Gamze Şanlı Ak

Kilonuzu koruyacak örnek iftar ve sahur menüleri

16 Haziran 2015
Ramazan ayında kilo almaktan kaçınanlar bu habere mutlaka göz atmalı!

Ramazanda öğün sayısı normale göre sınırlanır ancak yemek çeşidi fazlalaşır. Hal böyle olunca kilo almak da kaçınılmaz hale gelir. Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak, ramazanda kilonuzu korumak için önemli ipuçları verdi, kilo almanızı engelleyecek örnek iftar ve sahur menüleri örneklerini bizlerle paylaştı.

Ramazan ayı, bedenimizin ve ruhumuzun arınmamızı sağlayan çok özel bir dönemi kapsar. Bu dönemde ideal beslenme, öğün sıklığının normal hayata en yakın şekilde uygulanması ile sağlanabilir. Ramazan ayında oruç tutabilenlerin beslenme alışkanlıkları normale göre oldukça değişiklik gösterir; öğün sayısı azalır, üç ana öğün olan günlük beslenme iki öğüne düşer. Ramazan ayında özellikle kırmızı et, ekmek, pilav, makarna, hamur işleri, tatlı ve börek tüketimi artar, buna karşılık sebze, meyve ve beyaz et tüketimi ise azalır.

Ramazanda kilonuzu korumak için önemli ipuçları

    Ramazan süresince meyve tüketimi ihmal edilir. Günde en az 2 porsiyon meyveyi çiğ ya da şeker ilave etmeden tarçın çubuğuyla pişirerek komposto olarak tüketmeye çalışmalısınız.Hareketsiz kalmamaya özen göstererek, gün içinde aktif olmanın yolları aranmalıdır. İftardan sonra mutlaka yarım saatlik yürüyüşler yapılmalıdır.Sahura kalkmayı alışkanlık haline getirmek yapılacak en doğru davranıştır, bu şekilde hem açlık süreniz azalır hem de metabolizma hızınızı korumuş olursunuz.Oruçluyken vücudumuz uzun süre susuz kalır ve ter ile vücutta sıvı kaybı yaşanır. Bu durumu telafi edebilmek için iftar ve sahur arasında bol bol su içmeye özen göstermelisiniz.Sebze yemeklerini hazırlarken ekleyeceğiniz sıvıyağ miktarını 1 kg sebze için 2 çorba kaşığı yağ ile sınırlandırmak yağ alımının kontrolü açısından uygun olacaktır.Salata hazırlarken içine 1 tatlı kaşığı kadar yağ eklemek, yağda eriyen (A, D, E, K) vitaminlerin emilimi için yeterlidir, fazlasını eklemeye gerek yoktur. Unutmayın, eklenen her bir tatlı kaşığı yağ 45 kaloridir.Ramazan süresince her gün 2 su bardağı az yağlı süt, yoğurt veya türevlerini tüketmeye özen gösterin ki bu süt ürünlerinin içeriğindeki kalsiyum, oruç tutarken de yağ yakımına yardımcı olsun.Ramazan ayında, mideyi rahatsız etmemek ve kalori alımını kontrol etmek için en doğru pişirme yöntemleri ızgara, fırınlama, haşlama veya buğulamadır. Fazla yağ alımına sebep olacak kızartma ve kavurma yöntemlerini uygulamamaya özen göstermelisiniz.

Ramazanda kilo almamak için örnek sahur ve iftar menüleri

Sahur seçenekleri 

1 su bardağı kadar haşlanmış makarna ile peynir veya yoğurt1 dilim az yağlı sebzeli börek, 1 bardak ayran ve şekersiz komposto1 adet kepekli tost, söğüş sebze, 1 bardak ayran ve 1 adet meyve2 dilim tam buğday ekmeği, 1 dilim peynir, 1 yumurta, 1 meyve, 4 tam ceviz, söğüş sebze1 kase çorba,1 avuç içi pide, 1 tabak az yağlı sebze yemeği, cacık1 yumurta sarısı, 2 yumurta beyazı ile hazırlanmış bol domates ve biberli menemen, 1 dilim peynir, 2 dilim ekmek

Hafif iftar

Başlangıç olarak;

2 bardak su1 hurma veya 2 kuru kayısı2-3 zeytin (az tuzlu) veya 2-3 parça ceviz1 dilim az tuzlu peynir1 kepçe çorba1 avuç içi kadar pide

Akşam yemeği seçenekleri

1 porsiyon etli veya tavuklu sebze yemeği3-4 köfte kadar et / tavuk / balık / köfte yanında sebze garnitürü1 porsiyon kurubaklagil yemeği

Bunların yanında;

Salata (1 tatlı kaşığı yağ ilaveli)2-3 yemek kaşığı bulgur, pilav veya makarna tercih edilebilir (Kilosuna dikkat edenler ve yemekten sonra tatlı yiyecekler pilav ya da makarna yememelidir).

Ara öğün

1 bardak süt veya yoğurt2 porsiyon meyveBol su

Haftada 1-2 kez ara öğün yerine sütlü tatlı veya 2 top dondurma yenebilir. 

Ramazan ayı, bedenimizin ve ruhumuzun arınmamızı sağlayan çok özel bir dönemi kapsar. Bu dönemde ideal beslenme, öğün sıklığının normal hayata en yakın şekilde uygulanması ile sağlanabilir. Ramazan ayında oruç tutabilenlerin beslenme alışkanlıkları normale göre oldukça değişiklik gösterir; öğün sayısı azalır, üç ana öğün olan günlük beslenme iki öğüne düşer. Ramazan ayında özellikle kırmızı et, ekmek, pilav, makarna, hamur işleri, tatlı ve börek tüketimi artar, buna karşılık sebze, meyve ve beyaz et tüketimi ise azalır.

1 su bardağı kadar haşlanmış makarna ile peynir veya yoğurt
1 dilim az yağlı sebzeli börek, 1 bardak ayran ve şekersiz komposto
1 adet kepekli tost, söğüş sebze, 1 bardak ayran ve 1 adet meyve
2 dilim tam buğday ekmeği, 1 dilim peynir, 1 yumurta, 1 meyve, 4 tam ceviz, söğüş sebze
1 kase çorba,1 avuç içi pide, 1 tabak az yağlı sebze yemeği, cacık

Yazının Devamını Oku

Düğün öncesi gelin adaylarına beslenme önerileri

11 Haziran 2015
Evlilik hazırlıkları ile baş ederken bağışıklık sisteminizi güçlü tutun.

Evlilik hazırlıkları ve stresle baş edebilmek için bağışıklık sisteminizin güçlü olması gerekir. Düğün gününüze vakit varsa bu süreyi bedeniniz için en iyi şekilde değerlendirmelisiniz. Genelde düğün öncesi son 1-2 gün ve düğün günü, gelinlerde heyecan doruk noktasına ulaştığı için iştahta kesilmeler yaşanması normaldir. Düğününüzde ışıl ışıl parlayan bir cilt ve gözler ile kuğu gibi zarif gözükmek istiyorsanız, her gün az yağlı süt, yoğurt, sebze, meyve, hayvansal protein ve dengeli karbonhidrat tükettiğinizden emin olmalısınız. Egzersiz ile destekli bir hazırlık, daha fit bir vücut ile gelinlik içinde muhteşem görünmenizi sağlar. Ayrıca toksinlerden arınmak ve ölü hücreleri vücudunuzdan atmak için sauna ya da hamama girebilir, kese yaptırabilirsiniz. Her gün 8-12 bardak su içmek hem vücudunuzdaki ödemi atar hem de tokluk hissi verir.

Enerjiyi arttırarak, dayanıklılığı sağlamak ve stresi azaltmak amaçlı olan “ginseng” güçlü bir antioksidan olup, hücrelerde enerji üretiminde rol oynayan “C-Q10” kullanılabilir. Antioksidan kapasitesi yüksek beyaz çay ya da yeşil çay ve zayıf saç ve tırnakları canlandırmak için “biotin” tercih edilebilir. Yeterli balık tüketemeyen, gelin adayları lenf dolaşımlarını düzene sokarak cildinin yenilemesine yardımcı olacak “Omega 3” takviyesini de kür olarak alabilirler.

Düğün öncesi ihtiyaç duyulan ve koşuşturma sırasında yıpranan bedeninizin onarılması için gerekli olan vitaminler ve mineraller:

Vitaminler

Vitamin A: Cildimizi ve deriyi korur. En zengin A vitamini kaynaklarımız; havuç, kayısı, kırmız biber, koyu yeşil ve sarı sebzeler, yumurta, süt ve süt ürünleridir.

Vitamin E: Kan dolaşımını düzenler ve cildin yaşlanmasını önleyen vitamindir. En iyi E vitamini kaynakları; buğday tohumu, soya fasulyesi, bitkisel yağlar, fındık, Brüksel lahanası, yeşil yapraklılar, ıspanak, zenginleştirilmiş un, kepek, tahıl ve yumurtadır.

Vitamin C: Vücudumuzun direncini artırır. Cildi güzelleştirir. Zengin C vitamini kaynaklarımız; kivi, maydanoz, kuşburnu, salatalık, şalgam, kırmızı biber, yeşil sivri biber, koyu yeşil yapraklı sebzeler, karnabahar, brokoli, portakal, limon, greyfurt gibi turunçgillere dahil meyveler, domates, çilek, kızılcık, böğürtlen, patates ve diğer sebze meyvelerdir.

Yazının Devamını Oku

Evlendikten sonra kilo almayın!

24 Nisan 2015
Evlilik sonrası hızla kilo almamak için dikkat etmeniz gerekenler…

Evlendikten sonraki ilk aylar genellikle keyif aylarıdır bu nedenle özellikle yemek yeme konusunda bir rahatlama yaşanır. Yapılan araştırmalar da evlenince daha çok kilo alındığını göstermektedir. Aile içinde hazırlanan çeşitli yemekler ve akrabalar arası davetlerde yiyip içmeler, evde daha fazla vakit geçirmek, tv izlerken kontrolsüzce yapılan atıştırmalar ve daha az egzersiz yapmak, evlilik sonrası kilo almanın başlıca nedenleri arasındadır.

Bekarlara oranla daha fazla kilo alınıyor

Bununla birlikte eşler, özellikle arkadaş gruplarıyla yeni yemek yerleri keşfetmek için seyahatlere çıkarlar ve bu seyahatlerde bolca yemek yenir ve bu döngü devam eder. Kadın erkek fark etmez bu dönemde her iki tarafta genelde kilo alır. Nasıl olsa beni böyle de beğeniyor düşüncesi eşlerin yemek yerken kendini rahat hissetmesine yol açar ve yemek miktarları giderek artış gösterir. Evlenen kişiler, bekarlara oranla 2.5 ile 4 kg arasında ağırlık artışı yaşamaktadır. Sadece bir yıllık birliktelikten sonra eşlerin ortalama olarak 1.5 kilodan biraz daha fazla kilo aldıklarını göstermektedir. Aynı araştırmaya göre evlilik, kilo konusunda erkekler üzerinde daha etkilidir ve 6 kiloya varan artışlarla 3 erkekten 2'si evlendikten sonra şişmanlamaktadır.

Rutine giren ilişki evlilik sonrası kilo aldırıyor

Kilo almaya eğilimli olmasının nedenleri arasında ilk sırayı beslenme düzeni alır. Evlenen kişiler, yalnız yaşadıkları zamana göre daha düzenli beslenirler. Rutine girmiş ilişkilerde belli bir düzen kurulduğu için uzun süren akşam yemekleri geç saatlere kayabilir. Kahvaltı ve öğle yemeğine oranla akşam yemeklerinde daha çok çeşit ve daha ağır yemekler masada yerini alır. Ardından tatlı yada meyve ve çerez ile tv karşısında yemek yeme eylemi devam eder.

Kilo almamak için ne yapmalı?

Bu dönemde de kilo almamak için yenen miktarların kontrolü önemlidir. Akşam yemeklerinde protein (et/tavuk/balık) ve sebzeye ağırlık verilmeli, yanında bol salata ve yoğurt ile ihtiyaca bağlı olarak tahıl grubu tüketilmelidir. Makarna, pilav, börek gibi yüksek karbonhidrat alımından uzak durulmalıdır. Bunlar yerine tam tahıllar, bulgur, karabuğday, kinoa gibi kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir. Tv karşısında tatlı, cips ve kuruyemişler yerine yağsız tuzsuz 1 su bardağı patlamış mısır ve yanında iyi uyumaya destek olacak tarçınlı süt ya da 2 yemek kaşığı az yağlı yoğurt içine 1 yemek kaşığı yulaf ve meyve eklenip tüketilebilir. Abur-cubur besin olarak adlandırdığımız cips, bisküvi, çikolata, kek, kurabiye gibi yağ ve şeker içeriği yüksek olan yiyecekleri eve dahi almamak kilo kontrolü için büyük bir adımdır. Tatlı seçimleri dondurma, sütlü tatlı, meyve tatlıları veya sorbeden yana kullanılmalıdır. Ve unutulmamalıdır ki madem hayatı paylaşıyoruz özellikle tatlı yerken de mottomuz ‘Paylaşmak güzel’ olmalıdır! Böylece alınacak kalori de yarı yarıya düşer.

Evlendikten sonra fit&formda kalmanın sırrı; hem yenilen yemeklere hem de düzenli egzersize dikkat etmektir. Aynı zamanda eşlerin beraber diyet ve egzersiz yapması, yanlız başına yaptıkları diyetten daha etkilidir ve başarı oranlarını yükseltmektedir.

Yazının Devamını Oku

Sınav sabahı doğru beslenme çok önemli

13 Mart 2015
Çocuğunuzu sınava beslenme dopingiyle gönderin.

Başarılı olmak içinse sadece çok çalışmak yetmiyor, sağlıklı ve dengeli beslenme de başarıyı önemli derecede etkiliyor. Sınav sabahı doğru beslenmek çok önemli!

Ders çalışırken yaşanan stres, böbreküstü bezleri tarafından salgılanan kortizol seviyesinin yükselmesine neden oluyor ve kan şekerini yükseltiyor. Buna yanıt olarak kan şekerinin normal seviyeye inmesini sağlamak için pankreastan insülin salgılanıyor. Yüksek insülin seviyesi de sürekli aç hissetmeye sebep oluyor. Dengesiz (çikolata, bisküvi gibi aşırı karbonhidrat alımına dayalı tek yönlü beslenme) ve yetersiz beslenme, uzun süre açlık, öğün atlamak, hafızayı zayıflatıyor. Bu sebeple çocuğunuz sınava hazırlanırken yeterli ve dengeli beslenme kurallarına uymalı ve öğün atlanmamalı.

Sınav sabahı doğru kahvaltı önemli

Yapılan birçok çalışma kahvaltının önemini kanıtlamıştır. Çocuğunuzun özellikle sınav sırasında altın vuruş yapması için sınav sabahı kahvaltıya gereken önem vermelidir. Doğru yapılmış bir kahvaltı, sınav başarısını artıracaktır. Stres nedeniyle sınav sabahı mide bulantısı ve iştahsızlık yaşamak normaldir ancak az da olsa bir şey yediğinden emin olun. Protein içermeyen, yüksek karbonhidratlı bir kahvaltı kan şekerini hızlı yükselteceği gibi hızlı bir şekilde de düşürür ve beraberine konsantrasyon güçlüğü, fenalık hissi, uyku halini getirir. Sorulara yeteri kadar odaklanmayı önler.

Yazının Devamını Oku

Rezene çayı regl ağrılarını azaltıyor

28 Ekim 2014
Daha rahat bir regl dönemi için hangi besinler tüketilmeli?

Her ay regl döneminiz geldiğinde çoğu kadın gibi ağrı, sancı, tatlı isteği, gerginlik, sinirlilik ve şişkinlik mi yaşıyorsunuz? Doğru beslenerek bu semptomları en aza indirmenizin mümkün olduğunu söyleyen Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak, regl döneminin rahat geçmesi için tüketmeniz gereken besinler hakkında bilgiler verdi.

Kadınlarda regl öncesi dönemde başlayıp ruhsal ve fiziksel belirtiler gösteren ve reglin başlamasından bir hafta kadar önce ortaya çıkarak reglin bitiminden bir kaç gün sonra kaybolan süreç, ‘adet öncesi sendromu’ (PMS) olarak tanımlanır.

B vitamini ve magnezyumdan zengin besinler tüketmek bu dönemde oluşan sancı ve ağrıyı gidermede yardımcı olur. Magnezyum kas kramplarını azaltırken, B grubu vitaminleri sinirsel iletinin güçlü olmasını sağlar. Rezene çayı, rahimdeki kasılmaları engelleyerek ağrının daha az hissedilmesini sağlamaktadır.

Tatlı krizlerini sağlıklı aşmanın yolları

Regl döneminde magnezyum düzeyi azalacağından tatlı isteği de pik yapmaktadır. Tatlı krizlerini önlemek için yeterli magnezyum almak gerekir. Tüm yeşil yapraklı sebzeler, rafine edilmemiş tahıllar, fındık, badem, ceviz, soya fasulyesi, kuru baklagiller, kakao, muz, avokado, ayçiçeği çekirdeği, kabak çekirdeği, yer fıstığı ezmesi, patates ve çikolata magnezyumdan zengin besinlerdir. Tahıllar, bulgur, et, süt, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller de B grubu vitaminleri almanızı sağlayacaktır.

Magnezyumun kalsiyumla birlikte tüketildiğinde sakinleştirici etkisi bulunduğunda 20 gram bitter çikolata ve bir fincan sıcak süt sizi hem sakinleştirecek, hem tatlı ihtiyacınızı karşılayacak hem de fazla kalori almanızı engelleyecektir. Dilerseniz aşağıdaki diyet sıcak çikolatayı da hazırlayıp tüketebilirsiniz.

Diyet sıcak çikolata (150 kalori)

    200 ml light süt10 gr bitter çikolata1 yemek kaşığı dolusu şekersiz kakao

Süt ile kakao karıştırın sonra ısıtın. Biraz ılındıktan sonra içine çikolatayı ekleyerek eritin.

Gerginliğinizi azaltmak için kuru meyve tüketin

B6 vitamininden zengin bir beslenme, sinir sistemine olumlu etki edip gerginlik ve sinirlilik durumunu azaltacaktır. B6 vitamini, halk arasında mutluluk hormonu olarak da bilinen ‘serotonin’ üretimi için gereklidir. Et, balık, tam buğday unu, soya ürünleri, süt, brokoli, muz, havuç, ıspanak, taze fasulye, patates, avokado, kuru baklagiller, kuru meyveler B6 vitamininden zengindir.

Regl döneminde sinirli ve huysuzsanız brokoli, yumurta ikilisinden faydalanın. Brokoli zengin bir kalsiyum kaynağıdır ve yumurta ise D vitaminin doğal bir kaynağıdır. Omlette yan yana oldukça lezzetli duracaklardır.

Şişkinlik sorununa karşı ananas!

Şişkinlik ve ödem şikayetleriniz için taze ananas tüketin. Taze ananas, içeriğindeki bromelain enzimi ile vücuttan ödem atılmasına yardımcı olur. Maydanoz, semizotu, ıhlamur, karahindiba, tarçın, kiraz sapı, mısır püskülü, beyaz- kırmızı lahana ödem atıcı etki gösterir. Ayrıca reglden ortalama bir hafta önce tuz kısıtlanmasına gitmek fayda yaratacaktır.

Potasyumdan yüksek beslenmek gerginlik ve şişkinliğin azalmasını sağlar, kuru baklagiller, fındık, taze fasulye, enginar, muz, kayısı, portakal, havuç, ıspanak, maydanoz, dereotu potasyum kaynakları arasındadır.

Demir kaybına karşı hangi besinler tüketilmeli?

Kanamaya bağlı olarak demir kaybı da yaşanmaktadır. Bu kaybı yerine koymak için günlük ortalama 90-120 gr kadar kırmızı eti, hindi, tavuk ve balık tüketilmelidir. Yumurta, üzüm, pekmez, kuru meyveler, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve fındık, fıstık, susam gibi besinler, demir için iyi kaynaktır. 

Kadınlarda regl öncesi dönemde başlayıp ruhsal ve fiziksel belirtiler gösteren ve reglin başlamasından bir hafta kadar önce ortaya çıkarak reglin bitiminden bir kaç gün sonra kaybolan süreç, ‘adet öncesi sendromu’ (PMS) olarak tanımlanır.

B vitamini ve magnezyumdan zengin besinler tüketmek bu dönemde oluşan sancı ve ağrıyı gidermede yardımcı olur. Magnezyum kas kramplarını azaltırken, B grubu vitaminleri sinirsel iletinin güçlü olmasını sağlar. Rezene çayı, rahimdeki kasılmaları engelleyerek ağrının daha az hissedilmesini sağlamaktadır.

Regl döneminde magnezyum düzeyi azalacağından tatlı isteği de pik yapmaktadır. Tatlı krizlerini önlemek için yeterli magnezyum almak gerekir. Tüm yeşil yapraklı sebzeler, rafine edilmemiş tahıllar, fındık, badem, ceviz, soya fasulyesi, kuru baklagiller, kakao, muz, avokado, ayçiçeği çekirdeği, kabak çekirdeği, yer fıstığı ezmesi, patates ve çikolata magnezyumdan zengin besinlerdir. Tahıllar, bulgur, et, süt, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller de B grubu vitaminleri almanızı sağlayacaktır.

Magnezyumun kalsiyumla birlikte tüketildiğinde sakinleştirici etkisi bulunduğunda 20 gram bitter çikolata ve bir fincan sıcak süt sizi hem sakinleştirecek, hem tatlı ihtiyacınızı karşılayacak hem de fazla kalori almanızı engelleyecektir. Dilerseniz aşağıdaki diyet sıcak çikolatayı da hazırlayıp tüketebilirsiniz.

Süt ile kakao karıştırın sonra ısıtın. Biraz ılındıktan sonra içine çikolatayı ekleyerek eritin.

B6 vitamininden zengin bir beslenme, sinir sistemine olumlu etki edip gerginlik ve sinirlilik durumunu azaltacaktır. B6 vitamini, halk arasında mutluluk hormonu olarak da bilinen ‘serotonin’ üretimi için gereklidir. Et, balık, tam buğday unu, soya ürünleri, süt, brokoli, muz, havuç, ıspanak, taze fasulye, patates, avokado, kuru baklagiller, kuru meyveler B6 vitamininden zengindir.

Regl döneminde sinirli ve huysuzsanız brokoli, yumurta ikilisinden faydalanın. Brokoli zengin bir kalsiyum kaynağıdır ve yumurta ise D vitaminin doğal bir kaynağıdır. Omlette yan yana oldukça lezzetli duracaklardır.

Yazının Devamını Oku

Çocuğunuzun beslenme çantasında ne var?

6 Eylül 2014
Hem fiziksel hem de zeka gelişimde beslenme büyük önem taşıyor.

Çocukların okuldaki başarısını etkileyen en önemli faktörlerden biri de dengeli beslenme. Doğru hazırlanmış bir beslenme çantası, çocukların sağlıklı büyüme ve gelişme sağlayabilmesi için en önemli anahtarlardan biri. Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak, beslenme çantası hazırlarken dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.

Sağlıklı bir beslenme çantası hazırlamanın en kolay yolu, içine bütün besin gruplarından en az bir çeşit besin yerleştirmektir. Süt grubu, et grubu, tahıl grubu ve sebze-meyve grubu bir çocuğun beslenme çantasında mutlaka yer almalıdır. Çocuklar hep aynı besinleri tüketmekten hoşlanmaz ve çabuk sıkılırlar. Beslenme çantasının dolu gidip boş gelmesini sağlamak için çeşitlilik sağlamaya özen göstermelisiniz. Çocuklarda su tüketimi de çok önemlidir. Çocukları, su içmeye teşvik etmek için beslenme çantasının içine su koymak, güzel bir çözüm olacaktır.

Örnek beslenme çantası

    Muz, elma, armut, üzüm gibi kolay yenebilecek taze meyveler.Kuru kayısı, kuru incir, kuru üzüm gibi enerji verecek kuru meyveler.Fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar.Ev yapımı, az şekerli, kuru meyveli kek ya da kurabiye.Sebzeli veya peynirli börek.Sandviç (ton balığı, ızgara tavuk, peynir yanında; marul, salatalık, domates, yeşilbiber)Sıvı yağ, tam buğday unu ve az yağlı peynirle hazırlanmış poğaça.Peynirli ve sebzeli mini pizza.Gazlı ve şeker yüklü içecekler yerine kutu süt, ayran, kefir ya da katkısız meyve suyu.

ÇOCUĞUNUZUN BESLENME ÇANTASINA SAĞLIKLI EV YAPIMI AYRAN KOYMAYA NE DERSİNİZ? İŞTE TARİFİ!

Kahvaltı yapan çocuklar sınıf birincisi

Çocukların hem fiziksel hem de zeka gelişiminde beslenme büyük önem taşıyor. Çocuklar, günlük aktivitelerin yanında büyümek ve gelişmek için ek kaloriye ihtiyaç duyarlar. Miniklerin beslenmesinde en önemli bölümü de kahvaltı oluşturuyor.

Konu ile ilgili yapılan araştırmalar, kahvaltı yapan çocuğun okul dönemindeki başarısının daha fazla olduğunu, problem çözme gibi konularda daha pratik olduğunu ve kavrama yeteneklerinin daha iyi olduğunu göstermektedir. Kahvaltı yapmayan çocukların daha sağlıksız ve ileride obezite risklerinin olduğu da belirlenmiştir.

Kahvaltıda protein, yağ ve karbonhidrat dengesinin sağlanması önemlidir. Bu tüketimi sağlamanın en kolay yolu ‘ekmek ile peynir’, ‘tahıl gevreği ile süt’ veya ‘meyve ile süt’ ikilisi olabilir.

Çocuğum fazla kilolu ne yapmalıyım?

Sağlıksız okul mönüleri ile kantinlerde satılan yanlış yiyecekler ve hareketsizlik okul çağındaki çocukların erken yaşta kilo sorunu yaşamalarına sebep olabiliyor. Çocuğunuz fazla kilolu ise sıkı diyetler uygulatmaya çalışmak yerine bir beslenme uzmanına götürerek yaşı, boyu ve aktivitesine göre alması gereken besin grupları ve miktarları konusunda bir düzenleme yapabilirsiniz.

Bu dönemde alınan fazla kilolar, vücuttaki yağ hücresi sayısının artmasına sebep olacağından, yetişkinlik dönemi için tehlikelidir. Çünkü yetişkin dönemde zayıflarken yağ hücrelerinin sayısı azalmaz, sadece içleri boşalır. Bu sebeple, yağ hücresi sayısının artmaması önemlidir.

Çocuk beslenmesi üzerine altın kurallar

    Eve cips, çikolata, kafein ve asitli içecekler, hazır meyve suları gibi besinleri almayın.Yemekleri büyük porsiyonlar yerine küçük tabaklarda servis edin.Çocukların tek tip besinle beslenmesini önleyin.Besin çeşitliliğini artırın.Tatlı ve yağlı besinleri (çikolata, gofret, şekerleme, cips vb.) ödül olarak kullanmayın.Çocuklara yavaş yemek yeme alışkanlığını kazandırın.Televizyon ve bilgisayar karşısında oturma süresini azaltın.Fast-food ve abur cubur tüketimini azaltın.Spor alışkanlığı kazandırın. 

Sağlıklı bir beslenme çantası hazırlamanın en kolay yolu, içine bütün besin gruplarından en az bir çeşit besin yerleştirmektir. Süt grubu, et grubu, tahıl grubu ve sebze-meyve grubu bir çocuğun beslenme çantasında mutlaka yer almalıdır. Çocuklar hep aynı besinleri tüketmekten hoşlanmaz ve çabuk sıkılırlar. Beslenme çantasının dolu gidip boş gelmesini sağlamak için çeşitlilik sağlamaya özen göstermelisiniz. Çocuklarda su tüketimi de çok önemlidir. Çocukları, su içmeye teşvik etmek için beslenme çantasının içine su koymak, güzel bir çözüm olacaktır.

Çocukların hem fiziksel hem de zeka gelişiminde beslenme büyük önem taşıyor. Çocuklar, günlük aktivitelerin yanında büyümek ve gelişmek için ek kaloriye ihtiyaç duyarlar. Miniklerin beslenmesinde en önemli bölümü de kahvaltı oluşturuyor.

Konu ile ilgili yapılan araştırmalar, kahvaltı yapan çocuğun okul dönemindeki başarısının daha fazla olduğunu, problem çözme gibi konularda daha pratik olduğunu ve kavrama yeteneklerinin daha iyi olduğunu göstermektedir. Kahvaltı yapmayan çocukların daha sağlıksız ve ileride obezite risklerinin olduğu da belirlenmiştir.

Kahvaltıda protein, yağ ve karbonhidrat dengesinin sağlanması önemlidir. Bu tüketimi sağlamanın en kolay yolu ‘ekmek ile peynir’, ‘tahıl gevreği ile süt’ veya ‘meyve ile süt’ ikilisi olabilir.

Sağlıksız okul mönüleri ile kantinlerde satılan yanlış yiyecekler ve hareketsizlik okul çağındaki çocukların erken yaşta kilo sorunu yaşamalarına sebep olabiliyor. Çocuğunuz fazla kilolu ise sıkı diyetler uygulatmaya çalışmak yerine bir beslenme uzmanına götürerek yaşı, boyu ve aktivitesine göre alması gereken besin grupları ve miktarları konusunda bir düzenleme yapabilirsiniz.

Bu dönemde alınan fazla kilolar, vücuttaki yağ hücresi sayısının artmasına sebep olacağından, yetişkinlik dönemi için tehlikelidir. Çünkü yetişkin dönemde zayıflarken yağ hücrelerinin sayısı azalmaz, sadece içleri boşalır. Bu sebeple, yağ hücresi sayısının artmaması önemlidir.

Yazının Devamını Oku

Ödemlerden sinameki otuyla kurtulun!

5 Ağustos 2014
Sinameki otunun nane veya rezene ile birlikte tüketilmesi daha faydalı.

Sıklıkla kullanılan bir bitki türü olan sinamekinin 400′ü aşkın türü yetişmektedir. Sinameki bitkisinin müshil etkisi bulunduğunu söyleyen Uzman Diyetisyen Gizem Şanlı Ak, bu bitkinin sağlığa faydalarını sıraladı ve nasıl tüketilmesi gerektiğini anlattı.

Özellikle geçici süreli olarak, kabızlık ile ilgili problem yaşayanlarda kullanılabilmektedir. Uzun süreli kullanımı tavsiye edilmez çünkü bağırsak tembelliğine yol açabilmektedir.

Sinameki otunun faydaları

    Zayıflamaya direkt bir etkisi olmamakla birlikte ödem atımına yardımcı olmaktadır.Kabızlığa karşı etkili bir müshil olarak kullanılır.İştah kesici etki gösterebilmektedir.İdrar söktürücü ve şişkinlik azaltıcı olarak diğer bitkiler ile karışım olarak kullanılır.Basur, fistül, anal ve bağırsak ameliyatından sonra kullanımıyla sindirimi kolaylaştırır.Midede ülsere sebep olan bakterilerin üremesine engel olabilmektedir.İdrar yollarındaki bakteri ve mantar enfeksiyonlarına karşı kullanılmaktadır.

Sinameki otunun yan etkileri nelerdir?

    Uzun süreli kullanımı bağırsakların normal fonksiyonunu etkileyebilir ve sindirim sisteminde tembelliğe yol açabilir.Mide ağrısı, mide bulantısı ve uzun süreli ishale neden olabilir.Kolit ve Irritabıl bağırsak sendromu olan bireyler sinameki çayını kullanmamalıdır.Müsil etkisi nedeniyle, potasyum, kalsiyum, çinko ve fosfor, bazı vitaminlerin bağırsaklar tarafından emilimini engelleyebilir.Gebelik ve emziklilik döneminde ve 12 yaş altı çocuklarda kullanımı önerilmemektedir.Kalp damar hastalığı, tansiyon ve sindirim problemleri için düzenli ilaç kullananlar sinameki kullanmadan önce mutlaka hekimlerine danışmalıdır.

Sinameki otu nasıl tüketilmeli?

Sinameki yapraklarından veya meyvelerinden iki çay kaşığı demliğe konur ve üzerine 300 ml kaynar su ilave edilip, 5-10 dakika demlenmeye bırakıldıktan sonra içilir.

Çok fazla miktarda kullanıldığında mide ve bağırsaklarda sancıya sebep olabilir. Bu etkinin önüne geçebilmek için rezene ve nane gibi diğer bitkilerle karıştırarak tüketilebilir. 

Özellikle geçici süreli olarak, kabızlık ile ilgili problem yaşayanlarda kullanılabilmektedir. Uzun süreli kullanımı tavsiye edilmez çünkü bağırsak tembelliğine yol açabilmektedir.

Sinameki yapraklarından veya meyvelerinden iki çay kaşığı demliğe konur ve üzerine 300 ml kaynar su ilave edilip, 5-10 dakika demlenmeye bırakıldıktan sonra içilir.

Çok fazla miktarda kullanıldığında mide ve bağırsaklarda sancıya sebep olabilir. Bu etkinin önüne geçebilmek için rezene ve nane gibi diğer bitkilerle karıştırarak tüketilebilir. 

Yazının Devamını Oku

Sadece 20 dakika sabredin!

13 Mayıs 2014
Uzman Diyetisyen Gamze Şanlık Ak, yeme krizleri ile baş etme yollarını anlattı.

Bazı uzmanlar yiyecek aşermelerinin vücudun ihtiyaç duyduğu besin ögelerinin sinyalini verdiğiniz düşünürler. Örneğin; çikolataya aşermek vücudun daha fazla antioksidana ihtiyaç duyması olabilir. Ancak bu durum bazen başa çıkamayacağınız hale gelebiliyor. Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak, bu aşermelerle nasıl baş edileceğini anlattı.

Aşermenin psikolojik mi yoksa fizyolojik mi olduğuna dair çok uzun zamandır araştırma yapılmakta ancak her iki durumunda etkili olabildiği görülmektedir. Örneğin; küçükken hasta olduğumuzda annemizin yapmış olduğu tavuk suyu çorba bizi iyileştirmeye yeter. Büyüyünce de hasta olduğumuzda psikolojik olarak anne eli değmiş tavuk suyuna çorbanın işe yaracağını düşünürüz. Her yiyeceğe aşerebiliriz ancak genelde bunlar pek de besleyici olmayan yiyeceklerdir ve bu durumlarda psikolojik faktörler muhtemelen fiziksel ihtiyaçlardan daha etkilidir.

Aşerdiğiniz besini yiyin ama…

Aşermeniz karşı konulamaz duruma geldi kaçamak yaptınız kendinizi suçlu hissediyorsunuz. Çok sıkı diyetler uygulamak veya diyetteyken bazı grupları kısıtlamak aşermenin pik yapmasına neden olur ve kendinizi kısır bir döngünün içinde bulabilirsiniz. Bazıları başarılı olabilir ancak genelde kaçınma daha da güçlü bir istekle sonlanır. Aşerilen yiyecek ciddi bir sağlık riski oluşturmadığı sürece (yüksek tansiyonu olan birinin tuzlu yiyecekler aşermesi gibi) bu isteği gidermek ancak bunu ılımlı bir şekilde yapmak daha iyidir. Bazen yüksek kalorili ve yağlı yiyeceklerden minik miktarlarda tüketmek kendinizi kontrol etmenize yardımcı olabilir. Daha sağlıklı bir yaklaşım ise aşermeyi sezerek, önceden tatmin etmektir. Örneğin bir kadın regl öncesi her zaman tatlı aşeriyorsa bunu kan glikoz seviyelerini, yükselten nişastalı besin tüketimini artırarak azaltabilir. Doğal şekerler açısından zengin olan meyvelerden tüketmek de tatlı ihtiyacını karşılayabilir.

Eğer çikolata aşeriyorsanız elinizin altında bitter çikolata bulundurun. Bitter çikolata içeriğinde bulunan fitokimyasallar, kalp hastalıklarını önleyici etki gösterir. Çikolata paketlerindeki etiketlerini okumayı unutmayın, kakao oranı yüksek olanları seçmeye özen gösterin.

Aşermeyle nasıl başa çıkılır?

    Yiyecek aşermeleri genelde kısa sürelidir, 20 dakika dayanabilirseniz bu isteğinizin geçtiğini görebilirsiniz.Aşerme durumunda diğer alternatiflere yönelin. Cips yerine yağsız patlamış mısır olabilir. Sert ve gevrek bir şeyler mi canınız çekiyor, o zaman meyve kurularını deneyin. Tatlı mı istiyorsunuz? Elmayı fırınlayıp üzerine tarçın eklemeye ne dersiniz?Ara öğünlerinizi planlayarak aşermeleri önleyebilirsiniz; çalışma masanızın çekmecesinde, arabanızda ve çantanızda mutlaka sağlıklı atıştırmalıklar taşıyın.Aşermelerinizi not edin. Örneğin günün hangi saatlerinde yiyeceklere aşeriyorsunuz, ne kadar uzun sürüyor ve nasıl başa çıkıyorsunuz? Aşermeleriniz hakkında notlar tutmak ilerideki günler için size ışık tutacaktır ve kontrol edilebilirliği sağlayacaktır.

Aşermenin psikolojik mi yoksa fizyolojik mi olduğuna dair çok uzun zamandır araştırma yapılmakta ancak her iki durumunda etkili olabildiği görülmektedir. Örneğin; küçükken hasta olduğumuzda annemizin yapmış olduğu tavuk suyu çorba bizi iyileştirmeye yeter. Büyüyünce de hasta olduğumuzda psikolojik olarak anne eli değmiş tavuk suyuna çorbanın işe yaracağını düşünürüz. Her yiyeceğe aşerebiliriz ancak genelde bunlar pek de besleyici olmayan yiyeceklerdir ve bu durumlarda psikolojik faktörler muhtemelen fiziksel ihtiyaçlardan daha etkilidir.

Aşermeniz karşı konulamaz duruma geldi kaçamak yaptınız kendinizi suçlu hissediyorsunuz. Çok sıkı diyetler uygulamak veya diyetteyken bazı grupları kısıtlamak aşermenin pik yapmasına neden olur ve kendinizi kısır bir döngünün içinde bulabilirsiniz. Bazıları başarılı olabilir ancak genelde kaçınma daha da güçlü bir istekle sonlanır. Aşerilen yiyecek ciddi bir sağlık riski oluşturmadığı sürece (yüksek tansiyonu olan birinin tuzlu yiyecekler aşermesi gibi) bu isteği gidermek ancak bunu ılımlı bir şekilde yapmak daha iyidir. Bazen yüksek kalorili ve yağlı yiyeceklerden minik miktarlarda tüketmek kendinizi kontrol etmenize yardımcı olabilir. Daha sağlıklı bir yaklaşım ise aşermeyi sezerek, önceden tatmin etmektir. Örneğin bir kadın regl öncesi her zaman tatlı aşeriyorsa bunu kan glikoz seviyelerini, yükselten nişastalı besin tüketimini artırarak azaltabilir. Doğal şekerler açısından zengin olan meyvelerden tüketmek de tatlı ihtiyacını karşılayabilir.

Eğer çikolata aşeriyorsanız elinizin altında bitter çikolata bulundurun. Bitter çikolata içeriğinde bulunan fitokimyasallar, kalp hastalıklarını önleyici etki gösterir. Çikolata paketlerindeki etiketlerini okumayı unutmayın, kakao oranı yüksek olanları seçmeye özen gösterin.

Yazının Devamını Oku