Paylaş
Aynı saatlerde KA-DER’in toplantısı olduğundan gidemedim.
Televizyondan izlediğim kadarıyla test sürüşüne katılanlar hayatlarından pek memnundular.
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar haklı olarak “teknolojik devrimden” söz etti.
Aybar’a göre, elektrikli araçları yakın bir gelecekte sokaklarımızda görebileceğiz.
Bu çevreci araçları en kısa sürede görmek benim de dileğim.
Ne ki Renault’nun üzerinde dolaşan kara bulutlar nedeniyle kaygılıyım.
2011 yılı sonuna doğru piyasaya çıkması beklenen elektrikli arabanın üretimi kara bulutlardan etkilenebilir.
Renault kuruluşundan bu yana en ciddi krizini yaşıyor.
Öyle derin bir kriz ki Renaut CEO’su, kadınlara kota uygulaması nedeniyle benim takdir ettiğim Carlos Ghosn’un istifası bile gündemde.
Ghosn’un istifasını isteyen siyasetçilerin baskılarını giderek arttırdıkları söyleniyor.
Hatta, Renault’nun eski CEO ’su Louis Schweitzer’ın yeniden göreve çağrılmasının planlandığı ancak Cumhurbaşkanı Sarkozy’ nin buna karşı çıktığı iddia ediliyor.
RENAULT NEDEN KRİZDE
Renault’nun krize girmesinin iki büyük nedeni var.
Birincisi geçtiğimiz aylarda şirketin göbeğinde patlak veren “casusluk” skandalının bir sahtekârlık olduğunun ortaya çıkması.
Renault’dan üst düzey üç yetkilinin işten çıkartılmasıyla sonuçlanan skandal patlak verdiğinde Carlos Ghosn kendinden pek emindi.
“Elimizde bu üç kişinin suçlu olduklarına dair sağlam kanıtlar var” diyordu.
Mart ayı ortalarına gelindiğinde casusluk olayının fos olduğu ortaya çıkınca Ghosn ağız değiştiriyordu.
Televizyon karşısında “yanılmışım” diye günah çıkartmasına tanık olduk.
Bu casusluk hikâyesini yakından takip ettiğim ve yazdığım için hatırlıyorum.
Renault’nun iki numarası Patrick Pelata yana yakıla “uluslar arası bir şebekenin kurbanı olduklarını” söylemişti.
Basın günlerce casusluğun arkasında Çin olduğu yolunda iddialara yer vermişti.
Bendeniz de bu iddialardan yola çıkıp Çin’in pekâla böyle bir casusluğa başvurabileceğini yazmıştım.
Fena halde yanılmışım.
DEPREM NİSSAN’I VURUNCA
Her neyse, Renault’daki krizin ikinci nedeni Japonya’daki deprem.
20 binden fazla kişinin ölümüne ve Fukuşima felaketine yol açan deprem Nissan’ı kötü vurdu.
Renault, Nissan’ın yüzde 43,5’üne sahip.
Dolayısıyla Nissan’ın deprem nedeniyle altı fabrikada üretimini durdurmuş olmasından o da etkileniyor.
Nissan’ın altı fabrikasında üretimi durdurmasının günlük bedeli 17.8 milyon Euro.
Bu kaybın bir ucu da haliyle Renault’ya dokunuyor.
Yazılanlara bakılırsa, Nissan’ın zora girmesi Carlos Ghosn’un kellesini şimdilik kurtarmış.
Zira yıllar önce Nissan’ı kurtarmış olan Ghosn Japon şirketi herkesten iyi tanıyor.
Renault-Nissan ittifakının başına geçmesinde de Nissan’daki başarısının payı büyük.
İşte bu yüzden gitmesi şimdilik kimsenin işine gelmiyor.
Paylaş