Paylaş
Kayınvalidem çok genç yaşta dul kalmış ve ailenin tek erkek çocuğu olan eşime aşırı bir tutkusu var. Eşime çok düşkün. Bu düşkünlük bana karşı bir kıskançlıkla sonuçlanıyor her zaman. Kayınvalideme ne kadar saygı ve iyilikle yaklaşsam fayda etmiyor maalesef, beni kendine yani oğlunun sevgisine rakip olarak görüyor. Aslında bu duruma bu kadar üzülmezdim belki ama kayınvalidem yüzünden eşimle aramızdaki sevgi yıpranmaya başladı.
Eşim kayınvalidemin etkisinde kalıp her gün gittiği kendi dükkanını bırakıp evde oturmaya başladı, bu aralar sadece haftada 2-3 gün bir kaç saat çalışıyor. Bu da tabii bizi maddi açıdan çökeltiyor. Uzun zamandır çalışmaktan kaçıyor ve aileden kalan dükkan maalesef zarar görüyor. Bana evde biraz olsun yardım etmiyor. Evin bütün yükü maalesef benim üzerimde ve akşam işten eve geldiğimde birde saatlerce ev işleriyle uğraşmak zorundayım.
Çocuklarıma hiç zaman ayıramıyorum. Eşimin annesi eşime bana yardım etmemesi gerektiğini ve benim çok çalışıp hem ona hem çocuklarıma bakabileceğimi, ayrıca evimizi de temiz tutmam gerektiğini aşlıyor.
Ben bu duruma ne kadar dayanabileceğimi bilemiyorum ablacığım, bu uzun zamandır böyle gittiği için yorgunluktan tükeniyorum artık. Aslında eşimi seviyorum ama acaba ayrılsam mı diye düşünmekten de kendimi alamıyorum. Eşim boşanma durumumuzda çocuklarımı elimden alacağını söyleyip beni tehdit ediyor. Çocuklarımın vekaletini babaya verme gibi bir durum olabilir mi gerçekten? Bana biraz akıl verebilirseniz çok sevinirim, yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
RUMUZ: HAYATTAN BEZMİŞ BİR ANNE
Sevgili kızım, şu erkek anneleri zaman zaman gelinlerine karşı ne kadar acımasız olabiliyor. Sana ev işlerinde yardımcı olacağına, senin işini biraz olsun hafifletip, sana anne gibi şefkatle yaklaşacağına bütün bu anlattığın eziyete katlanmak zorunda bırakıyor seni. Oysa şu kayınvalideler bilseler ki gelinlerine ya da damatlarına yaptıkları eziyet, onlara karşı acımasız tutumları, eninde sonunda asıl kendi öz evlatlarının da mutsuzluğunu yaratacaktır. Bunu nedense hiç düşünmek bile istemiyorlar. Beni en çok şaşırtan da bu. Tanıdığım bildiğim birkaç kayınvalide var ki oğullarını mutlu eden gelinlerini kızlarından üstün bile tutuyorlar.
O gelinler ise, “Kayınvalidem benim asıl annem gibidir” diye mutluluklarını ifade ediyor. Hatta oğlunun bir yanlışını gördüğünde oğlunu azarlayan, onu yola getirmek için çaba gösteren pek çokları da var. Ne mutlu öyle gelinlere ve erkek annelerine... Ancak şunu da söylemeden yapamayacağım : Erkekler de genelde iki tarafı idare etmeyi başaramıyorlar. Eğer kayınvalide gelinine karşı takıntılıysa erkek onu ikna etmeyi, karısını ise sakinleştirmeyi başarabilir. Eğer erkek annesini dinlemeyip, karısına karşı çok sevgiyle ve şefkatle yaklaşmış olsa, eminim o eş de bazı şeyleri çok daha olgunlukla ve sabırla karşılayabilir. İşte tıpkı senin durumun gibi...
Senin öfken kayınvaldenden çok onun etkisinde kalıp sana onun direktiflerine göre davranan eşine karşı değil mi? Boşanmayı düşünmemelisin kızım, iki güzel çocuğun var. Üstelik eşini seviyorsun... Ama yapacağın en önemli şey, eşini o evden ayrılmaya razı etmek, bu duruma katlanamadığını anlatmak. Olmazsa, çocuklarını alıp gidersin.. Onlar çok küçük, mahkeme annelerinden ayırmaz üstelik eşinin çalışmadığını, evde oturduğunu ispat edersen bu da etkili olacaktır. Tabii çocuklarını baktıracağın güvendiğin birileri varsa.
Size yazan kızımızın çektiği acıları çocuklarım da çekiyor
Bundan bir süre önce babasının annesini aldattığını telefon mesajlarından anlayan bir genç kızın mektubunu okuyunca inanın yüreğim sızladı. Çünkü biz de aynı olayı yaşadık. Eşimin ihanetini oğlum ortaya çıkarttı. Zaten ben de sezinlemiştim hatta mesajlarını ben de yakalamıştım ama daha kuvvetli deliller elde etmek için, çok zor olsa da sabır göstermeye çalışıyordum. Oğlumun mesajları görmesi sonunda eşim itiraf etti. Artık yüreğimde onun yeri yok. Ben çalışan, her türlü sorumluluğu üzerinde olan iki çocuk annesiyim ve hayatta hiçbir zorluktan korkmuyorum Bugüne kadar korkmadım da, ama maddi imkanım kısıtlı olduğu için çocukların okulları bitinceye kadar bu evlilik işkencesi devam edecek.
Dayanamayıp eşime sordum “Onlarda bende olmayan neydi” diye... Bana “Sende fazlası vardı” dedi ama bu söz benim için artık bir şey ifade etmiyor. Ben ona ömrümü verdim. 15 yaşımda sevdim ve hep sadık kaldım. Şu an 37 yaşımdayım, ben de hak etmemiştim aldatılmayı... Belki aldatması gereken birisi varsa o da bendim. Çünkü o bana manevi olarak hiçbir şey vermedi. Size yazan kızımızın çektiği acıları benim çocuklarım da çekiyor.
RUMUZ: CANIMDAN CAN
Sevgili kızım, eşin çok doğru söylemiş. Aslında sende ve diğerlerinde fazlası var büyük ihtimalle. Ama işte onlar biraz daha güçsüz, biraz daha hükmedebileceği, daha eğitimsiz, daha basit bir kadını arıyorlar, kendilerini güçlü hissetmek için. Bütün mesele burada sanki. Bir de dediğiniz gibi, en kötüsü bu gibi olaylarda en büyük acıyı çocukların çekmesi... Onlar babalarının ihaneti karşısında, herkesten çok daha fazla etkileniyorlar, ne yazık ki... Ama aldıran yok.
Paylaş