Sevgili Güzin Ablam; geçen gün okuduğum bir haber beni dehşete düşürdü. Bir çizgi film, bir domuz karakteri içinde barındırdığından dolayı TRT’de yayınlanmayacakmış. Öyle saçma bir neden ki size yazma ihtiyacı hissettim; lütfen siz de bu konudaki görüşlerinizi biz okurlarınızla paylaşın. Ülkemizin nereye gittiğini görmek adına çok önemli bir olay bana kalırsa.
İnanılacak gibi değil; Winnie The Pooh adlı çizgi filmi bilmeyenimiz yoktur sanırım; Winnie adında sarı şirin mi şirin bir ayıcık, Pigglet adında küçük ve sevimli bir domuzcuk, Tiger adında bir kaplan... Özel kanallarda sık sık yayınlanan ve çocukların büyük ilgi gösterdiği bu çizgi film çocuklara dostluk, sevgi gibi temaları aşılaması bakımından da faydalıydı. Ancak değişen TRT, emsali görülmemiş bir karar alarak Winnie The Pooh adlı çizgi filmi yayından kaldırdı. Böyle bir karar almak için çok ciddi nedenler olması gerekir değil mi? Ama haberlerden izlediğiniz üzere TRT’nin hiç de akla yatkın olmayan bu uygulaması insanı şaşırtıyor. Peki neden yasaklanıyormuş bu çizgi film? Öne sürülen neden gayet mantıklı(!): "Pigglet bir domuzdur ve Müslüman bir ülkede domuz karakteri çocuklar için uygun olamaz. Domuz karakteri olan hemen hiçbir filme TRT’de yer verilmeyecektir."
Türkiye’nin saygın kurumu TRT alıyor bu kararı ve akabinde tartışmalar baş gösteriyor. Bir çizgi filmde karakter domuz diye yasaklama nasıl gerekli görülebilir? Dinimize göre domuz yemek haramdır, anladık da sevimli bir çizgi film kahramanı olan domuzu izlemek de haram mı oluyor? TRT hakkında her geçen gün böyle olumsuz haberler duyuyoruz; bakalım ilerleyen günlerde daha neler işiteceğiz?
SELİM ÖZTÜRK
Her ne kadar ben bir TV yorumcusu değilsem ve bu tür konulara köşemde pek yer vermiyorsam da, bu konu hakkında sizin gibi birçok okurumdan mail alınca, dayanamadım. Ve dileğinizi yerine getirerek hem bu düzgün eleştirinizi hem de kendi yorumumu yazmadan geçemeyeceğim.
TRT 1 ve TRT 2 en sevdiğim kanallardı, son iki yıla kadar... Özellikle çok kaliteli filmleri, TRT 2’nin o birbirinden eşsiz belgesellerini, özellikle ülkemizle ilgili olanları keyifle izliyordum. İki yıl boyunca pazar günleri yayınlanan "Resim Sevinci" programını unutmak mümkün mü? Ama artık, tümüyle hükümetin bir propaganda aracı olmaktan, aşırı tutucu bir tavırda ısrar etmekten öteye gidemiyor. Hemen hemen bir yıldır, hiç izlemiyorum, göz atıyorum bile diyemem.
Bu sözünü ettiğiniz çizgi filmi hangi kanalda görsem izlerdim. Şimdi torunum nedeniyle CD’si de var elimizde. Çocuklara hayvan sevgisini aşılamak, yardımlaşmayı, dostluğu, çeşitli karakterlere özgü değişik kişilik farklılıklarını anlatan, hem sevimli, hem eğitici bir çizgi film dizisidir bu. Olayı ben de gazetelerden okudum ve gözlerime inanamadım.
Bu zihniyetlerin, bu ilkel tavrın ne yazık ki ülkemizin kilit noktalarını tutmuş olması gerçekten beni de umutsuzluğa sürüklüyor.
ÖSS’yi kazanamazsam intihar edeceğim
Sevgili Güzin Abla, 20 yaşında, üniversiteye hazırlanan bir gencim. Ben geçen seneye kadar hayata olumlu bakan biriydim. Ama sınavı kazanamayınca dünya başıma yıkıldı. Herkesin gözünde beyinsiz durumuna düştüm. Bu sene daha temkinli başladım işe. Ders çalışmaya gayret ettim. Tabii ailemin bana eziyet etmek için yaptırdığı işlerden arta kalan zamanlarda. Sınava son bir ay kala ise bütün motivasyonum bozuldu. Bu nedenle çok çalıştığım halde, sınavı başarabildim mi bilemiyorum. Ama bu sene de kazanamazsam üç-dört ay sonra askerlik var. Hadi gittim diyelim, geleceğim ne olacak? En iyisi galiba intihar etmek!
RUMUZ: ROCKER BOY
Ah bu tüm umudunu bir tek sınava bağlamak durumundaki gençler! Ne kadar üzülüyorum sizlere!
Dünyanın hiçbir ülkesinde gençler üzerinde böylesine bir baskı yok ve de üniversiteyi okumak isteyen herkese pek çok alternatif sunuluyor. Açıkta kalma korkusu diye bir şey olmuyor. Hem de ne yazık ki, bu binbir hevesle, binbir güçlükle girilen üniversite yıllarından sonra, çok daha ciddi bir sorun çıkıyor karşılarına: İş bulmak! Bu durumda oğlum, sınavda başarılı olmazsan intihar etmeyi düşünme sakın. Belki de sen, o kazanıp eğitimlerini tamamlayanlardan çok daha kolay iş bulabilirsin. Hiçbir şey için ölmeye değmez. Sınavı kazanamamak da dünyanın sonu değil.
Evli ve onu bırakamıyorum
Güzin Abla, ben 25 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Benimle aynı sınıfta olan 28 yaşındaki bir genç hanım var. Onu çok seviyorum, o da beni çok seviyor. Ve yaklaşık beş aydır bu sevgi devam ediyor. Kendisi evli ve iki çocuğu var.
Okuluma kendimi veremez oldum artık. Bu ilişki beni öldürüyor. Onu birkaç kere bırakmak istedim ama yapamadım. Benimle bir gün evlenmek istediğini söylüyor. Ben de onunla evlenmek isterdim ama çocuklu bir kadınla evlenmek benim yapımda yok. Onu gerçekten bırakmak istiyorum ama ne kadar perişan olacağımı da biliyorum. Bazen dayanamayıp ağlıyorum! Ben ondan nasıl ayrılabilirim? Bana akıl verebilir misiniz? Üstelik bu konuyu sizden başka hiç kimseye açamıyorum ki...
RUMUZ: CASTEL
Hayret ki hayret! Çocuklu bir hanımla evlenmek yapında yok da; evli ve çocuklu bir hanımla ilişki kurmak yapında var yapında demek ki... Ben ise tam tersini düşünmeni isterdim. Birbirinizi seviyorsanız, o eşinden ayrılırdı ve dürüstçe evlenir, yuva kurardınız. Ama sen çocuklu oluşunu sorun yaparken, evli olmasını hiç önemsemiyor ve kocasını aklına getirmiyorsun bile.