Hadi Uluengin: Savaşa doğru...

Hadi ULUENGİN

‘Müttefik Kuvvetler Avrupa Başkomutanı General Wesley Clark’a Yugoslavya Federatif Cumhuriyeti'ne yönelik hava harekatı düzenlemesi talimatını verdim'.

Nokta !

* * *

Meteoroloji şartlar elverdiği takdirde, belki siz aşağıdaki satırları okurken, NATO Genel Sekreteri Javier Solana'nın önceki gece Brüksel'de yaptığı bu nihai açıklama karargah talimatından operasyonel fiiliyata geçmiş olacak.

İttifak ülkeleri kokartını taşıyan güdümlü füze ve uçakların Sırbistan' daki taktik ve stratejik hedefleri bombalamasıyla birlikte Kuzey Atlantik Paktı yarım yüzyıllık tarihinde ilk kez sıcak bir çatışmaya girecek.

Uluslarası camianın, binbir rica ve ihtarına rağmen haydutluktan caymayı reddeden Çetnikbaşı Slobodan Miloseviç'i cezalandırmaya başlaması, yine aynı şekilde, Bosna hariç Avrupa'nın elli yıldır yaşayacağı ilk gerçek savaş olacak.

* * *

KUŞKUSUZ, savaş kötü bir şeydir.

Fakat, savaştan korkarak zorbalığa boyun eğmek daha kötü bir şeydir.

Böyle bir teslimiyetçilik ve tabansızlık hem orman kanununun hüküm sürmesine eyvallah demek anlamına gelir, hem de bir gün bıçak kemiğe öylesine dayanır ki, meydanı tamamen boş bulup dayatmaçılığı daima bir üst aşamaya tırmandıran despotlarla hesaplaşmaya girmek artık kaçınılmazlık kazanır.

Ve yılanın başı erken ezilmediğinden bu savaş çok daha pahalıya mal olur.

Nitekim, modern tarih yukarıdaki gerçeği doğrulayan örneklerle doludur.

‘Sulhperest’ rüyalar kuran ‘Demokrasi Cephesi’nin otuzlu yıllarda Çin'i Japon militarizmine, Habeşistan'ı İtalyan faşizmine, Çekoslovakya'yı da Alman Nazizmine ahlaksızca hibe etmesi nihai arbedeyi engelleyememiştir.

Tam tersine, bu totalitarizler henüz palazlanmadan onların beyinlerine ilk anda yumruk indirilmediğinden, daha sonra müthiş ağır bir fatura ödenmiştir.

Tamam savaş kötüdür ama, yakın - orta vadede mutlaka başka bir savaşa çanak tutacak olan ‘sulhperest’ aymazlık ondan bin defa daha kötüdür.

* * *

BUGÜNKÜ ‘Barış Cephesi’nin hem yukarıdaki örneklerden, hem de son Bosna utancından ders çıkarttığı ve eşkiyaya artık cebren dur diyeceği anlaşılıyor.

Zaten, Clinton'un Kongre üyelerini Sırbistan'a karşı harekat düzenlemeye ikna konuşmasından Avrupa liderlerinin konuyu irdeleyen değişik açıklamalarına kadar Batı başkentlerinin altını çizdiği esas nokta bu yönde odaklaşıyor.

Bardağı taşıran Çetnikbaşı'na şimdi dizgin vurulmassa, Balkanlı Hitler çömezi on yıl önce başlattığı fütursuzluğunu sürdürecek, böyle bir haydutluk da eninde sonunda tüm bölgeyi tutuşturacak büyük bir savaşa yol açacaktır.

Dolayısıyla, eğer son anda tükürdüğünü yalamassa, müttefik hava kuvvetleri küstahlığa nokta koymak ve uluslarası yükümlülükleri yerine getirmek amacıyla Belgrad komitacısına karşı dün veya bugün cezai harekata başlamış olacaktır.

* * *

FAKAT, operasyon anonsuna babalanan Rusya Başbakanı Primakov'un ABD'ye giderken okyanus üzerinde yarı yoldan dönmesi ve Miloseviç'in kan ve barutla meydan okuması, velev ki daha büyük bir savaşı önleyecek olsun, eli kulağında gözüken çatışmanın yağdan kıl çeker gibi gerçekleşmeyeceğini haber veriyor.

Saddam'ın tabansız fellahı değil Balkan'ın piştovlu komitacısı bu, Körfez'deki ‘cerrahi temizliğin’ burada da tekrarını beklemek yanılgı payı içeriyor.

Dünyamız ve coğrafyamız zorlu günlere doğru yol alıyor.

Ama böyle karamsar bir tablo söz konusu diye de onurlu ve kalıcı bir barış uğruna savaşmak gerekebileceği olgusunu unutmak gerçekçilikle bağdaşmıyor.

Eğer şu sıralarda harekat başladıysa müttefik kuvvetlere zafer diliyorum.

Sırp halkına ise bu savaştan sorumlu Çetnikbaşı'na karşı infial diliyorum.