Feyza Hanım, iyi günler dilerim size. Yine muhalif bir yazı ile huzurlarınızdayım.
Aslında burada size mektubu yazan hanımla ve sizinle aynı fikirdeyim ama sizlerden ayrıldığım husus,bu duruma bir alternatif getirilmesi gerekliliği. Bu arada bence bu hanımefendi, ayrılmış olduğu eşinin oğluna, kendi tasvip etmediği bir şeyi yapmasına müsaade ettiği için tepkili? Oysa bir baba olarak, bence de oğlumla paylaşabileceğim en keyifli anlardan biri ona araba kullanmayı öğretmektir, ben de çocukken en çok bundan keyif alırdım. Neyse, bu işin oluru şöyle olmalı bence, yurt dışında da bu böyle yapılır, kişiler, okulda trafik dersi alırlar, zorunlu derslerden biridir ve 16 yaşına geldiklerinde, stajyer sürücü belgesi alarak, yanlarında geçerli ehliyeti olan bir büyüğün gözlemi ile araç kullanabilir konuma gelirler. Bu belirli bir süre sonra, belirli sınırlar içinde tek başına araç sürme konumuna geçer.
Son olarak da tüm sınırlar kalkar ve normal ehliyete hak kazanılır. Böylece insanlar 18 yaşına geldiklerinde hem araba kullanmayı doğru dürüst öğrenmiş olurlar, hem de o sorumluluk ve bilinci okullarında kazanırlar. Bizde ise 18 yaşına kadar direksiyona el sürmeyen birini 15 gün kursa tabi tutup, gelişigüzel bir sınava sokup, ehliyeti eline verirler. Bence bu şekilde ehliyet almış birinin, okurunuzun oğlundan hiç farkı yok . Ben de araba kullanmayı çok küçük yaşlarda öğrendim.18 yaşına gelip ehliyet kursuna gittiğimde, oradaki eğitmen beni araba kullandırtmamıştı, bana “Sen burada boşuna zaman kaybetme, benim sana öğreteceğim bir şey kalmamış zaten” demişti. Ve ehliyetsiz araç kullandığım zamanlarda hiçbir kazam da olmadı.
O Bağdat Caddesi’nde kaldırıma çıkıp adam ezen insanların bu konuyla hiç ilgisi yok, onlar 50 yaşına da gelseler adam olamazlar. Bence bu işi bilenler, belli bir kulis oluşturabilecek olanlar, araba sürmeyi okullarda öğretecek bir sistemin oluşturulması için çaba sarf etmeliler. Ben de kendi adıma, çocuklarıma 18 yıl boyunca arabaya el sürdürmeyip, sonra onların kim olduğunu, şoförlük meziyetlerinin ne olduğunu bilemediğim biri tarafından, haftada 5 saat bir pistte dolandırılıp, ellerine ehliyet verilmesini ve trafiğe çıkmalarını istemem. Böyle olmamasını istediğim için de mecburen vakti geldiğinde çocuklarımı kendim eğiteceğim. Maksat onlara verilen sorumluluğu öğretebilmek ve hissettirebilmek. HALUK TURANLI
Sevgili okurum, muhalif yazılarınız alışkanlık yarattı. Her şeye rağmen makul ve haklı düşünceleriniz var elbette. Okullarda lise çağında trafik dersleri verilmesi elbette çok çok yerinde bir düşünce. Keşke ilgililer sizi ve beni duyabilseler... 16 yaşında değilse bile 18 yaşına basmadan bir yıl önce, o gence bilgili ve ehliyetli, tecrübeli bir sürücünün denetimi altında belirli trafiğe kapalı yerlerde otomobil kullandırma fikrinizi de kabul ediyorum. Ama kabul etmediğim ehliyetsiz birinin trafiğe çıkması. Sanırım bu yüzden ortaya çıkan korkunç kazaların yarattığı acıları siz de görüp üzülmektesinizdir. Bizim gençlerimizi yurtdışındakilerle kıyaslamamalıyız. Biliyorsunuz onlar her açıdan çok daha eğitimli ve bilinçli. Yine de okurlarıma ve bana akılcı yorumlar getirdiğiniz için teşekkür ederim.