‘DAHA NE GÖRECEĞİZ’ DEMEYİN DAHA YENİ BAŞLIYOR
* İlk bölümde bu yıl yaşanacak önemli gezegen değişimlerinin dünyaya etkisini konuşmuştuk. Peki ya bu değişimlerin bizlere ve ülkemize etkileri neler olacak?
* Aygül Aydın: Bu yıl sadece Türkiye değil dünya genelinde ekonomik, çevresel ve toplumsal konular öne çıkacak. Ekonomik anlamda daha keskin bir daralma hissedilebilir. Büyük şirketlerin iflaslarını, kapandıklarını ya da bankaların uğradıkları siber saldırılar sonucu birtakım kısıtlamalara gittiklerini görebiliriz. 2025’in, özellikle de Jüpiter’in haziranda yengeç burcuna geçmesiyle hem bireysel hem de genel anlamda ana konusu, güvenlik ve de bununla ilgili endişelerin giderilmesi olacak. Adeta bir güven testine gireceğiz. Mesela kapını kilitlemeden mi uyuyorsun? Test edecek. İşine, eşine çok mu güveniyorsun? Test edecek. Eskiye ait tüm bildiklerimizi, alışkanlıklarımızı vs. geride bırakarak, yeni başlangıçlar yapmak zorunda kalacağımız bir yıl olacak. ‘Daha ne göreceğiz?’ diyorlar ya... Daha bitmedi diyeyim ben de. Yeni başlıyor.
ÜRETİM-TÜKETİM DENGESİZLİĞİNE DİKKAT
Yazılarımı karıştırırken yaptığımız röportaja denk geldim.
O da ne! “Yerel seçimlerde Türkiye’yi büyük bir değişiklik bekliyor” demişler. Bu bir! “Esad kesinlikle gidecek” demişler bu iki! “ABD eski Başkanı Biden seçime bile giremeyecek” demişler.
Bu da üç. Ekonomi ve teknoloji alanında söyledikleri pek çok şey de tam isabet! Haliyle bu kez koşturarak gittim yanlarına. 2025’te Türkiye ve dünyayı astrolojik açıdan neler bekliyor diye sordum. Bugün ilk bölüm...
YENİ YIL KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLERLE GELİYOR
-
Peki ama Narin’i kim ve neden öldürdü? Karara göre katiller belli ama ‘asıl’ katil kim?
Bu soru hepimizin kafasını kurcalamaya devam ediyor. Kararın açıklandığı akşam, Şule Çet cinayeti gibi kamuoyunda sıkça tartışılan pek çok davada bilirkişilik yaparak, suçluların serbest kalmasını engelleyen, Narin davasında da yorumları ile tanıdığımız Adli Tıp Uzmanı, Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün ‘Kusursuz Cinayet’ isimli karikatür sergisindeydim.
Hem de Narin için çizdiği karikatürünün tam karşısında... Narin cinayeti için ‘Kusursuz cinayet’ diyebilir miyiz diye sordum. İşte yanıtı.
BİR CİNAYET AYDINLATILAMAMIŞSA ORADA İŞİNİ İYİ YAPMAYANLAR VARDIR
Farkındaysanız, TV’lerde yayınlanan onca program, dizi ve film, yanı sıra yazılan onca roman, cinayetler ve o cinayetleri çözme çabasının üzerine oturmakta.
VAKİT NAKİTTİR: Z KUŞAĞI GENÇLERİN TERCİHİ
İşim gereği fazlaca sosyal medya kullanıyorum. Ancak hayatımın sanki yarısı telefonda geçiyormuş gibi hissettiğimden her hafta kaç saat online kaldığımı kontrol edip, mümkün mertebe de o süreyi azaltmaya gayret ediyorum. The Guardian’ın makalesini okuduktan sonra yalnız olmadığımı fark ettim. Hatta bir adım öteye geçmiş insanlar, tuşlu telefona dönerek, “zombi mod”dan, bir başka deyişle telefonun esiri olmaktan kurtulmak istemişler. Habere göre sadece geçtiğimiz yıl ABD’de 2.8 milyon tuşlu telefon satılmış ve satın alanların çoğu, “sıradan bir hayat istiyorum” yorumu yapmış.
ÜNLÜ OKUL YASAKLADI
Prens William ve Prens Harry, ünlü İngiliz yönetmen Ian Fleming ve oyuncu Tom Hiddleston gibi ünlü mezunlara sahip, seçkin İngiliz yatılı okulu Eton College’de geçtiğimiz Eylül’de birinci sınıf öğrencilerine “akıllı” telefon yasağı koydu. Birinci sınıflar artık sadece tuşlu telefon kullanabiliyorlar.
Çarşıda pazarda alışveriş hızlandı. Ancak dün yazmıştım, asgari ücrete yüzde 30’luk zam açıklanmasıyla etiketler de daha yeni yıl gelmeden değişmeye başladı. Özellikle de marketlerde. Ben de oturduğum semtin hem pazar hem kasap hem de marketine çıktım. 4-6 kişilik bir aile için yılbaşı sofrası alışverişi yaptım. Elbette her bütçe her damak tadına göre farklılıklar olsa da ortalama maliyetin, geçen yılın en az 2 katı, 5- 7 bin lira arasında olduğunu söylemek mümkün.
PAZARDA KALEM KALEM HESAPLADIM
Pazar her zamankinden biraz daha kalabalık. Yeni yıl etkisini görebiliyorsunuz. Her bütçeye göre çeşit olsa da bizim semtin (Şişli- Bomonti) bir tık daha pahalı olabileceğini bildiğimden hem market hem de pazarda tercihimi uygun fiyatlı ürünlerden yana kullandım. Geçen yıl Feriköy pazarına gitmiştim, 4-6 kişilik aile için ortalama maliyet 2 bin 500 lira idi. Bu yıl da hesap kolay olsun diye her şeyi 1 kilodan aldım. Yeşillikler ve sebzeden başlayalım:
-Roka: (demet) 20 TL
-Kıvırcık marul: (demet) 50 TL
-Yeşil soğan: (demet) 30 TL
-
2025 yılı asgari ücretin belirlenmesi ile bunu bir ‘fırsat’ olarak görenlerin mesaisi hızlanmış olacak ki tüketici derneklerine daha ilk günden şikâyet üzerine şikâyet yağıyor.
Peki tüm bu etiket artışlarına, gramaj oyunlarına, ‘işçilik maliyeti’ gerekçe gösterilerek yapılan zamlara ‘serbest piyasa ekonomisi’ deyip, geçecek miyiz? Nasıl baş edilecek? Asgari ücretli bu etiketlerle nasıl geçinecek?
‘AÇGÖZLÜLÜK ENFLASYONU’ ETİKETİ TETİKLİYOR
Düzce Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı, Prof. Dr. Ayfer Gedikli, yüzde 30’luk zam daha asgari ücrete yansımadan yaşanan fiyat artışlarını, literatürde sık kullanılan 2 kavram üzerinden açıklıyor:
“Bir, rasyonel beklenti: Enflasyonist bir ortamda, üretici ya da satıcı, geçmiş ya da bugünde yaşamış olduğu bazı tecrübelerini, ‘Düne kadar böyleydi yarın da aynısı olur’ bakışı açısı ve bunun getirdiği ‘tahmin’ ile yarına, bundan sonra uygulayacağı ekonomik modellemeler/ fiyatlandırmaya yansıtır. Yani yarının fiyatlandırmasını, geçmişteki politikalar, enflasyon değerleri, beklentilere vs., bakarak bir tahminle yapar. Buna ‘rasyonel beklenti’ denir. Her ne kadar bir süredir Mehmet Şimşek önderliğinde ciddi para ve maliye politikaları uygulanıyor olsa da kabul etmek gerekir ki Türkiye, yaklaşık 2 yıldır yüksek enflasyon sürecinde. Hedefler, henüz arzu edildiği seviyelerde değil. Bu da yüksek enflasyon algısının oturmasına, ‘hep böyle devam edebilir’ gibi bir bakışa sebep oldu. Haliyle bu durum günlük yaşama, etiketlere de yansıdı.”
“İki, Greedflasyon:
Ancak kaza anının görüntülerinde, ambulans helikopterin, yoğun sise rağmen havalanmaya çalıştığını görüyoruz.
Bu da kazanın, kesin olmamakla beraber, ‘sis’ ya da mekanik türbülans gibi meteorolojik bir nedenle olmuş olma ihtimalini güçlendiriyor.
Tıpkı ünlü basketbolcu Kobe Bryant ile İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve hatta başka birçok helikopter faciasında yaşandığı gibi...
Havacılık yazarımız Uğur Cebeci ve “Havacılık meteorolojisine giriş” kitabının da yazarı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ile konuştum.
BASİT BİR ÖNLEMLE BU FELAKET ÖNLENEBİLİRDİ
EŞİM YETKİSİZ, BİLGİSİZ İNSANLAR VE EKİPMAN SEBEBİYLE ÖLDÜRÜLDÜ
“Gelin Evi” programı ile tanınan sosyal medya fenomeni Neşe Özkan, 18 Aralık’ta V. Estetik firması aracılığı ile ulaştığı Plastik Estetik Cerrah Operatör Doktor M.A. ile Gaziosmanpaşa’daki Özel B. Hastanesi’nde, 135 bin liraya, karın gerdirme ve meme küçültme operasyonu olmak için anlaşıyor. Ancak genç kadının ameliyat sırasında kalbi çok kez duruyor ve yaşamını yitiriyor. Önemli bir not eklemek isterim: Estetik operasyonu yapan cerrahın adını internette araştırdığınızca farklı kişiler tarafından yazılmış, onlarca şikâyet var.
GEREKLİ CEZAYI ALSINLAR
Neşe Özkan’ın eşi İskender Özkan ise şu çağrıyı yaptı: “Eşim bu firmayı sosyal medyadan buldu. Yaklaşık 200-300 bin liralık bir ameliyatı 135 bin liraya yapabileceklerini söyleyince sevindi. Ben de destek oldum. Ameliyatın hangi hastanede olacağı bilgisi ameliyattan önceki gün söylendi. Ameliyat sabahı ise bazı tetkikleri yapıldı, EKG gibi bazı tetkikleri ise yapılmadı. Eşim; kalbinde delik olduğu, bu sebeple ameliyat olduğu bilgisini anestezi uzmanına verdi. ‘Ameliyatın üzerinden çok geçmiş’ gibi bir cevap aldı. Kendisine verilen, ‘Başıma bir şey gelirse hastane sorumlu değildir’ yazısını ise imzalamadı. Kasıtlı yapıldı demiyorum ama yanlış işlem, yetkisiz, bilgisiz insanlar, yetersiz ekipman sebebi ile öldürüldüğünü düşünüyorum. Hak ettikleri cezayı almalarını istiyorum.”
KAPI ARASINDA DEĞİL HER HASTAYA DETAYLI MUAYENE YAPILMALI
Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Şükrü Yazar