Okulum hakkındaki gerçekler

Bir süredir basında okulumuzla ilgili olumsuz yazılar yayınlanıyor. Okulumuz hakkında hoş olmayan bir imaj yaratan bu tablo, Melike Koçak adlı edebiyat öğretmeninin öğrencileriyle yayınladığı bir fanzin (Bedava dağıtılan bir edebiyat dergisi) nedeniyle oluştu.
Özellikle de burada yayınlanan bazı yazılarda geçen ve “tehlikeli” bulunan sözcüklerden kaynaklandı.
Melike Öğretmen’le ilgili bana ulaşan okul arkadaşlarımın tepkilerini sizlerle de paylaşmak istedim. Hepimiz okulun değişik dönemlerindeniz. Ortak isteğimiz okulumuzun aklanması.
Bu arada bazı basın organlarında türlü fanteziler üretildiğini görüyorum. Örneğin Melike Öğretmen’in Atatürk düşmanı olduğuyla ilgili bir dedikodu çıktı. Bu bence bir karalama kampanyasının parçası. Yine bir kadın özgürlüğü ve ayrımcılığı sorunu yaratılıyor. Okulumuz, bizlere özel vasıflar kazandırdı. Ancak böyle bir olayın dikkat çekmesiyle aşırı bir muhafazakâr zihniyet ortaya çıktı.
Yazıma önce okul yönetiminin yaptığı açıklamadan birkaç cümleyi aktararak başlıyorum...

Okul: Melike Koçak kurallarımıza uymadı

5 yıldır okulumuzda görev yapan Melike Koçak’ın, 31.08.2015’te sona eren sözleşmesinin yenilenmeyeceği hususu kendisine haziran ayı sonunda iletilmiştir.
Okul yönetimi bu kararı, özellikle okul kapandıktan sonra gerçekleşen yıl sonu Türk Dili ve Edebiyatı zümresinde Melike Koçak’ın okul idaresini hiçe sayan tavırları nedeniyle almıştır.
Mart ayında Melike Koçak rehberliğinde sürdürülen Edebiyat Atölyesi’nin çalışmalarının bir bölümü, kendisi tarafından okul idaresine iletilmiş ve basılmasının uygun olup olmadığı sorulmuştur. Okul yönetimi, çalışmaların okul dergisi olarak basılmasının uygun olmadığı yönündeki görüşünü bildirmiştir.
Buna rağmen, haziranda başka bir isim altında, aynı içerikteki bir fanzinin bu kulüp öğrencileri tarafından okul içinde öğrencilere ve öğretmenlere izinsiz olarak dağıtıldığı görülmüştür.
Yılsonu zümre toplantısında okulun, öğretmenlerin ve öğrencilerin huzurlu ve okulumuza yakışan bir ortamda eğitim-öğretimi sürdürebilmesi, aynı zamanda ilgili öğretmenin yıpranmaması için sözleşmesinin devam ettirilmemesi yönünde bir değerlendirme yapmıştır.

Fikir özgürlüğü ile birlikte bir müessesenin uymak zorunda olduğu kuralların hassas dengesini bulmayı öğrencilerimizden önce öğretmenlerimizin bilmesi ve öğretmesi gerekir.“

Melike Koçak:Fanzin basılsın diyeokula başvurmadım

Okul yönetiminin açıklamasına karşılık Melike Öğretmen Bianet sitesinde bir yazı yazdı. Yazısında Tavuskuşu Fanzin’le iddia edildiği gibi hiçbir organik ilişkisi olmadığını, okul tarafından basılması için okula herhangi bir başvurusu da olmadığını belirtmiştir.
Bu çalışmanın kendisinden de okuldan da bağımsız olduğunu söyleyerek, “Bu fanzin okul öğrencilerinin başka okullardan arkadaşlarıyla, okul ismini kullanmadan, okul dışında hazırlayıp bastırdıkları bir fanzindir” demektedir.
Kadına şiddetin konu edildiği 4’üncü sayı da, diğer sayılarda olduğu ve okulun diğer öğretmenlerine verildiği gibi bana da öğrenciler tarafından verilmiştir.
Fanzin, öğretmeni olduğum Edebiyat Atölyesi’nde başlanan ve öğrencilerin de gönüllü olarak katıldığı, öldürülen kadınların ağzından yazdıkları topluma seslenen mektuplardan bazılarını basmıştır.
Söz konusu mektuplar, Özgecan Aslan cinayetinin ardından liseliler tarafından yazılmıştır. İddia edildiğinin tersine, bu süreç bana ne “ün” ne “şöhret” sağlamıştır.
Aksine bu bir karalama kampanyası haline gelmiştir.”

NDS mezunları ne diyor: Okul görevlileri kuralları çiğneyemez

Bu okulda öğretmen olarak görev alan kişiler, okulun kurallarını çiğneyemezler.
Nitekim Melike Öğretmen’in, okul yönetiminin hazırlanmasında rol aldığı duvar gazetesine itirazını kabul ettiği anlaşılıyor.
Bu yüzden, yönetimin yasağına rağmen bu fanzini çoğaltıp okul içinde dağıtan öğrenciler, Melike Öğretmen’i bir idari soruşturma ve müeyyide ile karşı karşıya bırakan sorumsuzca bir davranışta bulunmuşlardır.
Rumuz: A.A

Olay göründüğü gibi değil

Mevcut olayda mevzu basına yansıtıldığı gibi çocukların çıkardığı dergideki birkaç kelime değil.
Her iki tarafı da dinledikten sonra çıkardığım sonuç, konunun bir süreden beri devam eden sıkıntıların dergiyle bardağı taşıran son damla haline gelmesi, esasen bir üslup sorunu olduğudur.
Rumuz: D.

Okuluma haksızlık yapılıyor

Bu talihsiz konunun okulumuzun muhafazakârlığı, ahlak bekçiliği, fikir özgürlüğüne tahammül edememesi gibi boyutlara çekilmesinin tüm NDS camiası için haksızlık olduğunu düşünüyorum.
Paul Verlaine ve Arthur Rimbaud’un aşkını edebiyat derslerinde okutan bir okulun ahlak bekçiliği ile suçlanması bana çok da tutarlı gelmiyor.
Rumuz: T.K.Ö

Leylek hikâyeleri için fazla büyükler

Daha ne kadar öğrencilerini cam fanus içinde yetiştirmeyi düşünüyorsunuz?
Dışarıda bir dünya, olaylar ve gerçekler var.
Özellikle cinsel tercihler, flörtler, kadına şiddet konularında; gerek öğretmen gerekse öğrenciler düşünmeli. Leylek hikâyeleri için biraz büyük değil mi lise çağındaki çocuklar?
Rumuz: C.E