Nasıl başlasam anlatmaya bilemiyorum, yaklaşık dört yıl önce 19 yaşındayken öğrencilik yıllarımda biriyle tanıştım. Tanışmamız sosyal medya üzerinden gerçekleşti. Bir süre sonra samimiyetimiz arttı ve görüşmeye başladık.
Farklı şehirlerde yaşadığımız için dört yıllık süre zarfında toplamda dokuz kez görüştük ancak iletişimimiz hiç kopmadı. O kadar samimi, içten davranıyordu ki çok kısa sürede kapıldım ona. Onun da bana karşı ilgisi vardı, bazen dile getiriyor, geleceğe yönelik hayaller kuruyorduk.
Başlangıçta hemen hemen her gün konuşurken aralıklar artmaya başladı. Şimdilerde ayda 1-2 kez konuşur olduk. Bana karşı ne hissettiğini hiçbir zaman tam olarak anlayamadım.
Bazı dönemlerde hayatına başka kadınlar girse de, ben hep hayatında olmaya devam ettim. Ona karşı yoğun hislerim olduğu için, onu kaybetmeyi göze alamadım. Yıllardır adı olmayan arkadaş-sevgili arası bir ilişki var aramızda.
Fakat artık bu belirsizlikler ve hayatına giren diğer kişiler beni yormaya başladı.
Yedekte bekletildiğim hissine kapıldım. Birkaç kez görüşmeme kararı aldık, her defasında “özledim” diye geri döndü, ben de kabul ettim.
Bu gelgitler beni çok yoruyor onunla bu konuyu konuşamıyorum, yoksa tamamen kaybetmekten korkuyorum. Onun bir başkasıyla olması ihtimali bile beni delirtiyor. Defalarca unutmayı denedim ama hayatıma bir başkasını alamıyorum. Bana yardımcı olun... ◊ Rumuz: Anlam veremiyorum
YANIT
Sevgili Güzin Abla, nasıl oldu anlamadım ilk adımı o attı, önceleri ben karşı çıktım. Onunla ben evlenmeden çok önce sevgiliydik... Daha sonra ben başkasıyla evlendim, aradan yıllar geçti...
Sonra biz aynı binada oturmaya başladık. Sürekli benimle görüşmeye çalışıyordu. Bir gün beni sıkıştırdı ve öpmeye kalktı ama izin vermedim.
Sonra ne yaptı etti, beni ikna etti ve buluştuk. Zamanla buluşmalarımız sıklaştı. Hep evde bir araya geliyorduk; ilk zamanlar beni özlemiş gibi yaklaştı. Giderek beklentileri arttı, ben hep karşı çıktım.
Ama sonunda pes ettim, ben de karşılık verdim, 1-2 ay ilişkimiz böyle sürdü.
Zamanla ben zayıf davranınca, o birdenbire değişti. Bana “mesaj atma, beni arama, böyle gidersek yakalanacağız” demeye başladı.
Ben de inandım, ara verdim. Ama sonra anladım ki, yeni bir sevgilisi olmuş. Konuşmaya çalıştım ama beni dinlemedi. Benden istediğini aldı, şimdi yüzüme bakmıyor. Ben onun uğruna her şeyi göze aldım; kocamı çocuklarımı kaybetmeyi bile...
Ama o ne yaptı? Kısa bir dönem için hayatıma girdi, istediği her şeyi yaptı ve beni hayatından çıkardı, çekti gitti. Şimdi yeni sevgilisiyle mutlu... Ben ise psikiyatrik destek alıyorum.
Bundan bile haberi yok. Sizce ben ne yapmalıyım?
Sevgili Güzin Abla, Emine Bulut’un katilinin en yüksek cezayı alması ve bundan sonra kadına yönelik şiddetin son bulması için bunca yıldır kadınlara yönelmiş bir köşe yazarı olarak, sizin de söyleyecek bir sözünüz olmalı.
Kadın cinayetleri nasıl önlenecek? Kadınları koruyan yeni yasalarla mı yoksa eğitimde yapılacak değişikliklerle mi? Peki ya siz ne düşünüyorsunuz?
◊ Rumuz: Av. Dilek.S.
YANIT
Sevgili okurum, herkes bu konuda tepkilerini dile getirdi ama ben kim ne derse desin, pek fazla bir değişiklik olacağını düşünmüyorum.
Çünkü toplum olarak bir şiddet ve çılgınlık dönemi yaşıyoruz. Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet her geçen gün artıyor.
Şu anda Emine Bulut için çok üzülüyoruz. O, “Anne lütfen ölme” diyen masum küçük kız içimizi parçaladı.
Ama eminim aradan 10 gün geçtikten sonra her şey unutulacak. Tıpkı diğerleri için olduğu gibi.
Merhaba Güzin Abla, yardımınıza ihtiyacım var...
Nişanlımı aşırı kıskanıyorum. Çok fazla üzerine gidiyorum, onu çok sıkıyorum.
Hep “beni çok boğuyorsun, rahat bırak, biraz kendi başıma kalayım” diyor ama onu dinlemiyorum, elimde değil. Bizim işimiz turizm... İkimiz de aynı yerde çalışıyoruz. Nişanlım işinden dolayı müşterilerle samimi oluyor, gülerek konuşuyor.
Ben de hemen yanına gidip “Neden samimi konuşuyorsun” diye kızıyorum.
Aslında ona güveniyorum ama nedense bu huyumdan vazgeçemiyorum.
Öte yandan nişanlımın birkaç defa sosyal medyada başka kızlarla konuştuğunu gördüm.
Tabii ki zaman geçirme amaçlı yazışmalardı...
Güzin abla merhaba... Benim derdim acı veren bir aşk...
Birini sevdim ve bu hayatım boyunca yaşadığım en yoğun duyguydu. Daha önce kimseyi böylesine sevmemiştim. Zaten duygusal biriyim, onun yanında ağaçların, çiçeklerin, gökyüzünün tadına daha da vardım.
Her gün yan yanaydık. Basit bir birliktelik değildi. O kadar yoğundu ki duygularım anlatamam... Yanındayken heyecandan midem kasılır, bazen ellerim titrerdi. Adını, sesini duyduğumda da öyle oluyordu.
Ama onun bencil, intikamcı bir yanı vardı. Bu yüzden çok acı çektim, hep hüzünlüydüm. Bir gün hiç haber vermeden gitti; o günün son buluşmamız olduğunu bilmiyordum. Ona şiirler yazmıştım, hep bir bekleyiş içindeydim belki döner diye.
Aylar sonra döndü de... Yanında bir sürü özrü getirerek. Affettiğimi söyledim. Ama sonra yeniden kırıldım.
En son ondan şiirlerimi ve hediye ettiğim deniz kabuğunu istedim.
Kızdı, “Nankör” dedi. Onları geri verirken gözlerime bakmadı, doğru düzgün veda bile etmedi. Ben ona onsuz veda ettim.
Merhaba Güzin Abla... Ben aslında uzun zamandır sana yazmak istiyordum, kısmet bugüneymiş.
Biz üç kardeşiz. Ben en büyükleriyim ve bu yıl 40 yaşımı doldurdum.
Kız kardeşim evli, erkek kardeşim ise bekar...
Ailemle aynı evde yaşıyorum. 14 yaşında çalışmaya başladım.
Kardeşlerime hem ana, hem baba oldum, anneme hem maddi hem manevi destek verdim.
Bir zamanlar birini çok sevdim, kısmet olmadı, evlenemedik. Yıllarca ayrılık acısı çektikten sonra iyi insan diye biriyle evlendim. Gerçekten de çok iyi bir insandı. Ama eşim iktidarsızdı, 3 yılın sonunda evlenirken bana söylemediği ve tedavisi olmayan hastalığı sebebiyle ayrıldık.
Mecburen yeniden o cehennem eve döndüm! Babam maalesef geçmişte alkol bağımlısıydı, şimdiyse hovarda, ucuz kadınlarla görüşmeye meraklı, eve üç kuruş faydası olmayan bir adam. Annem, ah annem, ciğerimi yakan insan. Annem o kadar cahil, o kadar mantıksız, o kadar eski kafalı ki, dayanamıyorum artık.
Merhaba Güzin Abla... Ben 16 yaşında bir kızım ve bir genci seviyorum. O 18 yaşında, lise mezunu ve ticaretle uğraşıyor. Kendisi uzaktan akrabamız. Ailesi ile de yakınız. Ama ikimiz birbirimizi sadece uzaktan gördük, hiç konuşmadık. Belki sorsan adımı bile bilmiyordur. Öyle uzağız.
Onu 3 yıl önce yine seviyordum. Zamanla hislerim zayıflamıştı ama şimdi yeniden yoğunlaştı.
İki defa internetten konuştuk. İsmimi gizlemiştim... Kim olduğumu bilmiyordu, o yüzden beni çok merak etti. Buluşup kim olduğumu anlamak istedi ama ben korkumdan vazgeçtim.
Korkum da şu; akraba olduğumuz için bu haber ailede duyulursa çok utanırım. Yerin dibine girerim herhalde. Hele o akrabaların diline düşersem, gerçekten çok kötü hissederim.
Bir de ben kendimi çok çirkin buluyorum abla. Hafif kiloluyum. Yüzümde alnım hariç çok fena sivilce izleri var, delik deşik duruyor. Burnum çok büyük. O yüzden beni beğenmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü o çok yakışıklı.
İnternetten konuşurken bana “Ben ilk önce iç, sonra dış güzelliğe bakarım. Yüz güzelliğine 40 günde doyulur da huy güzelliğine bir ömür doyulmaz” demişti. Ama ben inanmıyorum bu dediğine.
Kendi çok yakışıklı, arkadaşlarım da onu çok yakışıklı buluyor. Benim neyime baksın ki!
Güzin Abla, eşimle 2015 yılında bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştık ve 2016 yılında evlendik. Babası vefat etmişti ve kayınvalidem tek başına yaşıyordu.
Eşim biz evlenmeden önce annesiyle 1-2 sene oturup sonra evimizi ayıracağız diye bana söz vermişti. Onlar 5 kardeşler ve eşim ailenin en küçüğü olunca, bütün kardeşleri yuvamıza karıştılar. Zaman geçtikçe eşimi doldurdular, evi ayırmamıza engel oldular.
Hiçbir oğlu annesiyle oturmamışken, bizim 2 sene daha oturmamızı istediler. Bu süre içinde kayınvalidemle çeşitli sorunlar yaşadım.
Eşimi bana karşı doldurdu. Bu yüzden eşimden dayak yedim. Yine de bir evlâdım olduğu için ayrılamadım.
Ancak sorun benim kendi aileme de yansıdı. Tatsızlıklar çıktı. Şimdi ben sinir hastası oldum, eşimden sürekli hakaret ve küfür işittiğim için artık ben de ona küfürler, hakaretler ediyorum. Sonra da keşke küfür etmeyip, derdimi sakince söyleseydim diye pişman oluyorum. İyice kafam karıştı.
Eşim bizi annesi için maddi sıkıntılara soktu. Ben işe girdim, bu borçları ödemek için... Ama eşim hiç değişmedi, yine aynı. Annesi de bana karşı eskiden olduğu gibi sevgisiz ve uzak. Beni hiç sevemedi. Oysa diğer gelinlerine karşı hiç öyle değil.
Sence ne yapmalıyım, yardım et Güzin Abla...