Paylaş
Portakallar kötü bir dönemden geçiyorlardı ve bunun baskısını hissediyorlardı. Böyle bir dönemde yaşanan hoca ve oyuncu değişimleri de rakibimizi saha içinde karmaşık bir ekip haline getiriyordu. İlk yarım saatte golü yemiş olmamıza rağmen kendi alanımızı iyi kapatıp Hollanda’nın etkili adamlarına alan bırakmamaya çalıştık. Sadece bunu yapmadık, kazandığımız topları hızlı ve iyi kullandığımızı söyleyebiliriz. Oyunun ilk bölümü maçla ilgili şifreyi verdi bize: Sağı durdur, solu vur.
Hamit’in Avrupa’nın en etkili ve süratli oyuncusu karşısında zor duruma düşmesi normal. Anormal olan Hamit’in orada başlaması ve devam etmesi idi. Diğer taraftan özellikle Sercan ve Arda’nın sol kenarı kullandığında tehlikeli pozisyonlar yakaladık. İlk yarı bittiğinde Abdullah Hoca’nın 3 hamle yapmasını bekledim.
3 hamle bekledim
1-Ağır kalan Hamit’in yerini değiştirmesi ya da oyundan alması.
2-Acemi sol bek Willems’in üstüne direkt bir oyuncu vermesi.
3-Orta sahaya Selçuk hamlesi yaparak kontrolü ve topu kazanması.
Fakat yapamadıklarımız da vardı.
Birincisi; Robben’in yıldızlaşmasını sağlayan adam eksiltmelerini engelleyemedik.
İkincisi; çok iyi alan ve pozisyon bulmamıza rağmen rakip ceza alanında çoğalamadık.Üçüncüsü; çıkarken ve rakip alanda iken kaptırdığımız toplardan ciddi pozisyon verdik.
Dördüncüsü; bu kadar kötü ve hata yapan bir Hollanda defansına karşı gol atamadık.İkinci yarı tempomuz düştü ve bunun sebebi ilk yarıda çok ama etkisiz yaptığımız koşulardı. Biz genç, yetenekli ve birbirine alıştığında iyi işler yapacak ama zamana ihtiyacı olan bir ekibiz. Herşeye rağmen böyle mağlup olmayı hak etmedik.
Paylaş