TURİZMCİNİN lügatine yeni yerleşmekte olan bir kavram var.
"Medikal Turizm."
Dikkatinizi çekerim.
Sağlık değil "medikal" turizm.
Dünyanın önde gelen danışmanlık şirketi McKinsey’nin "Medikal Seyahat Pazarının Yol Haritası" araştırması önümde.
Sağlık için kimlerin seyahat ettiğini, hangi ülkeleri hangi nedenlerle tercih ettiklerini ortaya koymuş.
Örneğin, tedavilerini kendi ülkelerinin dışında yaptıranların yüzde 40’ı yüksek teknoloji peşinde.
Şimdilik sadece yüzde 9’luk bir dilim "daha ucuz" diye seyahat ediyor.
Tüm işaretler bu dilimin giderek büyüyeceği yolunda.
"Medikal Turizm"in dünyadaki cirosunun 2010 yılında 60 milyar dolara çıkacağı hesaplanıyor.
Türkiye’nin hedefi yakın bir gelecekte bu pastadan 1 milyar dolar almak.
Bunun nasıl mümkün olabileceğini Anadolu Sağlık Merkezi Genel Direktörü Dr. Hasan Kuş ile konuşuyoruz.
TÜRKİYE SIRADAKİ ÜLKE
Kuş, geçtiğimiz aylarda merkezi ABD’de olan "Uluslararası Medikal Seyahat Birliği"nin toplantısına katılmış.
En üzerinde durulan konulardan biri ABD’nin sağlık giderleri olmuş.
ABD, OECD ülkeleri arasında kişi başı sağlık harcaması en yüksek olan ülke.
Oysa Amerikalı ne daha sağlıklı, ne de daha uzun yaşıyor.
Bu harcamayı kısmanın bir yolu daha ucuz tedavi.
Yani Amerikalının yurtdışında tedavi olması.
Eldeki verilere göre halen Amerikalı hastaların sadece yüzde 3’ü yurtdışına gidiyor.
Kuş’a göre, yüzde 9’luk dilimi büyük oranla Amerikalılar büyütecek.
Küresel ekonomik krizden en fazla ABD’nin etkilendiğini göz önüne alırsanız bu normal.
Şu anda sağlık turizminde üç ülke gözde.
Singapur, Tayland ve Hindistan.
Yukarıda sözünü ettiğim Amerikalı hastalardan çoğu Hindistan’a gidiyormuş.
Bu üç ülkeye medikal turizm pazarında "gelişmiş ülke" gözüyle bakılıyor.
Bundan sonra bu pazara girmeye namzet iki ülke var:
Türkiye ve Güney Kore.
SINIR ÖTESİ HASTA
Türkiye’nin pazara girişini hızlandırmak için DEİK ile TÜSİAD’ın sağlık çalışma grupları ve 11 hastaneyi çatısında birleştiren "Akredite Hastaneler Derneği" devrede.
Dernek, dünyadaki sağlık kuruluşlarını akredite eden ABD’deki komisyondan akredite olmuş.
Dolayısıyla, "Sınır Ötesi Hasta" rehber kitapçığında Türkiye’den hastaneler de var.
2009 yılında özel bir Türkiye sayısı da çıkacak.
Dr. Hasan Kuş "Türkiye kısa zamanda tedavi için daha büyük çekim merkezi olacak" diyor.
Anadolu Sağlık Merkezi’nden örnek veriyor.
ASM, bir süreden beri kanser tedavisi için "CyberKnife" teknolojisini kullanıyor.
Bu öncü tedavi şekli Avrupa’da 11 sağlık kuruluşunda, Türkiye’de ise ASM’nin dışında Hacettepe’de var.
Türkiye’de Avrupa’ya oranla yaklaşık yarı yarı daha ucuz "CyberKnife".
Bunun için İngiltere’den de kalkıp gelen var.
İnanılması güç ama henüz bu teknolojiyi kullanmayan Avustralya’dan gelen de.
Alzheimer erken teşhis testleri başlıyor
SINIR ötesi hastalar sadece İngiltere ve Avustralya’dan değil.
Yıllık cirosunun yüzde 10’unu bu tür hastanelerden elde eden ASM, Romanya, Bulgaristan, Ukrayna, Kosova, Azerbaycan, Bahreyn gibi ülkelerden de hasta ağırlıyor.
Öyle ki "sınır ötesi hasta" cirosunu 2 yıl zarfında yüzde 20’yi çıkartmayı hedefliyor.
Onkoloji, kalp sağlığı, kadın sağlığı gibi alanlarda uluslararası arenada dahi artık referans gösteriliyor.
Bana son derece ilginç gelen şu:
ASM kendi bünyesinde çalışan doktorlara bilimsel kongrelere katılmaları için 2 bin dolarlık katkıda bulunuyormuş.
Tıbbi bilgilerin 3 yılda bir, yarı yarıya değiştiğini düşünürseniz bu son derece önemli.
Dr. Hasan Kuş’un çağımızın en fazla konuşulan hastalığı Alzheimer ile ilgili verdiği haberi de paylaşmak istiyorum.
ASM, Türkiye’de ilk kez Alzheimer’ı erken teşhis için altyapı çalışmalarını tamamlamış.
İki, üç hafta içerisinde testlere başlayacak.
Saylan: 100 bin kıza ulaşırsak devrim olur
PAZAR günkü "Kalkınmada Kız Çocuğu Etkisi" yazısı üzerine Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Türkan Saylan aradı.
"Yıllardan beri kız çocuklarının kalkınmaya etkisini anlatmaya çalışıyorum" dedi.
ÇYDD, Turkcell, Metro Grup, Milliyet gibi kurumların da desteğiyle şimdiye kadar 36 bin kız çocuğuna ulaşmış.
Saylan "100 bin kız çocuğuna ulaşabilirsek devrim olur. Ulaştığımız kızların hepsi başarılı. Ailelerine, çevrelerine faydalı. 100 bin kız çocuğuna ulaşmak Türkiye’nin ortak projesi olmalı" diye ekledi heyecanla.
Bir kız çocuğunun masrafı yılda 440 lira.
Saylan’ın dediği gibi 100 bin kız çocuğuna ulaşılırsa Türkiye daha çabuk kalkınır.