Aslında dertlerimi hep annemle paylaşırım ama ilk kez bir başkasına açıyorum, çünkü artık onun üzülmesini istemiyorum.
7 sene önce eşimle birbirimizi severek evlendik. Fakat aradan aylar geçtikçe eşimin çok agresif ve kırıcı olduğunun farkına varmaya başladım. Bu huyu çocuğumuz doğduktan sonra daha da öne çıkmaya başladı. Birlikte olduğumuz her an beni kırıyor, bağırıyor, evin içinde gerginlik yaratıyor. Konuşmak, iyi davranıp yumuşatmak istediğimde ise, beni suçluyor. Başkalarının yanında sert çıkışlar yaparak beni rencide ediyor. Çocuğumuza çok sert davranıyor. Annesi evlenmemizi istememişti; çocuğumuz doğduktan sonra bile boşanmamız için eşime telkinde bulundu. Ben aslında çok yumuşak huylu bir insanım, eğitimliyim, iyi bir kuruluşta görev yapıyorum. Ama tabii zaman zaman ben de eşimin yarattığı stresten etkilenip isyan ediyorum. Eşimi çok seviyordum ama artık sevgim yavaş yavaş eriyor. Mücadeleden yoruldum. Evliliğimi çocuğum için devam ettirdim, ama kızımın kreşteki öğretmeni bir haftadır kızımın agresif davrandığından ve arkadaşlarına vurduğundan söz etti. Doğal olarak, babasının sert davranışlarından, sinirli tutumundan etkilendiğini sanıyorum. Artık ciddi olarak boşanmayı düşünüyorum. Ama kızım nasıl etkilenir bilemiyorum. Sizden akıl almaktan ziyade, sizi yüreğimizi açabileceğimiz bir büyüğümüz olarak gördüğümden yazıyorum. Aslında bu problemimi ancak kendi kendime çözümleyebileceğimin farkındayım.
RUMUZ: BOŞANMANIN EŞİĞİNDE
Sevgili kızım, çok haklısın, aslında bu tamamen senin vereceğin bir karar. Hiç kimse seni etkilememeli. Ancak madem bana içini dökmek ihtiyacı duydun, ben de bir anne olarak şunları söyleyebilirim. Sürekli huzursuz bir ortamda, bir babanın sert ve haşin davranışları arasında büyümektense, boşanman belki de çocuğun için hayırlı olacaktır. Kızının evdeki gerginlikten etkilenmeye ve psikolojisinin bozulmaya başladığı ortada... Yalnız, boşandıktan sonra da hayatının pek kolay geçmeyeceği bir gerçek. Ben eşinin psikolojik bir sorunu olduğunu, belki senin iyi eğitimli, iyi mesleği olan bir genç hanım olmandan dolayı aşağılık duygularıyla hareket ettiğini düşünüyorum. Bilmem pek mi falcılık yaptım?
Kardeşim evleniyor, ben hálá bekarım
Ben 28 yaşında bir genç kızım ama halen bekarım. Allah’a şükür hiçbir problemim de yok. Ama niçin kendime uygun bir eş bulup da evlenemiyorum, bilemiyorum. Yüksek okul mezunuyum, 8 yıldır çalışıyorum. Kız kardeşim önce davranıp nişanlandı, yakında da düğünü olacak. Şimdi herkes bana, beklediğin biri mi var diye soruyor. Yok, diyorum ama inandıramıyorum. Çevrem beni bunaltıyor.
RUMUZ: NİÇİN GEÇ KALDIM
Sevgili kızım, sen çevrene ne bakıyorsun? Onları hiçbir zaman tatmin edemezsin, çevren için yaşamaya başlarsan çok üzülürsün. Gençleri görmüyor musun? Hiçbiri, eskiden bizim yaptığımız gibi erkenden bir evliliğin sorumluluğunu yüklenmiyor, erken yaşta, sırf evlenmek için evlenmiyor, çocuk yapmıyorlar, çok da haklılar. Genç kızlar kendi mesleklerini edinip, geçimlerini sağladıktan sonra ancak gerçek anlamda anlaşabildiklerine inandıktan sonra, yaşamlarını bir erkekle birleştirmeyi düşünebiliyorlar. Sen de hayalindeki gibi biriyle karşılaşmadan evlenmeye kalkışmamalısın elbette.
DİKKAT DİKKAT!
HATASIZ KUL OLMAZ rumuzlu okuruma!
Bana acilen mail atın, durumunuzu bildirin. Asayiş’ten size tecavüz edenler konusunda bilgi istiyorlar ve ilgileniyorlar. Adres ve isim de istiyorlar. Bana mutlaka cevap yazın.
Ayağım protez diye kızına layık görmedi
Ben 23 yaşında bir gencim. 1 yıl kadar önce aynı mahallede oturduğum bir genç kızla göz göze geldim. Sonra tanışıp çıkmaya başladık. Her fırsatta beni çok sevdiğini söylüyordu. Bir süre sonra evlenmeye karar verdik. 5 yıl önce yapmış olduğum bir kaza neticesinde sağ ayağımı kaybetmiş durumdayım ve protez kullanıyorum. Bu nedenle ailesi, daha doğrusu annesi, beni kızına yakıştıramadı. Yine de binbir zorlukla da olsa, nişanlandık. Ancak bir süre sonra baskıyla kızı alıp memleketlerine götürdüler. Benden uzaklaştırmak için ellerinden geleni yaptılar. Ona dayak bile atmışlar. Sonuçta kızı benden ayırmayı başardılar. İnsanlık bu mu? Kimse unutmasın ki ben de 18 yaşıma kadar sapasağlam bir insandım, kaza sonucu hayatım değişti. Bu düşünceler beni öldürüyor, çok sıkıntı içindeyim.
RUMUZ: ANGELMAN
Güzel oğlum, ne kadar doğru söylüyorsun. Kimse sokağa adım attığında, başına neler geleceğini bilemez. Her gün trafik kazalarını ve orada yaralananları, sakat kalanları gazetelerden okuyoruz. Sen ister miydin ayağını kaybetmeyi? Kimin ne olacağı belli mi? Neden aileler sevenleri bir şekilde ayırmak için çaba gösterirler bilmem. Üzülme, senin protez ayağınsa, ötekinin mezhep farkı, diğerinin tahsil düzeyi, bir başkasının kazancının yetersizliği... Mutlaka bir bahane vardır. Ama sanırım şimdi vicdanları rahat değil. Ne dersin?