İTO’nun Ahtamar Projesi’ne ne oldu

ARAYA Amerikan seçimleri de girince geçenlerde Van’a yaptığım geziyle ilgili yazmak istediğim bir şey bugüne kaldı.

Biliyorsunuz Van’ın en ünlü yerlerinden biri göldeki adaların birinde bulunan Ahtamar Kilisesi.

915 ile 921 yılları arasında Kral Gagik tarafından inşa edilmiş olan bu Ermeni kilisesini görmeden Van’dan dönmek olmazdı.

Uçak saatine birkaç saat kala bir tekneye binip ulaştığımız Ahtamar Kilisesi’ni hüzünlü bir yalnızlığın ortasında bulduk.

Gölün ve gökyüzünün mavisi nedeniyle daha da belirginleşmiş olan benzersiz kabartma motifleri gerçi çok büyük tahribata uğramamış ama kilisenin kendisi ayakta zor duruyor.

Çan Kulesi yıkıldı, yıkılacak...

Binanın kemerleri de eksilen taşlar nedeniyle tehlikede.

En fazla rehberimizin söyledikleri üzüyor bizi: ‘Buraya her gelişimde kiliseyi daha kötü durumda buluyorum...’

Bu tarihi yapıya en çok zararı veren de define arayanlarmış.

Hemen belli oluyor.

Zira kiliseye girdiğinizde tabanı köstebek yuvası gibi.

Peki Ahtamar Kilisesi’nin restorasyonu hiç gündeme gelmemiş mi?

İstanbul’a döndüğümde İstanbul Ticaret Odası’nın bir dönem Ahtamar Kilisesi’yle ilgilendiğini öğreniyorum.

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Mehmet Yıldırım’ı arayınca anlatıyor.

Yıldırım, 1996 yılında, Vanlı olan dönemin Sanayi Bakanı Yalım Erez ile birlikte bu şehri ziyaret ettiğinde gördüğü kiliseden çok etkilenmiş.

TOBB ile birlikte kiliseyi restore etmeyi önermiş.

‘Van’ı 1980’li yıllarda 180 bin turist ziyaret etmiş. 1995 yılında ise bu sayı 10 bine düşmüş. Ahtamar’ı restore ederek hem turistleri yeniden buraya çekmeyi, hem de dünyaya Türkiye’nin Ermeni meselesine bakışı değişiyor mesajını vermek istedik’ diyor Yıldırım.

İstanbul Üniversitesi’nden Profesör Veli Sevin, Profesör Ara Altun gibi isimlere restorasyon projesi yaptırılmış.

Türk-Ermeni İş Konseyi’nin devreye girmesiyle Ermenistan ile projeyle ilgili diyalog yolları aranmış.

Ancak Kültür Bakanlığı projeyi benimsediği halde bazı engeller aşılamamış ve neticede proje hayata geçirilememiş.

İTO Başkanı Mehmet Yıldırım, 1 milyon dolar kaynak ayırdığı projeyle beş yıl yani 2000 yılına kadar uğraştığını söylüyor.

İşler yürümeyince de proje rafa kaldırılmış. Yıldırım şimdi diyor ki: ‘Bugün bize Ahtamar Kilisesi’ni restore edin deseler hemen yaparız. 1 milyon dolarlık kaynağı gerekirse arttırabiliriz...’

Ahtamar’
ı gördükten sonra İTO Başkanı’yla bu konuda görüşmem iyi oldu. Böylesine değerli bir kilisenin göz göre göre yıkılması gerçekten yazık...

Eğer İTO ‘Bu işi yaparım’ diyorsa, kaynak ayırabiliyorsa Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bir kez daha bu öneriyi ciddiye alması gerek.

Kültür Girişimi’nin GOP Sempozyumu

İTO’
nun Ahtamar projesinden de gayet açık anlaşılıyor ki günümüzde ekonomi, politika kültür hepsi artık iç içe.

Bir ticaret odasının bir kültür projesiyle hem ekonomiye katkıda bulunmak, hem de siyasi içerikli bir mesaj vermek istemesi ne kadar doğalsa, bir kültür oluşumunun da yüzyılın belki de en önemli siyasi projesiyle ilgili bir konferans düzenlemesi o kadar doğal.

Sözünü ettiğim, Kültür Girişimi’nin pazartesi gününden itibaren düzenleyeceği GOP (Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi) Sempozyumu.

Hatırlarsınız...

Kültür Girişimi, Şakir Eczacıbaşı’nın öncülüğünde, Doğan Hızlan, İsmail Cem, Talat Halman, İslam Konferansı Örgütü’nün Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’nun da aralarında bulunduğu bazı isimlerle 1997 yılında kurulmuştu.

Kültür Girişimi şimdiye kadar kültür bağlamında küreselleşme, AB’ye yakınlaşma temalı sempozyumlar düzenlemiş.

Neden GOP sorusuna Şakir Eczacıbaşı’nın verdiği cevap şöyle:

‘Önümüzdeki yılların en büyük olayı GOP. Bunun ne olduğunu Türk halkının iyi anlaması gerek. Kaldı ki, GOP kültürel çatışmalarla da ilgili.. Yani işin kültürel boyutu da var.’

8 Kasım ile 10 Kasım tarihleri arasında The Marmara’da yapılacak sempozyuma yurtdışından da önemli isimler davet edilmiş.

Yazar Andrew Mango, en son ‘Dünya Düzeninin Çöküşü’ kitabı Türkçe’ye çevrilmiş olan Richard Falk, AB’nin eski Türkiye elçisi Michael Lake bunlardan bazıları...

Yeşiller AKP’yi merak ediyor

AVRUPALI
Yeşiller’in İstanbul’da düzenledikleri toplantıdan yaklaşık iki hafta sonra Alman Yeşiller yeniden buradaydı.

Önce Ankara’da temaslarda bulunan Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth ve altı Yeşil milletvekiliyle önceki gün Alman Başkonsolosluğu’ndaki öğle yemeğinde biraraya geldik.

Claudia Roth, gazetecilere ‘Reformların nasıl hayata geçtiğini görmeye geldik’ demiş.

Reformları izledikleri doğru ama işin başka bir boyutu var: AKP’yi daha yakından tanımak.

Başkonsolosluktaki yemekte sohbet ettiğim Alman milletvekilleri ve danışmanlarının çoğu AKP’nin AB yolunda ne kadar samimi olduğunu sordular.

En fazla merak ettikleri de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kızlarını ABD’de okutmasının kişisel bir mesele mi, yoksa siyasi bir mesaj mı olduğu.

Ben de, günümüzün evrensel değerlerine sahip çıkan Yeşiller’in neden daha güçlü bir partiye dönüşemediklerini merak ediyorum.

Cevap basit: ‘Çünkü parti popülizm yapmıyor, halkın seviyesine inemiyor...’
Yazarın Tüm Yazıları