İstanbul’dan kadın girişimcilere uluslararası fon çağrısı
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
TÜRKİYE’nin dinamizmi bu işte. Profesör Yılmaz Esmer’in "Radikalizm ve Aşırıcılık" araştırmasında en sorunlu alanlar olarak ortaya çıkan "hoşgörüsüzlük" ve "kadın"ı konuştuğumuz hafta İstanbul’da 1. Uluslararası Kadın Girişimcilik ve Liderlik Zirvesi düzenleniyor.
Marmara Oteli’ndeki zirvede, çalışmak için kocalarından izin alması gereken (araştırmaya göre oran yüzde 84) kadınlar yok.
Girişimcilikte, liderlikte kendilerini kanıtlamış kadınlar var.
İşte bu kadınlar daha güçlenip hem Türkiye’de, hem bölgedeki hemcinslerine destek olacaklar.
Zirveyi düzenleyen KAGİDER’in Başkanı Gülseren Onanç’ın hayali böyle.
Bunun için de sürekli bir fon için uluslar arası mekanizmaların devreye sokulması için çağrıda bulunuyor.
Önümüzdeki günlerde daha çok gündeme gelecek olan "Kadın Girişimcilik ve Liderlik" Fonu için ilk etapta 10 milyon dolarlık bir kaynak öngörülüyor.
Zirve öncesi İstanbul’da, ABD Başkanı Obama’nın "Küresel Kadın KonularındanSorumlu Büyükelçisi" olarak görevlendirdiği Melanne Verveer ile bir ilke anlaşmasına varılmış.
Kısa adı "KGL" olan fonunu şimdilik Amerikan Yönetimi ile Türkiye’de Hazine destekleyecek.
Onanç önümüzdeki hafta, Kadından sorumlu Bakan Kavaf ile Ali Babacan’ı ziyaret hazırlığında.
DÜNYA BANKASI DA DESTEKLİYOR
Tabii dünyada kadın meselesine büyük önem veren Dünya Bankası da var işin içersinde.
Gülseren Onanç, zirvede kulak verdiğimiz Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Genel Müdürü Michael Leigh’ten AB desteği talebinde de bulunuyor.
Fona kaynak aktarıldığında KAGİDER hem Türkiye’de, hem Ortadoğu’yu da kapsayan bölgede girişimcilik ve liderlik eğitimleri için kolları sıvayacak.
Kadın örgütleri arasında işbirliğini pekiştirecek.
Onanç, "Daha çok kadını ekonomik hayata çekerek değişen küresel ekonomide tarih yazacağız" diyor.
Tarih yazılır da dünya kadınlarının en güçlü seslerinden ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton eksik olur mu?
Bant kaydından İstanbul’daki katılımcılara seslenen Clinton’un Türk kadınına yönelik sözleri hayli yüreklendirici.
"Türkiye’de kadınlar değişimin önemli bir gücü olmuştur."
Çok doğru.
Yıllardan beri kadın hakları için mücadele eden kadın STK’ların yasaların değişmesinde büyük rollerini kimse yadsıyamaz.
Aileden sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın da zirvede belirttiği gibi, bugün kadını ailede, iş hayatında güçlendirecek yasal yapı mevcut.
İş kadını Aynur Bektaş’ın girişimiyle evde iş yapan kadınları gelir vergisinden muaf tutacak bir yasa bile çıkmış.
Mesele bunca mücadeleyle çıkmış yasaları uygulamakta.
Kadının dünya ekonomisine katkısı Çin ve Hindistan’dan fazla
ABD’de ilk kez "küresel kadın konularından" sorumlu bir büyükelçi atanmış.
Daha önce Clinton Yönetimi’nde Hillary Clinton ile çalışmış olan Melanne Verveer böyle bir misyonu üstlenmiş olan ilk Amerikalı kadın.
İstanbul’dan önce Diyarbakır ve Ankara’da kadın STK’larla görüşmüş olan Verveer duyduklarından, gördüklerinden hayli etkilenmiş.
"Güvenlikten tutun ekonomi, çevre sorunlarına kadar dünyanın tüm sorunları kadınların katkısı olmadan çözülemez" diyor.
Hepimizin bildiği şeyi tekrarlıyor:
"Toplumun yarısını göz ardı ederek bir yere varamayız. Dünyayı daha iyi şekillendirmenin yolu kadınları güçlendirmekten geçer."
Kadınları dünya ekonomisine katmanın önemine değinerek "Kadınların katkısı Çin veHindistan’ın katkısından fazladır" diyor.
Goldman Sachs’ın, gelişmekte olan ülkelerde 10 bin kadın girişimciyi ve yöneticiyi desteklemek için 2008 yılında başlatmış olduğu programdan söz ediyor Verveer.
Sachs’ın bu programı acaba Türkiye’de uygulanıyor mu?
Bu arada Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun da sözlerinin de altını çizmeli..
Eğitim gören kadın şiddete daha az maruz kalıyor, iş gücüne ve karar alma mekanizmalarına daha fazla katılıyor.
"Okullaşma hayati öneme sahip" diyen Çubukçu şimdi daha büyük bir misyon üstlenmiş durumda.
Türkiye’de kız çocuklarının okullaşma oranında yüzde 100’e ulaşmak.
AB kota için baskı yapamaz
ZİRVENİN konuşmacılarından biri de Avrupa Komisyonu genişlemeden sorumlu Genel Müdürü Michael Leigh.
Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki üyelik müzakerelerinde Çek Cumhuriyeti’nin başkanlığında açılacak "sosyal politikalar ve istihdam" başlığına dikkat çekiyor.
İşveren örgütleri, işçi sendikalar, hükümet arasında diyaloğu gerektirecek hassas bir süreç önümüzde.
Kadın meselesi bu diyalogda nasıl ele alınacak?
Önümüzdeki dönemde Nabucco’ya da değinerek ,Türkiye ile AB’nin yakın bir işbirliği içersinde çalışması gerektiğini söyleyen Leigh’e bir Türk katılımcıdan şöyle bir talep geliyor:
"Avrupa Birliği siyasette kadın kotası için hükümete baskı uygulasın."
Leigh kibarca bu talebi reddediyor.
"Avrupa’nın 27 üyesinin her biri bu konuda kendi modelini oluşturmuş. Kendi çözümünüzü üretmek zorundasınız" diyor.