Paylaş
Kavaf’ı dinlemeye giderken yanıma Dünya Ekonomik Forumu’nun geçen ay yayınlamış olduğu son “Cinsiyet Uçurumu” Raporu’nu yanıma aldım.
Dünyada kadının durumunu mercek altına alan ve Türkiye’yi 134 ülke arasında 129. sıraya yerleştiren şu meşhur rapor.
İran’ı bile kadın hakları açısından bizim üstümüzde gösteren rapor.
Haftalardır “resmi ağızlar bu rapora bir açıklama getirmeli, verilerde bir yanlış varsa düzeltilmeli” diye yazıp duruyorum.
Kadın konusunda en yetkili kişiyle raporu konuşmak fırsatını elbet kaçırmadım.
Kavaf , “Kadından sorumlu” Bakan ama görev alanında sadece kadın yok.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme, özürlüler, aile de sorumluluk alanında.
Dolayısıyla tüm mesaisini kadın sorununa harcayamıyor.
Kaldı ki, hem bakanlığının bütçesi kısıtlı, hem başbakanlığa bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün.
Açıkçası devlet “kadın sorunlarına” para ayırmayı pek gönüllü olmamış şimdiye kadar.
ZİHİNSEL DÖNÜŞÜM YETERLİ Mİ?
Oysa DEF, BM ve Avrupa Birliği’nin raporlarının ortaya koydukları gibi Türkiye’de kadın sorununu para ayırmadan aşmak mümkün değil.
Selma Aliye Kavaf, KAGİDER’deki konuşmasında “hukuksal açıdan baktığımızda siyasette, çalışma hayatında vesaire kadının önünü tıkayan bir şey yok. Ne oluyor da kadın hak ettiği yerini alamıyor” diyor.
Kavaf’a göre, bunun için öncelikle “zihinsel değişim ve dönüşüm” gerek.
İşte bu noktada itirazlar var.
“Zihinsel dönüşüm” iyi güzel de ama iş oraya varıncaya dek hükümetin atacağı bir takım adımlar yok mu?
Örneğin “kadın kotası” gibi.
AKP Partisi’nin bu “kota” sözcüğüne alerjisi olduğunu herkes kabul ediyor.
“Kota” denmesin, “pozitif ayrımcılık” densin, “kontenjan” densin ne denirse densin ama kadına özel bir yer açılsın.
“Cinsiyetçi Bütçe” yani kadınlara yönelik eşitsizliğin giderilmesi için bütçeleme hükümetin atabileceği bir başka adım.
Yerel yönetimlerin, kadınların çalışmalarına olanak sağlayacak “kreşler” açmaları bir diğer önlem.
DEF YETKİLERİYLE BULUŞALIM
Dünya Ekonomik Forumu’nun raporuna dönersek, Kavaf’ın sonuçların böyle kötü olmasıyla ilgili şöyle bir açıklaması var:
“Eğitim,Sağlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarının kadınlara yaptıkları ciddi harcamalar hesaplamalara yansımıyor”.
Sadece bu “Cinsiyet Uçurumu” Raporu’ndaki inanılmaz skoru açıklamaya yeter mi?
Kavaf’ı dinlemeye gelen tek erkek Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi Direktörü Profesör Dr.Ali Beba.
Beba, raporu hazırlayan Dünya Ekonomik Forumu yetkilileriyle bir araya gelip verilerin karşılaştırılabileceğini söylüyor.
DEF’in 2010 “Cinsiyet Uçurumu”nda aynı sonuçla karşılaşmamak için şimdiden harekete geçmek gerekli.
Selma Aliye Kavaf, Beba’nın sözünü ettiği seçeneğe sıcak bakıyor.
Raporun uluslar arası arenada algılar açısından ne kadar önemli olduğunu VİP Turizm sahibi Yasemin Pirinçcioğlu şöyle izah ediyor:
“Bize üçüncü dünya ülkesi gözüyle bakıp fiyatlarımızı kırmamızı istiyorlar. Böyle raporlar pazarlık gücümüze darbe anlamında”
Buyrun.
İyi ki, Kavaf “Cinsiyet Uçurumu” Raporu’nun araştırılmasına “yeşil ışık” yaktı.
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’ne bundan sonra çok iş düşüyor.
Kadınla ilgili ne kadar veri, envanter varsa bir araya getirecek ki DEF ile karşılaştırma yapılsın.
Bizde bir CEO böyle cesur öneri yapar mı
PAZAR günü BBC’de ilginç bir paneli izliyorum.
Hindistan’daki Dünya Ekonomik Forumu’nun “kadın” paneline ünlü simalar katılmış.
Pepsi Co’nun kadın CEO’su İndira Nooyi,Hindistan’ın önde gelen bankalarındanICICI Bank’ın kadın CEO’su Chanda Kochhar, Hillary Clinton’ın
“Global Kadın Sorunları” Elçisi Melanne Verveer ve Renault CEO’su Carlos Ghosn.
Kimi kadının ekonomiye katkısı olmadan ülke kalkınamaz diyor.
Kimi erkekler de çözümün bir parçası olmalı diyor.
Renault CEO’su bakın nasılcesur bir öneride bulunuyor.
“Bazı İskandinav ülkelerinde yürürlükte olduğu gibi artık erkeklere doğum izninin (babalık izni) yaygınlaştırılması gerek. Bu çalışan kadınlara büyük rahatlık sağlayacaktır” diyor.
Türkiye’de böyle cesur bir öneride bulanacak bir CEO tanıyor musunuz?
Ben tanımıyorum.
Paylaş