Annem yüzünden depresyona girdim

Annem beni çok sıkıyor, boğuyor. Onun yüzünden ağır depresyona girdim ve atlatamıyorum.

Haberin Devamı

Merhaba Güzin Abla, ben ailemin baskısından o kadar bıktım ki ne yapacağımı bilmiyorum. Annemle asla anne-kız ilişkisi yaşayamadım. Hatta bir kere bile annemle oturup dertleşemedim, onu sevdiğimi söylemedim, onu öpemedim.
Aslında ergenlik döneminden geçiyorum, bir genç kız olarak her zamankinden daha fazla annemin desteğine ihtiyacım var. Ama bırakın destek olmayı, hep benim önüme çıkıp her şeyime engel oluyor.
O kadar baskıcı ve beni öyle zorluyor ki, örneğin yazın kısa kollu tişört giymemi istemiyor, hiçbir arkadaşımla vakit geçirmeme izin vermiyor. Bu devirde tüm arkadaşlarım hem gündüz hem de gece geziyorlar...
Ben geceyi geçtim gündüz bile dışarı çıkıp arkadaşlarımla buluşamıyorum, onlarla gezemiyorum.
Sürekli evdeyim ve evi temizlemek zorundayım, yoksa kızıyor.
Ben de genç bir insanım ve gezmek dolaşmak istiyorum ama izin verilmiyor.
Bir de benim bir sevdiğim var; o da benimle vakit geçirmek istiyor ama annem izin vermediği için onunla da buluşamıyorum.
Kırk yılda bir dışarı çıktığımda zamanında dönmezsem annem çok kızıyor. Zaten pek de bir yerlere gidemiyorum.
Annemin baskısı yüzünden her şeyi ondan gizli yapıyorum.
Kısacası annem beni çok sıkıyor, boğuyor. Onun yüzünden ağır depresyona girdim ve atlatamıyorum da...
Zaten seneye üniversite sınavına gireceğim, bu baskıyla ne yapacağım bilmiyorum. Lütfen yardım edin; annemin bu tavrını düzeltebilir miyim ya da onu takmamam için öneride bulunun...
◊ Rumuz: Ailem geri kafalı

YANIT

Haberin Devamı

Sevgili kızım, günümüz Türkiye’sinde iki tür aile yapısı dikkat çekiyor. Birincisi seninki gibi baskıcı, endişeli, kızlarını eve kapayıp her türlü tehlikeye karşı korumaya, özellikle de erkeklerden uzak tutmaya çalışan aileler...
Bunların bir kısmı daha da tutucu olabiliyor. Kızlarını okutmayıp hemen evlendirmek istiyorlar. Üstelik evlenirken de kendi seçimlerini yapmasına izin vermiyorlar.
Bir de çocuklarını serbest bırakan, onların özel hayatına pek fazla karışmayan, kişiliklerini kazanmalarına ve eğitimlerine önem veren, gençliklerini daha bir özgürce yaşamalarına fırsat tanıyan aileler var.
Bir yandan çocuklarını kontrol altında tutmayı da ihmal etmeyen bu anne babalar, onların gerek mesleklerini, gerekse evlenecekleri kişiyi kendilerinin seçmesinden yanalar.
Bu iki zıt aile yapısı; genellikle yaşadıkları çevrenin, geldikleri toprakların ve eğitimlerinin de etkilerini taşıyor.
Eğitim seviyesi düşük; okumanın, meslek sahibi olmanın bir kız çocuğu için ne kadar önemli olduğunun bilincinde olmayan bazı ebeveynler, evlatlarının kendilerine göre “başına bir kaza gelmeden” evlenip evden gitmesini diliyor.
Onlar, bir kızın asıl görevinin evlenip çoluk çocuğa karışmak, eşine hizmet etmek olduğunu düşünüyor.
Bu onların kötü anne baba olmalarından kaynaklanmıyor.
Onları da anne ve babaları böyle yetiştirmiş, başka türlüsünü düşünemiyorlar.
Diğer yandan senin gibi baskı altında olanlar, büyük kentlerde daha özgürce, daha rahat ve maddi olanaklara sahip şekilde yaşayan gençlere özeniyor. Ama aile yapıları nedeniyle onlar gibi davranamıyorlar.
Annenin bu tutumunu düzeltebileceğini hiç düşünmüyorum.
Şimdilik sabretmeli ama 1 yıl sonra ne yapıp edip üniversiteyi kazanmaya bakmalısın.
Annene bir meslek sahibi olmak istediğini mutlaka kabul ettirmelisin.
Daha özgürce yaşama isteğini belki ondan sonra anlayabileceklerdir.

Yazarın Tüm Yazıları