Sevgili Güzin Abla, köşenizi ilgiyle okuyorum. Özverili, birikimli ve iyi kalpli bir insan olduğunuz ortada.
Ben de bu güvenle size yazıyorum. Yıllar önce idealist bir insan olarak hayata atılmıştım. Ülkem için önemli roller üstlenebileceğime olan inancım ve mesleğimde en üst makamlara kadar yükselebileceğime dair beklenti ve hayallerim vardı. Ancak, hiç beklemediğim bir anda yaşadığım olaylar üzerine, mesleğimden istifa ederek, geleceğimi, ilkelerim uğruna feda ettim. Zor bir hayata yeniden ve sıfırdan başladım. Yaşamımın muhtelif kesitlerinde gördüklerim ve yaşadıklarım karşısında, geleceğimiz adına umutsuzluğa kapıldım. Özgüvenimde ciddi sarsıntılar oluştu. Acı çektiğimi gören bir dostumun ‘Neden yaşadıklarını paylaşmıyorsun?’ sözü üzerine bir kitap yazmaya karar verdim. Kitabımı insanlarla paylaştıkça acılarımın hafiflediğine hayretle tanık oldum. Yaradılışın bir amacı da paylaşımdır. Gerçekten de paylaşılmayan sevgi, yeşerip büyümüyor. Tek taraflı yaşanan bir aşk, kara sevdaya dönüşüp, acı veriyor. Paylaşılan zenginlik ise, yoksulluğu gideriyor. Gördüm ki, insanlar sıkıntılarını sizinle paylaşırlarken, siz de onlarla sıcacık duygularla zenginleştirdiğiniz birikiminizi paylaşıyorsunuz, yani bir çeşit terapi uyguluyorsunuz. Duygularını paylaşamamaktan dolayı kendine eziyet etmiş ve acı çekmiş bir insan olarak, sizin aracılığınızla kitabımı daha çok insanla buluşturmak ve ilgilenenlerle yaşadıklarımı paylaşmak ve değerli yorumlarını almak isterdim.
RUMUZ: PAYLAŞMAK İSTİYORUM
E-Mail: paylas35@yahoo.com
Önce güzel iltifatlarınız için teşekkür ederim. Böyle beni anlayabilen okurlarım bana güç veriyor, bu sevgi nedeniyle gayretle herkesin derdine koşmaya çalışıyorum. Gerçekten yardımcı olduğumu hissedince büyük bir haz duyuyorum. Hayatta her şey paylaşmakla başlar. Daha küçük yaştan itibaren çocuğa paylaşımı bu nedenle öğretmek şarttır. İnsan paylaştıkça mutlu olur. İster maddi, ister manevi açıdan birilerine faydalı olmak, insanlık görevi, hayatın amacı değil mi? Siz de kitabınızda sizin gibi acı çekenlerle duygularınızı ve yaşadıklarınızı paylaşmışsınız. Umarım okurlarınıza yardımcı olabilirsiniz.
Patronum hayatımı kararttı, utanç içindeyim
Merhaba ablacığım, ben 19 yaşında bir genç kızım. Çalıştığım işyerinde patronumdan çok hoşlandım. Bunu ona açıklayınca, evli olduğunu ama benden hoşlandığını söyledi. Bir gün onunla bir otele gittim, benimle ters ilişki kurdu. Çektiğim acıyı ve utancı anlatamam. Yine de ondan kopamadım. Daha sonra patronumun eşi beni aradı ve ‘Eşimi rahat bırak’ diye yalvardı. O zaman başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Aklım başıma geldi, ayrıldım. Ama şimdi kendimden çok utanıyorum, acı çekiyorum.
RUMUZ: CAHİLİM, PİŞMANIM
Ah benim güzel kızım, nasıl olmuş da bu kadar çok saçmalık yapmışsın? Durup dururken, evli barklı patronun oyuncağı olmuşsun. Sen de adamı resmen baştan çıkartmışsın ama! Üstelik adam, eline geçen bu fırsatı kendi cinsel beklentilerine göre, değerlendirmiş. Eşine yaşattığın şu acılara bak! Neyse ki, bu ilişkiyi zamanında noktalamışsın. Artık, bu acıları geçmişte bırak, yaşadıklarından ders al ve mutluluğu yakalamaya bak.
Hanımları eşlerine karşı uyarıyorum
Dikkat, hanımları uyarıyorum, eşlerine güvenmesinler, benim başıma gelenleri yaşamasınlar! Ben 4 çocuk annesi, bir kadınım. Başımdan geçenler ibret olsun kadınlara. Eşim beni kandırarak, sırf babamın emekli maaşını alabilmek için, boşadı. Daha sonra, yine babamdan kalan evimi, iş kuracağım, diye satıp, tüm parayı aldı ve İstanbul’a kaçtı. Şimdi beş parasız ve evsiz barksız kalmış durumdayım. İstanbul’da eşim bir manken mi, fotomodel mi, bir kızla nişan yapmış, evlenecekmiş. Hem çocuklarım, hem de ben perişan olduk. Birçok TV kanalına başvurdum ama, kimse benimle ilgilenmedi. Bilmem siz ilgilenecek misiniz? Bu çarpıcı gerçekleri okurlarınızla paylaşmak, onları kocalarına karşı uyarmak istedim.
RUMUZ: ADANA’DAN BİR KADININ ÇIĞLIKLARI
Sevgili kızım, Allah kötüye düşürmesin, derler. İnsanın kötülüğü akıl alacak gibi değil. Bunca yıl aynı yastığa baş koyup, sevgiyle güvenle bağlandığın, 4 evlat verdiğin eşin bile bunları yapabilirse, kime güveneceksin? Ama bunlar hayatın gerçekleri ve bir kadının da bunları bilerek, düşünerek ona göre aklını kullanması gerekmiyor mu? Beni bağışla kızım ama, neden bu kadar safça davranmışsın? Boşanmayı kabul etmen de büyük bir hata, babanın maaşını alman da. Ya evini barkını satıp da parayı kocana vermene ne demeli? ‘Babana bile güvenme’ diye boşuna söylememiş büyüklerimiz. Güveneceksin tabii ama, bir yere kadar. Bak işin içine maddiyat girince, insanlar ne kadar acımasız olabiliyor.