Merhaba Güzin Abla, ben evleneli 7 ay oldu. Eşimle severek hayatlarımızı birleştirdik.
Aslında ben evlendikten sonra anladım ki benmişim tek seven.
Balayından geldiğim gün tanıştım her şeyle, döner dönmez ilk tokadımı yedim. Daha sonra eşim yanıma bile gelmedi. Bana gerekçesi de hazırdı: “Seni kadın olarak görmüyorum.”
Sonrasında bu sözü için özür diledi. Ama kırıldım bir kere, ne yaparsa yapsın.
Sebepsiz yere atılan tokat mı dersiniz, hakaret mi, aklınıza ne geliyorsa hepsini yaşamaya devam ettim. 2 defa intihara kalkıştım. Ama hep bir şekilde kendimi durdurdum.
Onu aldım karşıma, defalarca konuştum. Ama nafile, konuşmalarım sadece o güne mahsus oluyordu.
Sonra her şey devam...
Bundan 1.5 yıl önce konuşmaya başladık. Tanımaya çalışıyorduk birbirimizi ve her şey çok güzeldi.
Benim büyük ailevi sorunlarım oldu. Bir ilişkiyi taşıyacak gücüm kalmadı. Sevgilime hiçbir şey demeden onunla ve tüm arkadaşlarımla bağlantımı kestim.
Telefon numaramı değiştirdim ve bir sebep bile sunmadım. Hâlâ bu yüzden kendimden nefret ediyorum.
Kendisine en azından “Görüşmeyi kesmek zorundayım” demeliydim ama yapamadım. Çünkü ailemle ilgili konuları da anlatmak zorunda kalacaktım, bunu doğru bulmadım.
O zamanlar lise son sınıf öğrencisiydik. Okula döndüğümüzde yüz yüze geldik. Herkese sormuş başıma bir şey mi geldi diye. Merak etmiş. Unutmamış abla.
Tekrar oturup konuşmak istedim. Düzelttim aramızı ama ailevi sorunlarımı anlatamadım, utandım. Onun yerine yalan söyledim.İlişkimiz düzeldi. Sevgili olduk ve gelecek için birbirimize söz verdik.
Ama bu süre içinde hep yüreğim sancılandı. Çünkü ona yalan söylemiş olmak canımı yakıyordu.
Erkek arkadaşım, çok cimri. Erkek arkadaşımla 1 yıldır beraberiz ama ilişkimiz ilerledikçe bu huyu çok daha fazla ortaya çıkmaya başladı. Aramızdaki konuşma sürekli para üzerine.
İkimiz de öğrenciyiz ve kısıtlı gelirimiz var. Ben hiçbir zaman hesabımı ödemesini ya da benim için parasıyla bir şey yapmasını beklemedim. Ama son zamanlardaki tutumu beni epey rahatsız etmeye başladı.
Sürekli bana, “Sen benden daha fazla para alıyorsun. O kahveye o kadar para verilir mi? Gösteriş için içiyorsun. Enayilik o parayı oraya harcaman. Kendine bunu niye aldın? Çok pahalıymış” gibi garip konuşmalar yapıyor.
Ailesiyle de tanıştım. Babası da tam böyle biri aslında. Babasının hesabından 20 lira çekse, hemen babası arıyor ve “Neden çektin parayı” diye soruyor. Ailem hiçbir zaman böyle davranmadığı için çok garipsiyorum bu konuyu.
Açıkçası son zamanlarda hem ailesinin hem de erkek arkadaşımın bu tutumu beni ondan uzaklaştırmaya başladı.
İleride evlenmeyi düşünüyorduk ama o bu kadar hesaplıyken, ailesi de böyleyken ilişkimizin sağlıklı olmayacağını düşünmeye başladım.
Ayrılmak istiyor muyum? Hayır çünkü bunun dışında güzel ve uyumlu bir çiftiz. Ama bu olaydan rahatsız olduğumu ona nasıl anlatabilirim bilmiyorum...
2013 yılından beri İstanbul’daki Kuzey Ormanları’nda, buralara atılmış, terk edilmiş köpek ve kedilerle yaşayan Barış isminde bir hayvansever var. Barış, ormanların derinliklerinde sahipsiz hayvanlar için barınaklar kuran, kulübeler yapan aktivist bir kardeşimiz.
Barış, yıllardır ormanlarda bulduğu, hasta ve sakat hayvanları tedaviye alıp iyileştirmeye çalışması ile ünlü aynı zamanda.
Yıllardan beri gerek orman içindeki barınaklarda, gerek otoyol kenarlarında 400 civarında köpek beslemekte. Ayrıca 200 civarında da kedi de onun desteğini alıyor.
Barış, bu canlarımızla birlikte yaşamakta, yıllardır onlarla yatıp onlarla kalkmakta...
Belki ülkemizde ormanlara atılmış binlerce cana fedakarca bakmaya koşan birçok gönüllü hayvansever var. Ama Barış, onlardan çok farklı. O gecesini gündüzünü, tüm yaşamını onlara adamış bir genç adam... Hasta olduklarında yanlarında, öldüklerinde yine yanlarında...
4 yıllık bir ilişkim var. 4 yıl önce benimle birlikteyken boşanmak üzereydi... Ve sonunda 2 yıl önce boşanabildi. Boşanmadan önce bana imam nikâhıyla evlenme teklifi etti. Ama asla kabul etmedim.
Boşanma gerçekleştiğinde ise karşımda ağladı. Sonrasındaysa benimle görüşmek istemedi. Bana “İmam nikâhını kabul etsen bile seni istemiyorum artık” dedi.
Ben de ister istemez, onu bıraktım. Ama 1 ay geçti geçmedi araya tanıdıklarını soktu ve barışmak istedi.
Diller döktü, “Çocuğum için çok üzüldüm, bu yüzden öyle davrandım” dedi. Ben de bir şekilde ikna oldum. Yeniden başladık.
Eski eşinin bana ve arkadaşıma ulaşması bitmedi, tükenmedi, sürekli bir şeyler yaptı.
Şu anda da sevgilimi mahkemeye verdi. Karşılıklı sorunları bir türlü bitmiyor. En son çocuk için iletişime giriyorlar...
Ve o sırada eski eşi, sevgilime benim için “Onunla evlenme de kiminle evlenirsen evlen. Onunla evlenirsen çocuğunu asla göstermem sana” diyor.
Ben, 7 yıllık evli bir erkeğim. Eşim öğretmen. 2 yıl önce Sevgililer Günü’nden hemen önce eşimin, telefonumdan ve Facebook’tan okulundan bir öğretmenle yazıştığını gördüm, haliyle yıkıldım... Olay boşanmaya kadar gitti ama 2 çocuğumuz olduğu için vazgeçtim ve sabretmeye karar verdim.
Belki çok büyütülecek bir mesele değildi çünkü sadece yazıştıklarını biliyorum. Ama ne kadar anlatırsa anlatsın kafamda bir sürü cevapsız soru var ve ikna olamıyorum.
Bu konuyu eşimle defalarca konuştuk ama nafile... “Zamanla unutulur” dedim ama neredeyse 2 yıla yaklaştı, hâlâ aklıma geliyor ve hayata küsüyorum. Her gün neredeyse eşime fark ettirmeden geceleri ağlıyorum. Kendimi çok kötü hissediyorum.
Zaman zaman intihar etmeyi düşünüyorum ama sonra vazgeçiyorum.
Artık erkekliğimden bile şüphe eder duruma geldim. Bir ara eşimle aile psikoloğuna gittim ve antidepresan kullandım.
Ama hâlâ kendime güvenim, eşime olan inancım ayaklar altında. O ise sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyor...
O kadar özgüvene sahip ki aklım almıyor.
Size yazacaklarım, 25 yaşında 2 çocukla terk edilip yıllarca işçi olarak çalışarak, yalnız başına mücadele veren bir kadının hikayesi... “Aşk nasıl bir şeymiş?” derken 8 yıl önce rüyalarımın prensi çıktı karşıma...
Aşkı, sevgiyi, tutkuyu, her duyguyu onda yaşadım. Bana, “bekârım” dedi ama ve eşiyle sarmaş dolaş fotoğraflarını gördüğümde perişan oldum, yatağa düştüm.
Yine de özlüyor görüşmek istiyordum, o da beni bırakmadı.
Her seferinde barıştık. Çok gözyaşı ve acılı 8 yıl yaşadım.
Karısı beni buldu, herkese söyledi. İlişkimizi bitirdi. Sonra aralarında sorunlar yaşadılar. Kadın, birkaç defa boşanma davası açıp daha sonra geri çekti. Defalarca adamı darp etti, karakola düşürdü. Adam dayanamayıp evi ayırdı, beni çağırdı.
“Bu sefer bitirecek. Artık benimle evlenecek” diye düşünüyordum. Çünkü “Kesin boşanacağım” diyordu. Bir de ne göreyim, tekrar barışmışlar, birbirlerinin koynuna girmişler. Pes ettim.
8 yıl boyunca onu unutmak için hayatıma birilerini sokmaya çalıştım. Ama herkeste onu gördüm...
Ben bir şirkette yöneticilik yapıyorum. İlk eşimden olan 12 yaşında bir kızım var, ben 4 yıldır bir başkasıyla evliyim.
Kızım da bizimle yaşıyor. Ama şimdiki eşimle kızım arasında ciddi sorunlar var. Eşim kızımı kaldıramıyor, ona katlanamıyor, yemesine, içmesine, gezmesine, ona alınan kişisel eşyalarına kadar her şeye karışıyor, kızıyor.
Kızım, sebze yemeklerini sevmiyor, onun için aperatif şeyler hazırlıyorum, makarna, patates kızartması gibi...
Onların bile lafını yapıyor. Kızımın rahat ve ne olursa olsun mutlu görünmesi, eşimi çok rahatsız ediyor. Bunu hiçbir şekilde aşamıyoruz...
Kızıma aldıklarım, yedirdiklerim bile problem haline gelmeye başladı.
Kızım da onun bu sevgisizliğinin farkında ve bu yüzden nefret ediyor eşimden. Bir yandan da onu hiç umursamıyor. Kendi odasına kapanıyor.
Ne yapacağımı bilemiyorum... Önerilerinize ihtiyacım var. Aslında boşanmayı düşünüyorum.
Ama çözülebilir bir durum var ise en azından sizden aldığım yardımla belki farklı bir adım atabilirim...