İSTANBUL’da son zamanlarda mutlaka gözünüze Fransız kozmetik markası satan dükkanlar ilişmiştir:
"L’Occitane en Provence" ile "Durance en Provence".
Bunlara ilaveten bir de "Body Shop" dükkanları var.
Bu markaların iddiası, kozmetikte daha çok doğal ürünlerle fark yaratmak.
Dünyanın neresine giderseniz gidin bu markalar karşınıza çıkar.
Şimdi ilk kez bir Türk markası, Akdeniz’de 400 yıldan beri hem sağlık, hem güzellik için kullanılan "zeytinyağı" ile kozmetikte çıkış yapıyor.
Tariş ve Otacı’nın işbirliğiyle üretilen "Ta-Ze" markalı el, vücut ve saç bakım ürünlerinin tanıtımı için geçenlerde İzmir’deydik.
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birlikleri Başkanı Cahit Çetin, bir ilke imza atmış olmaktan memnun.
Gerçekten, ürün kalitesi, çeşitliliği ve giderek yaygınlaşan konsept dükkanlarıyla büyük bir atılım içersinde olan Tariş’in kozmetik alanına girmesi önemli bir adım.
İşbirliği yaptığı, Kurtsan Şirketler Grubu’nun Otacı markası doğal bitkiler konusunda uzmanlaşmış.
25 yıllık birikimiyle teknolojiyle doğayı buluşturmuş.
"Zeytinyağı antik çağlardan beri sağlık ve güzellikte kullanılan bir ürün" diyen Cahit Çetin, Tariş’in kozmetik ortaklığı uzun zamandan beri arayışta olduğunu söylüyor.
Tariş’in Otacı markasıyla buluşması bir yerde tesadüfen oluyor.
Kurtsan Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Meltem Kurtsan ile Tariş’in Pazarlama İş Geliştirme Müdürü Ece Güçer’in bir toplantıda karşılaşmış.
Güçer, Tariş ürünlerini çeşitlendirme çabasında.
Meltem Kurtsan ise Otacı markasıyla yeni atılımlar peşinde.
Vizyonu geniş iki kadın biraraya gelirse ne olur?
Dünyanın en zengin doğal ürünlerine sahip Türklerin nihayet kozmetikte dünyadaki "doğal ürünler" trendini izleyecek bir markası olur.
Doğal ürünler pazarının ne kadar kárlı olduğunu keşfeden Fransızlar ya da Yunanlılar gibi.
Ta-Ze’nin, yurt dışında Chicago, Montreal ve Toronto’daki Tariş dükkanlarında da satılma şansına sahip olması önemli.
Düşünün ki, ilk kez Amerikalı ve Kanadalı tüketiciler, "doğal ürün" birTürkkozmetik markasıyla tanışmış olacak.
Otacı’nın geliştireceği, Tariş’in ise pazarlayacağı Ta-Ze kozmetik markasını iyi izleyin.
Günün birinde dünyanın her hangi bir şehrinde karşınıza çıkabilir.
Zeytinyağında yine kavga var
TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birlikleri Başkanı Cahit Çetin ile biraraya gelip "zeytinyağı" konuşmamak ne mümkün?
Nitekim, Ta-Ze kozmetik markasının tanıtımından sonra sohbet zeytinyağına gelip dayanıyor.
Zeytinyağı ve zeytinyağcı ne durumda?
28 bin üyesi olan Tariş önümüzdeki yılları nasıl görüyor?
Biz soruyoruz, Çetin anlatıyor.
Dünyada zeytinyağı talebi sürekli artıyormuş.
Talep 2 milyon 760 bin ton.
Üretim ise 2 milyon 580 bin ton.
Cahit Çetin’e göre, bu yıl Türkiye’de zeytinyağı üretimi 180 bin civarında olacak.
Kişi başına 1 kilogram zeytinyağı tükettiğimize göre, 70 bin ton içerde tüketilecek gerisi ihraç edilecek.
İçerde zeytinyağı sektöründe pazar payı yüzde 27’ye yükselmiş olan Tariş kendi markasıyla ihracat yapabiliyor.
Tariş gibi iki, üç marka daha var.
Geriye kalan zeytinyağı markasız ihraç ediliyor.
Burada da sorun şu:
Zeytinyağı rafine edilip ihraç edilirse Türk menşeli sayılabiliyor.
Ham haliyle ihraç edilirse sayılmıyor.
İspanyollar ya da İtalyanlar kim alırsa rafine edip kendi ürünü gibi satabiliyor.
Cahit Çetin açık konuşuyor: "Zeytinyağının dökme ham ihracatına karşıyız."
Ege İhracatçılar Birliği’nde dökme ham zeytinyağını destekleyen önemli bir grup var.
Yani Tariş ile Ege İhracatçılar Birliği bir yerde karşı karşıya.
Geçen yıl kasım ayında Ayvalık Ticaret Odası’nın bir toplantısındaydık.
Ayvalıklı zeytinciler "coğrafi işaretleme" meselesi nedeniyle Tariş ile kavgalıydılar.
O zaman "zeytinyağcılar kavga yerine gücünüzü birleştirin" demiştim.
Şimdi de öyle diyorum.
Türkiye, Cahit Çetin’in dediği gibi, zeytinyağı üretiminde dünyada ikinci sıraya yükselecekse ancak oyuncuların anlaşmasıyla, belli bir stratejiyle olabilir.