleri için birkaç tane sebep var.
1- F.Bahçe ile oynadığı son 3 maçta da oyunsal anlamda kurduğu üstünlük. Saracoğlu’ndaki son maçta 2-0’dan gelip eşitleyerek maçı kazanacak duruma getirmeleri.
2- Rakibi uzun bir aradan sonra kendi sahasında yenerek rekoru sonlandırma isteği artı bir motivasyon aracı olacaktır.
3- İyi oynadığı bir sezonda galibiyeti kaçırmanın verdiği hırsı son maçta skora yansıtma isteğiyle karşılaşmaya çıkacaklar.
4- Şampiyonluk için beraberlik yetiyor ama kazanmaları halinde alınan kupanın daha anlamlı hale geleceğinin farkındalar.
Galatasaraylılar bu kez panik yapmayacak
Bunlar Galatasaray tarafından bakıldığında avantajlar. Oyuncu yapısıyla ayrı bir avantajı var. O da kötü duruma düştüklerinde oyundan kopan, panik yaşayan, disiplinden çıkan sistemden uzaklaşan bir oyuncu topluluğu yok bu sene. Dolayısıyla Saracoğlu’nda önemi ve büyüklüğü ne olursa olsun o rahatlıkla oynayacak ve bunu sahaya yansıtacak bir G.Saray bekliyorum. Kadro yapısı, özellikle yabancıların bu sakinliği sağlayacak bir yapısı var. Bir avantajı daha var G.Saray’ın. İlla ki kazanmak zorunda değiller. Beraberlik de onlara yetiyor.