Paylaş
Merhaba Güzin Abla, ben Almanya doğumluyum. Bir ablam ve iki erkek kardeşim var. Ailemle evde büyük problemler yaşıyorum.
Ben bir yıldır sözlüydüm fakat anlaşamadığımız için ayrıldık. Bu sırada yeni biriyle tanıştım. Birbirimizi seviyoruz ve her gün internetten görüşüyoruz.
Bir sabah yine bilgisayar başında gördü beni annem ve başladı babamı kışkırtmaya. “Her gün bilgisayar başında oturuyor. Bıktım ben artık bundan, gitsin istemiyorum ben bunu” diye bağırmaya başladı.
Ben de “beni istemiyorsanız giderim” dedim ve başladım ağlamaya.
Ağladığımı görünce, annem “Oyuncu köpek, inanmıyorum senin o gözyaşlarına” dedi. Babam da geldi yüzüme tükürdü.
Bir gün teyzemde oturuyorduk, kuzenim “bu yaz düğün olmayacak mı?” diye sordu. “Olacak ama bir başkasıyla, sözlümden ayrıldım” dedim.
Şaşırdılar ve nedenini sordular. Anlattım annem de vardı yanımda. Bana küfür etti, iğrenç şeyler söyledi. Birkaç gün sonra yine teyzemlere gitmiştik. Teyzeme sevdiğim çocuğun adını, işini ve İstanbul’da yaşadığını falan söyledim. O da gitti anneme babama anlattı, benim Türkiye’ye gitmek istediğimi söyledi.
Babam çok öfkelendi, bana “kendini internetlerde pazarlıyorsun erkeklere. Çok gitmek istiyorsan git ama seni
silerim aileden. Gidersen akrabalarını, hiç kimsenin yüzünü göremezsin” dedi. Annem de “bu kapıdan çıkan bir daha geri gelemez” diyerek onu destekledi.
Ben de “gideceğim, göreceksiniz” dedim. O zaman babam geldi, kolumdan çekti kapıya doğru itekledi, “git kızım hadi git” dedi. Ben ağlamaya başladım, kapının önüne durdu “eğer gidersen İstanbul’a eniştenin akrabalarını gönderirim, seni oracıkta öldürtürüm adamlara” dedi.
Ertesi sabah doğum günümdü, gece babamın telefonuna mesaj attım; “baba seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum” diye. Anlatacaktım, içimde ne varsa dökecektim.
“Tamam, konuşuruz doğum günün kutlu olsun” dedi. Ama o günden bu güne konuşuruz dediği halde, gelip de benimle konuşmadı, problemlerimi sormadı.
Aylardır, aynı evde olsak da ne annem ne babam ne de ablam konuşuyor benimle. Evin içinde yabancı gibiyim,
ruh gibiyim, dışlanıyorum hep.
İntihar etmek bile aklımdan geçti fakat sevdiğim biri var ve o bekliyor beni, söz verdim ona, “seni bırakmayacağım” diye..
Sevdiğim genç, İstanbul’da, onun yanına gitmek istiyorum. Onunla huzurlu bir hayat geçireceğimi biliyorum.
Evden kaçmayı çok düşündüm, fakat en küçük kardeşim 10 yaşında. O benim bir parçam, ayrılmak çok zor benim için.
Ama bu evde de duramam artık. Dayanacak gücüm kuvvetim kalmadı. Sizce her şeyi göze alıp Türki’ye ye sevdiğimin yanına gitmeli miyim?
Rumuz: Önemli bir soru
Bu merhametsiz aileler yeni mi türedi
Bazen bu öykülerde anlatılanlar, bir anne olarak kanımı donduruyor. Bir annenin evladına bu şekilde davranabileceğini düşünmek bile istemiyorum. Hani içimden bu genç kıza, “yüreğinin sesini dinle, çık git, madem seni durmadan kapının önüne koyabiliyorlar” demek geliyor. Ama bir yandan da bu genç adama ne kadar güveniyor, ne kadar tanıyor, sadece internet aracılığıyla mı tanışıyorlar, görüşüyorlar, diye sorular geçiyor kafamdan.
Ya babasının tehditleri? Akıl alacak gibi değil ama yalan mı, hemen her gün bir kadın cinayetinin manşetlerde yer aldığı ülkemizde, ya bu sevgisiz baba da dediğini yaparsa? Bu yüzden biraz daha sabır, güzel kızım. Biraz daha sabır...
Paylaş