Aşk-ı Memnu’nun stil notları

NE finaldi ama! Türkiye’de hayat durdu. Resmen sokaklardan araba geçmiyordu. İnanamadım. Sonunu bildiğimiz, ne olacağından emin olduğumuz Aşk-ı Memnu final bölümü herkesi o gece kitledi adeta! Kim ne derse desin, bence Türkiye televizyon tarihinin, modadaki trendleri belirleyen, giyim kuşam denilince akla ilk gelen projesi Aşk-ı Memnu olacak.

Haberin Devamı

Bana sorarsanız, ne yasak aşk, ne Behlül’ün yakışıklılığı... Güzel ve bakımlı kadınlar, iddialı ve şık kıyafetler, ışıl ışıl ama sade tasarımlara sahip takılar diziye damgasını vurdu. Yeniköy’deki meşhur Ziyagil Köşkü, Rahmi Koç’a ait bir yol yalısı aslında. Dizi kahramanlarının yaşadıkları hayat, koruda yapılan yürüyüşler, malum seradaki buluşmalar, gümüş kaşıklarla yenen akşam yemekleri, davetler... İki sene boyunca seyrettiğimiz sürreal bir hayat.
Hiç şüphesiz harika bir eser, iyi kurgulanmış bir senaryo, çok iyi bir cast ve dolayısı ile muhteşem oyunculuklar. Tüm bunlar bir kenara, dediğim gibi herkesi en çok etkileyen kıyafetler, takılar, detaylar oldu.
Aşk kadını Bihter ne giydiyse son derece dişi ve çekiciydi hep. Seksepalini ortaya çıkaran bir detay gizliydi tarzında. Ve tabii ki Firdevs Hanım! O da yaşına meydan okuyan tek parça elbiseleri, renk seçimi ile dizinin en şıkıydı.
Şimdi araştırdım, soruşturdum, sponsorlarına baktım da... Gündüz kıyafetlerini ağırlıklı olarak Arzu Kaprol tasarlamış. Kaprol dışında Elaidi, Özlem Süer, Müge Ersin, Simay Bülbül, Gamze Saraçoğlu gibi çok beğendiğim tasarımcılar da var. Gece kıyafetleri Elif Cığızoğlu, Özgür Masur ve BCBG marka.
Takılar Cem Lokmanhekim ve Evren Kayar’dan. Akşam yemeklerinde Bee Goddess’ın ve Melis Gök’ün kolyeleri kullanılmış. Ayakkabılar Sertaç Delibaş ve Elle. Daha ne olsun!
Her Perşembe 90 dakikalık konulu defile! Diyorum ya, trendleri belirleyen bir dizi oldu diye. Geçen kış Behlül’ün Bihter’e aldığı kolye yok sattı. Herkes Bihter’in dizüstü siyah çizmelerini giymedi mi?
Aşk-ı reyting!
Aşk-ı Memnu dizisi popülerliğini çok hayırlı bir iş için kullandı. Kanal D’nin o gece prime time izlenme payı AB grubunda yüzde 56.8 olarak gerçekleşmiş. Toplam reklam geliri ise 4 milyon, eski para ile 4 trilyon! Büyük başarı!
Sonunu herkesin bildiği bir hikaye. Buna rağmen müthiş bir ilgi var. Final gecesi, bütün oyuncular ve ekibin de katıldığı bir parti ile Suada’da gerçekleştirildi. Kurulan dev ekranda herkes pür dikkat diziyi seyretti. Gecenin biletleri 500 TL’ye satılmış. Elde edilen gelir Milliyet’in Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile yürüttüğü Baba Beni Okula Gönder kampanyasına aktarılmış. Olan Bihter’e oldu ama olsun, sayesinde kaç çocuk okula yazılacak. İşte diziye yakışan en güzel final buydu...

Haberin Devamı

Hepimizin umudu Jennifer Lopez!

Haberin Devamı

Vay vay vay! Herkes ajandasına not etsin, 22 Temmuz’da Jennifer Lopez Kıbrıs’a geliyor. Ne için? Kıbrıs’ın turizm şehri Girne’de 220 milyon dolara mal olan Cratos Premium Otel’in açılış gecesinde sahne almak için. Üstelik tek başına da değil, eşi Marc Antony ve ikizleri ile beraber!
Dedikodulara göre, 700 metrekarelik kral dairesinde kalacakmış. Aynı katta sadece yakın dostları ve 12 kişilik koruma ekibi olacakmış. Ve 24 Temmuz’da sahne aldığında, konser 193 ülkeden canlı yayınlanacakmış.
Ha bir de, o gün Jennifer’ın yaş günüymüş. 41. yaş gününü kutlayacakmış. Bizim için çok ciddi bir PR ve reklam olacağı kesin. Şimdiden yavru vatanımıza hayırlı uğurlu olsun.
Şimdi diyeceksiniz ki, neler oluyor Kıbrıs’ta, bu otel de neyin nesi? Hemen anlatayım... Otel, sanmayın ki bir yabancı yatırımcının. Ankaralı, inşaatçı bir aile olan Bozoğlu Ailesi’nin.
Geçen hafta ben de, Murat Bozoğlu’nun daveti ile Cratos’a gittim. Tek kelime ile muhteşem bir otel olmuş. Son derece lüks ama dekorasyonu sade. İnsanı yormuyor, yani tam bir resort oteli.
Bazı sahil otellerinde ağır kadife perdeler, varaklar, abartılı kumaşlar görüyorum. Bana göre çok gereksiz. Bence Cratos, olması gerektiği kadar sade ama bir o kadar da iddialı! Hem lüks, hem konforlu. 410 odası var. Otelde ayrıca kocaman bir SPA da var. Türk hamamı, sauna, buhar banyosu, masaj odaları...
Özbek’ten yastık mağazası
Tabii casinosu da var, olmaz mı! Ben hiç anlamam o işlerden ama son teknolojiye sahip makinalar varmış. Para ve jeton taşımıyormuşsunuz, içeriye çok akıllı bir sistem kurmuşlar. Meraklısı yaşadı, ne diyeyim!
Otelin deniz tarafında Port Cratos adı verilen bir mekan yaratılmış. Burası bir cennet, küçük bir Akdeniz-Ege kasabasının köy meydanını yaratmışlar adeta. Küçük mağazalar, restoranlar, cafelerle gün boyu hatta gece de yaşayacak bir mekan olmuş.
Ben buraya bayıldım. Deniz ve koy zaten çok güzel, sahilde tropik bitkilerle kocaman bir orman yaratmışlar, denizde su oyunları yapıyorlar. Port’un dışarıdan da girişi olacakmış. Otel müşterileri dışında Kıbrıs halkı da buradan yararlanabilecek.
Türkiye’de bilinen birçok restoran markası orada şube açıyormuş. Rıfat Özbek küçük bir yastık mağazası açmaya karar vermiş. Vakko ve Beymen de corner açacakmış. Ben projeden çok etkilendim, bakarsınız biz de Ankara ve İstanbul’dan sonra Kıbrıs’a açılırız. Haydi bakalım hayırlısı!
Evet bu hafta da benden bu kadar. Haftaya size okyanus ötesi bir yerden sesleniyor olacağım. Büyük oğlumu yaz okuluna bırakmak üzere Boston’a gidiyorum. Oradan da New York’a… Ben yokken Ankara’ma iyi bakın, sevgiyle, afiyetle kalın!

Yazarın Tüm Yazıları