"Sevdiğim adamın tanıştırdığı kişilerle ilişkiye giriyorum. Bu şekilde maddi durumumuz çok iyileşti. Ama ağrıma giden bir gün sevdiğimi o erkek arkadaşıyla öpüşürken yakaladım. Ben onu düzgün karakterli biri olarak benimsemiştim" diye size yazan Rumuz: Çaresiz’in yazısını okudum ve kelimenin tam anlamıyla şoke oldum.
Ben 24 yaşında 3 aylık evli çalışan genç bir kadınım. 18 yaşındaki bir kızın nasıl bu kadar cahil olduğunu anlayamıyorum. 18 yaşında bir kız üniversite hayalleri kurar. Geleceğini şekillendirir. Yeri gelir ailesine maddi manevi destek olur. Bırakın bu arkadaşın ailesine destek olmasını, kendisine bile hayrı yok. Ne yazık ki hálá nereye sürüklendiğinin farkında değil ve o adamı düzgün kişilikli olarak değerlendiriyor.
"Aşk senin gözünü kör etmiş" diyorsunuz kusura bakmayın ama ben katılmıyorum. Ben de eşimi delicesine seviyorum. Şu anda eşim benden bir şey istese bile ilk önce oturup düşünüyorum. Bir kişi ilk önce kendisini geliştirecek bunun için de eğitim, eğitim, eğitim diyorum. Düşünüyorum da bu durumda olan kaç kızımız var? Atatürk güzel ülkemizi biz gençlere emanet etti. Böyle mi sahip çıkacağız vatanımıza, ülkemize, ailelerimize? Yemin ediyorum yazıyı okuyunca içim acıdı. Paylaşmak istedim.
RUMUZ: ELMA ŞEKERİ
Bu yazdıklarınız sizin düzeyinizde, eğitiminizde, tecrübenizdeki insanların doğal ve alışılagelen davranışları tabii ki... Bir de bu küçük kızcağızın, çevresini, ailesini, düzeyini, eğitimini düşünün. Hiçbir tecrübesi olmayan, hayatı sadece cinsellik, para ve aşk üzerine odaklanmış bir kız bu. Bir anlamda onunki saflığın da ötesinde... Her şeye rağmen acıdım ona.
Akıl sağlığı açısından sorunları olmalı
Güzin Abla, merhaba; bazen yazılarınızı okuyunca inanamıyorum; hele 10 ocak 2008’de Çaresizim rumuzuyla sizden yardım isteyen kişinin yazdıklarını okuyunca şok geçirdim. Hatta bu yazıların şaka olduğunu düşünüyorum; bir insan bu kadar mı zayıf olur, diyorum, bu kadar mı onursuz, gurursuz olur, yaşadığı tüm rezaleti, seviyorum diye savunur. Sevdiğim dediği adam onu satıyor, ona fahişe muamelesi yapıyor, ama bu kız bir de ondan düzgün karakterli, diye söz ediyor. Hem de ağrına giden, kendi durumu değil de, onun başka bir erkekle yakınlaşması!
Böyle bir ahlaksız insandan ne beklenir ki? Her şey aşk mı bu dünyada? Sen her türlü rezaleti yap, sonra da, sevdiğim için yaptım, de. Bu kızın saflığını geçtik, akıl sağlığıyla ilgili ciddi sorunları var ya da cinsel enerjisi çok yüksek ki, önüne gelenle birlikte olabiliyor. İnanın sizi çok takdir ediyorum, o kadar dengeli bir üslup kullanmışsınız ki; doğrusu ben yapamazdım. Bilseniz nasıl bir sinirle yazıyorum size bu satırları.
RUMUZ: MİMAR
Keşke bana yazılanlar şaka olsaydı, ama köşem gerçekleri yansıtan bir ayna sanki... İşimin gerçekten çok zor olduğunu anladığınız için size yürekten sevgilerimi yolluyorum. Evet hem sorumluluk açısından hem de sabır açısından her zaman çok zor koşullarda yazıyorum.
Sevdiği tarafından satılan, henüz 17 yaşındaki genç kız
Sayın Güzin Hanım; gazeteyi okurken sayfanıza da mutlaka göz atar ilgimi çeken bir şey olursa okurum. Bazen gerçekten inanılmaz hikayelerle karşılaşıyorum. Ancak en çok da sizin verdiğiniz cevaplar ilgimi çeker. Bazen verdiğiniz cevapların o kişi için o kadar önemli olduğu görülüyor ki... Kişi neredeyse hayatını sizin cevabınıza göre yönlendiriyor. Bu sebepten sizin de çok dikkatli cevaplar verdiğinizi hissediyorum, öyle olması gerektiğini de düşünüyorum.
Dün okuduğum olay kanımı dondurdu. Hemen cevabı merak ettim. Bir anne olarak beklediğim bu değildi: 17 yaşındaki genç kız ki, bana göre daha çocuk, erkek arkadaşınca resmen satılıyor. Bu suç değil mi? Sizin bu kızı satarak alenen suç işleyen kişiyi polise bildirmek gerektiğini söylemeniz lazım değil miydi? Bu genç kızı yönlendirmeniz, "Çocuğum, hayatın tehlikede hemen o kişiyi polise ihbar et ve ondan kurtul" diye yol göstermeniz gerekmez mi?
RUMUZ: BİR ANNE
O genç kıza, ben de "Hemen o adamdan kurtul" dedim tabii... Ama işin emniyete intikal etmesine gelince, sanıyor musunuz ki, o gencecik saf kız sevdiğini ihbar eder. Üstelik bu işe polis el attığında (ki o da şüpheli ya), kızın hayatı tümüyle tehlikeye düşecektir çünkü ailesi kimbilir, ona neler yapar, düşünmek bile istemem. En doğrusu elbette ayrılması ama, "Hálá seviyorum", diyebilen bir insana ne söyleseniz boş... Umarım, benim yazım ve sizlerin bu mektuplarınız onun gözünü açar.
Biberiye mucizesi yazınız için teşekkürler
Sevgili Güzin Abla, sizin sağlık sorunlarıyla ilgili yazılarınızdan o kadar mutluluk duyuyor ve bilgi alıyoruz ki, gerçekten yeriniz doldurulmaz.
Şu biberiye mucizesi yazınız benim ve tüm çevremin ilgisini o kadar çekti ki, sanırım aynı şeyi diğer okurlarınız da yaşamıştır. Ben aktarlarda biberiye çayı ve yağı bulamadım. İnanın... Hatta gittiğim en son aktar bana "Abla, neler oluyor, kaç gündür her gelen biberiye soruyor, elimizde biberiye kalmadı" dedi. Çok hoşuma gitti. Demek o kadar etkilisiniz okurlarınız üzerinde ve bir o kadar da güven aşılamışsınız hepimize.
RUMUZ: ATAŞEHİR’DEN BİR OKURUNUZ
Çok teşekkürler sevgili okurum, böyle düşündüğünüz için çok sevindim. Bu güven duygusunun annemin döneminden beri sürdüğünü görmek beni ne kadar mutlu ediyor bilemezsiniz. Size sağlıkla ilgili, gerçekten inandığım ve güvendiğim, hatta denediğim konularda bilgiler vermeye devam edeceğim Allah’ın izniyle.