Paylaş
Ben 40 yaşında, 3 çocuk annesiyim. Çocukluğum kalabalık bir aile içinde ve çok sinirli bir baba yanında geçti.Babam annemi hep dövüyordu. 9 kardeştik. Hepsi avaz avaz bağırıyordu, komşular geliyordu ama hiçbir şey yapamıyorlardı.
O yüzden her şeyden çok korkarak büyüdüm. Annem genç yaşta vefat etti. Zaman geçti babam evlendi, herkes bir yere dağıldı. Sonra karşıma biri çıktı, çok merhametliydi.
Onu görür görmez sevdim diyemem... Sevmedim ama evlendikten sonra sevdim. Çünkü iyi bir insandı. 4 yıl çok mutluyduk. Ta ki kız kardeşimi yanıma alana kadar.
Ondan sonra her şey tersine döndü.
Şüphelerim başladı. Bir şeyler yolunda gitmiyordu, hissediyordum. Kız kardeşime “Hareketlerin hoşuma gitmiyor. Artık dön memlekete” dedim.
O ise “Yok gitmem. Hayallerim var, okuyacağım” cevabını verdi. Ne yapacağımı bilmiyordum, babamla konuştum.
Babam ise “Ne hali varsa görsün” dedi. Bunu nasıl yapabilirdim? Sonra nişanlandı ama bir türlü evlenemiyordu. Hayalleri çok büyüktü, çok şey istiyordu. Karşı taraf da bunu sağlayamıyordu. Böyle bir süre oyalandı. Sonra ayrıldı. Yani benim evimde 7-8 sene kaldı.
Her gün “Ne olur Allah’ım hayırlı bir kısmet çıksın da evlenip gitsin” diye dua ediyorum. Çünkü eşimle bayağı bir aramız açılmıştı. Eşimle yalnız zaman geçiremiyorduk. Sanki o bizi yönetiyordu. Sonra çocuklarım oldu.
Peş peşe olduğu için ben depresyona girdim. Kimseye kendimi ifade edemiyordum. Daha sonra kardeşim işe girdi. Ayrı bir ev tutup ve gitti. Ama yine kurtulamıyordum. Haftanın 3-4 günü bizdeydi.
Meğer eşimle aralarında şeyler yaşanmış. Zaten anlamaya başlamıştım ama ispat edememiştim. Sonra birini bulup, evlenip gitti.
Eşi bir gün beni arayıp “Biliyor musun yıllardır eşinle aralarında bir ilişki varmış” dedi.
Ben ne yapacağımı şaşırdım. Evlendiği adam babama da anlatmış. Şantaj yapıp, para da istemiş. Babam da bir miktar vermiş, sonra tekrar istemiş. Sonra da adam herkese anlatmış.
Artık görüşmüyoruz ama ben yıkıldım. O günden beri kendimi hiç toparlayamadım. Şimdi “Hâla niye ayrılmadın” diye soracaksınız.
Çünkü maddi yönden çaresizim. Zaten bu devirde çocuk yetiştirmek çok zor. Çocuklarım babalarına çok düşkün.
Aslında iyi bir baba ama iyi koca olamadı, sadık kalamadı. İkisini de Allah’a havale ediyorum, içim çok yanıyor. Bazen boğulacak gibi oluyorum. Eşimle aynı evin içinde iki yabancı gibiyiz. Baba sevgisi nedir bilmedim. Çocuklarım da o acıyı yaşasın istemiyorum. Ben mutsuzum ama onlara yansıtmıyorum.
◊ Rumuz: Nefesim, hayatım, çocuklarım
YANIT
Bazen böyle gerçek yaşam öykülerini bu köşeye alıp insanlar hayatta neler oluyor, görebilsinler istiyorum. Ve işte böyle inanılmaz ihanetlerle karşılaşıyor, “yok artık” diyebiliyoruz.
Çocuklarınız için böylesine bir fedakârlık yapmanızı bir yere kadar anlayabiliyorum da ya sizin hayatınız, duygularınız, acılarınız ne olacak?
Henüz 40 yaşında, gencecik bir kadınsınız. Bu hayata daha ne kadar katlanabileceksiniz?
Çocuklar bir gün büyüyecekler ve herkes kendi yoluna gidecek. Ve inanın bana, hiçbiri de sizin bu fedakârlığınızı anlamayacak.
“Boşansaydın anne, niye çektin?” diyebilecekler.
Bu yüzden eğer affedemeyecekseniz, yeniden bir çift olmayı düşünemiyorsanız, “ayrılın” derim.
Eşiniz hiçbir pişmanlık belirtisi göstermiyor mu, size karşı mahcubiyetini belli etmeye çalışmıyor mu? Aranızı düzeltmek için bir adım atmıyor mu?
Paylaş