Paylaş
17 yaşımdayım. Aslında sorunum basit algılanabilir hatta yetişkinlerin düşüncelerinde ergenlik sorunu da gelebilir. Ama ben panik atak hastasıyım. Babam ve anneme anlattım, kaygılarımın olduğunu, kendimi kötü hissettiğimi... Anlamadılar, dinlemediler bile...
Her ikisi de 6 seneyi aşkın süredir ayrılar.
Yaşadıklarını, benim yaşadıklarımla, daha beni dinlemeden kıyaslıyorlar. Babam bana sürekli insanların kaygıyla büyüdüğünü anlattı.
Kaygımın sevdiğim insanların ölebilecekleriyle alakalı olduğunu düşündü. Oysa ona anlatmamıştım, anksiyete bozukluğu yaşadığımı.
Annem de babam da yaşadıklarımın saçmalık olduğunu söylüyor.
Kimse dinlemiyor beni, herkes o kadar koşuyor ki... Dünyayı yok ettiklerini göremiyorlar.
Paraya tapıp paraya âşık oluyorlar.
Annem hep beni koruduğunu söylerdi.
Bugün anladım beni kendi soyumdan koruyormuş. Bu yüzden de okuyormuşum; oysa öğrenmek için okuduğumu sanıyordum...
Kaygım, geleceğim ya da bana ait olana değil.
Tam tersi insanlara ait olmayanları bile sahiplenmeye dair toprak, ağaç... Hayvanları sahiplenmek mesela.
Kaygım insanlık Güzin Abla. Ben istediğim gibi yaşamak istiyorum.
Cinsellik, evlilik, aşk, üniversite, meslek, para, yarattığımız her şeyden uzak olmak istiyorum.
Beton binalardan uzak, sinirli, huysuz insanlardan uzakta yaşamak istiyorum.
Yardım et bana Güzin Abla.
Neden kimse gün ve gün kendini öldürdüğünü göremiyor?
Hayata meydan okuyorum, nefretimle yok olup gitmek istiyorum.
◊ Rumuz: Anksiyete
YANIT
Sevgili kızım, anksiyete bozukluğu rahatsızlığın olduğuna nasıl karar verdin, bilemiyorum.
Senin yaşındakilerin internetten birçok bilgi edindiklerinin farkındayım.
Ama böyle bir teşhis konması için mutlaka bir uzmanın kararı gerekir.
Anksiyete bozukluğu türleri çeşitlidir. Anne ve babanın senin sorunlarını basit bir ergenlik sorunu olarak görmeleri doğal. Birçok aile bunu yapıyor zaten.
Ama sanırım bu konuda seni dinlemeleri, en azından bana yazdıklarını bir görmeleri, ondan sonra karar vermeleri gerekebilir. Psikolojide anksiyete olarak bilinen kaygı, tehlikeli durumlarda, “vücuda meydan okumaya hazır olması gerektiğini haber veren” sinyaldir.
Doğal ve gerekli olan, kaygı hissedilmeye başlandığında nefes alışverişi ve kalp atışı hızlanarak kaslara daha fazla oksijen gitmesi sağlanır böylece vücut, tehlikeli durumlara kendini hazırlamış olur. Gerekli tepkiyi gösterir.
Aslında kaygılanmak, günlük hayatta sorunlarla baş edebilmek için gereklidir.
Anksiyete bozukluğu ise kaygı duygusunun bir tehlike yokken kendini göstermesi, uzun süre devam etmesi ve çok güçlü hissedilmesidir ki böyle bir durum söz konusuysa tedavi gereklidir.
Anksiyetesi olan kişiler çoğu kendilerini kontrol edemez ve sakinleşemez. Bu durumda kişilerin sağlıklı bir hayat sürebilmesi için tedavi olması gerekmektedir. Panik atak da hayati bir durum yaratmamasına rağmen, kişide kuvvetli bir endişe ve korku hissettiren anksiyete bozukluğu türünde bir rahatsızlıktır.
Anksiyetede sürekli devam eden tedirginlik vardır ve bilinçaltında devamlı kendini hissettirir. Panik atakta kişi kendini saldırıya uğramış ve tehlikede hisseder, kalbi hızlı atar ve nefesi kesilir.
Özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmatik olaylar, çocukluk döneminde fiziksel veya cinsel istismar beyindeki korku merkezlerinde aşırı hassasiyete yol açarak anksiyete yaratmaktadır.
Bu durumda tedavi için mutlaka bir uzmana başvurmak gerekir.
Ancak nefes egzersizleri de sakinleşme konusunda etkilidir.
Paylaş