Yunuslar için sesin çıksın dünya!

Dünyanın öylece bakakaldığı bir cinayet, bir katliam... Her yıl eylül ayında, Japonya’da etleri için avlanan yunusların ölümüne sessizce tanıklık eden dünyanın artık sesi çıkmalı! Biri bu avcılığa dur demeli!

Japonya’da her sonbahar mevsiminde olduğu gibi bu sonbaharda da kanlı yunus avı başladı. Ülkenin güneyindeki balıkçı köyü Taiji’de yapılan katliamı bütün dünya sessizce seyrediyor.

Öte yandan denizdeki kirlilikten en çok zarar gören yunus ve balinaların etinde kabul edilebilir düzeyin 4 ila 36 katı arasında değişen cıva saptandığı belirtilirken, Japon hükümeti yunus etinin yenmesinde bir sakınca olmadığını savunuyor.

Hayvan hakları koruyucuları, eti için avlanan yunusların insanları zehirleme ihtimalleri bulunduğunu belirtirken, her yıl Japonya’da 2 bine yakın yunus ‘eti’ için avlanıyor.

Eylül ayı başında başlayan yunus katliamını önlemek isteyen sivil örgütün yöneticisi Ruc O’Bray, bütün dünyanın bu vahşete seyirci kalmasından şikayetçi.
Rumuz: Sevgi S.

Hayvansever gruplarımız arasında dolaşan Sevgi S.’nin bu uyarısını köşeme alıyorum. Çünkü tamamen aynı düşüncedeyim...

Dünyanın en sevgi dolu hayvanları olan, beyin kapasitelerinin bilim adamları tarafından insana en yakın olduğu belirlenen, yetenekli ve dünya sevimlisi, herkesin ve özellikle de çocukların sevgilisi yunuslara uygulanan bu vahşet, bildiğiniz gibi yalnızca Japonya’da değil, ıskandinav ülkelerinde de inanılmaz bir şekilde sürüyor.

Bütün dünya ülkelerinin, hayvansever grupların bu katliama göz yummaması gerekiyor. Herkes kendi çapında uluslararası sitelere girip tepkisini göstermeli.
Yoksa kökleri kurutulan pek çok hayvan gibi, bu sevgili dostlarımız da yok olup gidecek...

Yazlıkçılar dört ayaklı dostlarını geride bırakıyor

Son zamanlarda pek çok terk edilmiş hayvana rastlıyoruz. Tüm sahil kasabalarında tatilciler, arkalarında o dört ayaklı dostlarımızı da bırakıp gidiyorlar. Yaz boyunca baktıkları ya da şehirden getirdikleri hayvancıkları, hiç yürekleri sızlamadan arkalarında bırakıp, çekip gidiyorlar. Tıpkı bir eşya gibi...
Onu Dikili’de sahil yolunda bulduk. Oradaki tezgahlarda takı satanlar, ona ‘Efe’ adını koymuşlar. Sahibi varmış ama tatilden dönerken bırakıp gitmiş!

Eğitimli bir terrier. “Dur, gel, otur, elini ver” komutlarının hepsini biliyor. Bir erkek. Tuvalet terbiyesi de var.
Tahmine göre, 1,5 numara. Dikili’deki veterinere götürüldü. Boynundaki ufak yara iyileşecek, ayağının hafif sekmesi de öyle... Ama bir vicdansızın tekme attığı tek gözünde ortaya çıkan sorun önemli. şimdi tedavi ediliyor. Diğer gözü sağlam şükürler olsun.

Kışı sokakta geçiremez. Ev ortamına, insana alışık. Tüyleri de tıraşlı, daha çok az uzamış. şimdiden yıpranmış ama toparlanmaya başladı bile.

Bir kez daha siz hayvanseverleri ilgiye ve bu mesajımızı duyurmaya çağırıyorum. Siz ailesi olamayacaksanız dahi yeni ailesine sizin oluşturabileceğiniz bir zincir sayesinde kavuşabilir. Bize bu mail adreslerinden ulaşabilirsiniz: dko.1981@yahoo.com.tr, sessizliginSesi@yahoogroups.com

Arkadaşımızın dediği gibi, tüm sahillerde, yazlıklarda insanlar yaz boyu kedilerle, köpeklerle ilgileniyor. Hatta bizim çevremizde de yeni doğum yapan kedilerin yavrularını özenle besleyip, bakıyorlar. Ama evlerine dönme zamanı gelince, belki üzülerek ama bir şekilde onları terk edip Allah’a emanet diyerek gidiyorlar.

Oysa bu çok korkunç bir durum. Hep önlerine gelen mamaları yemeye alışan hayvancıklar, kış koşullarında sokaklarda telef oluyorlar.

Bu arada evlerinden kedi veya köpeklerini getirip, yaz boyu birlikte yaşadıktan sonra, burada ne olurlarsa olsunlar deyip, terk edenler de var. Onları vicdanlarıyla baş başa bırakıyorum. Çünkü bir yıl sonra döndüklerinde, o hayvanları bulamayacakları kesin...
Yazarın Tüm Yazıları