ABD’nin Boston’daki ünlü üniversitesi Harvard’ın Profesörler Evi’ndeyiz.
İngiliz tarzı döşenmiş şık salonda Güler Sabancı, etrafında SabancıÜniversitesi’nden mezun olmuş gençlerle konuşuyor.
Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı belli ki mutlu.
Zira 1999 yılında kurulmuş olan Sabancı Üniversitesi lisans ve lisansüstü programlarından şimdiye kadar 2 bin 71 öğrenci mezun olmuş.
Bunlardan 217’si ABD’de burslu okuyor.
Yani mezunlarından yüzde 10’u Harvard, MIT, Yale, Brown, Columbia gibi ABD’nin en ünlü üniversitelerinde eğitimlerine devam ediyor.
Sadece dokuz yıllık bir geçmişi olan bir üniversite için kayda değer bir başarı bu.
Sabancı Üniversitesi mezunlarının ABD’deki bu ilk buluşmasına 50’nin üzerinde öğrenci katılıyor.
Bu gencecik insanlarla konuşmak, onların hayallerini dinlemek başlı başına bir mutluluk.
Hepsinin önüne yepyeni ufuklar açılmış.
Yeteneklerin değerlendirme fırsatları çıkmış.
Keşke böyle fırsatları onlara Türkiye verebilseydi diyeceksiniz.
Ne yazık ki henüz o noktada değiliz henüz.
YAPAY ZEKA VE ŞİŞMANLIK GENİ
Boston’da Massachusetts Üniversitesi’nde master okuyan Balca Korkut ile konuşuyorum.
Çinli profesörüyle iki haftalık bir Çin gezisine çıkıyor.
Çin’deki girişimciliği inceleyecek.
"Bu fırsat ABD’de olduğum için karşıma çıktı" diyor.
Sabancı Üniversitesi’nin 2005 yılı mezunlarından Emre Armağan MIT’de makine mühendisliği dalında doktorasını yapıyor.
Ama bir yandan da Türkiye’de Savunma Bakanlığı’nın açtığı bir yarışmaya hazırlanıyor.
Projesi mayınlara karşı dayanıklı bir zırhlı araç.
Ece Kamar, Harvard’da yapay zeka üzerinde çalışmalar yapıyor.
Microsoft’tan burs almış.
Ediz Süha Calay 2007 mezunu.
Harvard’da, Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölüm Başkanı Profesör GökhanHotamışlıgil’in laboratuvarında "şişmanlık geni"yle ilgili araştırmalar yapan ekipte.
ZİRVELERE TIRMANIN
Alanında ünü giderek yayılmakta olan Hotamışlıgil ile tanışıp tanışmadığını soruyorum.
Henüz tanışmamış.
Konuştuğumuz öğrenciler arasında, İslam Sanatı ve Mimarisi alanında uzmanlaşmış Profesör Gülru Necipoğlu’nun öğrencileri de var.
Öğrencilerin tümü Amerikan üniversitelerindeki deneyimlerinin iş hayatlarına büyük katkı yapacağı görüşünde.
Güler Sabancı, ABD’deki bu anlamlı ilk toplantıda öğrencilerine şöyle sesleniyor:
"Hayallerinizin peşinden koşun. Zirvelere tırmanın. Akademik kariyere devam edecekseniz Sabancı Üniversitesi’nde konferanslar verin. Yok iş insanı olacaksanız, üniversitenizin gelişmesi için katkıda bulunun."
Burns’ten ’laiklik’ vurgusu
BOSTON’dan önce Washington’daki Brookings Enstitüsü’nde "Sakıp Sabancı Konferansları" çerçevesinde Nicholas Burns’u dinledik.
Burns, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın üç numaralı koltuğundan kısa bir süre önce emekliye ayrılmıştı.
Dediğine göre, emeklilik döneminin ilk konuşmasını Sabancı Konferansı’nda yapıyor.
Burns, konuşmasına Türkiye’nin ABD için önemine değinerek başlıyor.
"Türkiye’nin öneminin Soğuk Savaş’tan sonra azalacağı iddia ediliyordu. Tam aksine Türkiye hem ABD, hem AB için bugün Soğuk Savaş döneminden daha önemlidir" diyor.
Türkiye’nin dünyadaki "en başarılı Müslüman ülke" olduğunun altını çiziyor.
"Laik ve demokratik olarak Müslüman ülkeler arasında tektir" diye ilave ediyor.
Notlarıma bakıyorum.
Burns"laik ve demokratik" vurgularını birkaç kez yapmış.
Bush’tan sonraki yeni yönetimin de modern, laik ve demokratik Türkiye’ye inanmaya ve desteklemeye devam etmesi gerektiğini de söylüyor Burns.
Bush’un yerine seçilecek yeni ABD başkanının da neler yapması gerektiğini şöyle sayıyor:
Türkiye’nin PKK’ya karşı mücadelesinde yanında olmaya devam etmeli.
Avrupa Birliği üyeliğini desteklemeli. Merkel ile Sarkzoy’yi ikna etmeli.
Burns Türkiye’nin de "üzerine düşeni" yapması gerektiğini söylüyor.
Nedir bunlar?
Ermenistan ile diyalog, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması, Kıbrıs sorununun halledilmesi.
Burns’ün Türkiye’de askeri müdahaleyle ilgili bir soru üzerine ise yanıtı şöyle:
"Askeri müdahale devirleri geçmişte kaldı. Türkiye’nin demokrasisi, sivil toplumu artık güçlü."