Yıl 1962.Heloisa Pinheiro her gün evinden okula giderkenMontenegro Sokağı'nda, Veloso Barı'nın önünden geçmektedir.
Barın müdavimlerinden besteci Antonio Carlos Jobim ile şair Vinicius de Moraes, güzelHeloisa'yı her gördüklerinde iç geçirirler. Üzerinde çalıştıkları müzikal komediyi filan unutup, uzun sarı saçlı, yeşil gözlü Heloisa için ‘‘Ipanemalı Kız’’ şarkısını yazarlar.
CORCOVADO Dağı'nda, 710 metrelik şu ünlü İsa Heykeli'nin, Rio de Janeiro şehrini kutsamak için mi kollarını iki yana açtığını sanıyorsunuz?
Yanıldınız.
Rehberimiz Felipe Heras Rocha, İsa Heykeli'nin kollarını iki yana açma nedenini şöyle izah ediyor: ‘‘Aşağıya, şehre doğru baktığında bir ‘carioca'nın işe gittiğini görürse alkışlayacak. Bu yüzden hazır bekliyor.’’
Tabii bu espride anahtar sözcük carioca.
Rio’da en sık duyacağınız sözcük olan carioca doğma büyüme Riolu anlamında kullanılıyor.
Carioca çalışmayı, disiplini, düzenli bir işi pek sevmez.
Bu yüzden İsa'nın ellerinin birbirine değmesi biraz zor.
Üreten carioca'lar da var elbet.
Kaldığımız oteldeki dergiyi karıştırırken gördüm.
Brezilyalı yazar Paulo Coelho da ünlü bir carioca.
Telefon numarasını bulmasını rica ettiğim rehber Felipe'den aldığım bilgiye göre, Ipanema Plajı'na bakan bir apartmanda oturuyormuş.
‘‘O bir star’’ diyor Felipe.
Rio'nun başka bir starı ise Ipanemalı Kız.
Yıl 1962.
Heloisa Pinheiro her gün evinden okula giderken Montenegro Sokağı'nda, Veloso Barı'nın önünden geçmektedir.
Barın müdavimlerinden besteci Antonio Carlos Jobim ile şair Vinicius de Moraes, güzel Heloisa'yı her gördüklerinde iç geçirirler.
Üzerinde çalıştıkları müzikal komediyi filan unutup, uzun sarı saçlı, yeşil gözlü Heloisa için ‘‘Ipanemalı Kız’’ şarkısını yazarlar.
İşte samba, bossa nova'nın fırtına gibi estiği 60'lı yılların en gözde şarkısı Ipanemalı Kız'ın öyküsü.
Rio de Janeiro'da kaldığımız üç günün ikincisinde, carioca'ları taklit edip plajda güneşlendikten sonra Ipanemalı Kız şarkısının yazıldığı bara tesadüf etmeyelim mi?
İki kafadarın şarkıyı yazdıkları barın adı değişmiş, ‘‘Garota de Ipanema’’ olmuş.
Sokağa ise şairin adı, Vinicius de Moraes konmuş.
Ipanema Plajı'nın göründüğü bir köşede.
Önünden yanık tenli kızlar, oğlanlar geçiyor.
Favelalı gençler havlu satıyor.
Biz içeri girdiğimizde oldukça tenhaydı bar.
Adı aklımda eğer yanlış kalmadıysa ‘‘Gerival’’ olan yaşlı garson sadece Portekizce konuştuğundan ‘‘Ipanemalı Kız’’ öyküsünden başka ipuçları yakalayamadık.
Bizi pek seven Gerival, neredeyse işaretlerle barda müzik çalınıp çalınmadığını sorduğumuzda karşı köşeyi işaret etti. Akşamları orada iyi müzik yapıldığını anlatmaya çalıştı. Giderken de bize bir tomar kağıt Amerikan servisi hediye etti.
Peki ya Heloisa Pinheiro?
O konuya da bizim rehber Felipe açıklık getirdi.
Şimdilerde 55 ile 60 yaşlarında olması gereken Ipanemalı Kız daha geçenlerde Playboy dergisine çıplak poz vermiş.
Ne demişti şair Vinicius de Moraes?
‘‘Uzun boylu, yanık tenli Ipanemalı kız yürüdüğünde herkes iç geçirir’’
‘‘O kimseyi görmez, samba yapar gibi geçer gider...’’