Paylaş
Gel gör ki, kıymetini bilmiyoruz.
Böyle bir değeri yok sayıyoruz.
Bunun da tek nedeni, geçmişten son yıllara kadar devam eden, “Biz Uludağ’ız”, “Türkiye’nin ilk ve tek kayak merkeziyiz”, “kayak yapmak isteyenler mecbur bize gelecekler” anlayışı.
Anlamsız olan bu ego yüzünden, sezonluk düşünülüp, minnetsiz davranılınca, Uludağ’a zarar verildi.
Mesela.
Ek yataklarla birlikte, 6 bin 500 kişiyi ağırlayacak kapasiteye sahip olan otel ve tesisleri, sadece kayak sezonunda açtılar, diğer aylarda kapalı kaldılar.
Uludağ’da var olan problemleri, sezon yaklaşınca gündeme getirip, kapanınca unuttular.
Ayrıca, her hizmeti devletten beklediler.
Böylece, Palandöken ve Erciyes’te modern kayak tesislerinin kurulmasına neden oldular.
Anlayacağız, “kendi canavarlarını” yarattılar..
Nihayet sonunda, “Biz ne yapıyoruz?”, “Nereye gidiyoruz?” diyerek, gerçekleriyle, geç de olsa yüzleştiler.
Son dönemlerde, kan kaybetseler de, günübirlikçiler için tuvalet yapılması, yeni otoparkların açılması, doğalgaz getirilmesi gibi dokunuşlarda bulundular.
Düşünebiliyor musunuz?
Böylesine önemli bir kayak merkezinde, günü birlikçiler ihtiyaçlarını gidermek için tuvalet bulamıyor..
Otellere gidiyorlar, buralara kabul edilmiyorlar.
Kendilerini, ormanlık alana zor atıyorlar.
Şaka gibi.
Neyse ki; Uludağ, magazin ağırlıklı olmasa da, eski günlerine geri dönmeye başladı.
Buna da, şükür.
Yeni yıl nedeniyle bu yıl hazırlanan paket programlar, yüzleri güldürdü, umutları artırdı.
Bu, güzel bir gelişme.
Sadece 31 Aralık 2 Şubat tarihleri arsında kayak merkezine, günübirlikçiler dahil, 86 bin kişi geldi.
Bu rakam, son yılların ziyaretçi rekoru.
Yeni yılda, Uludağ’ın ağır misafirleri de vardı.
Katar Kralı’nın kardeşi, eşi, çocukları ve bazı yakınları 18 Aralık günü özel bir uçakla Yenişehir’e geldi.
İki kamyon eşyayla birlikte Ağaoğlu Otel’e yerleştiler..
Özel bir katı tamamen kapattılar.
Gündüzleri kayak yapıp, yürüdüler.
Şehre inip, Sur Yapı’dan, bol bol alış veriş yaptılar.
Yılbaşına ise katlarında bulunan özel bir bölümde girdiler.
Erkekler Bursa’da otelde kaldı..
Zaman zaman Uludağ’a gelip, kendilerine eşlik ettiler..
Adeta koruma ordusu tarafından korundular.
Fotoğraf ve görüntü çektirmemeye çalıştılar..
Bu konuda başarılı da oldular.
Geçtiğimiz pazar günü ise Uludağ’dan ayrılıp ülkelerine geri döndüler.
Katarlıların bu ziyareti, Uludağ’ın tanıtımı için kullanılabilirdi.
Güvenlik gerekçesiyle bu paylaşıma bakılmasa da, geri döndüklerinde, bu ziyaret paylaşılabilirdi…
Bu iyi bir fırsattı.
Ama değerlendirilmedi.
Sonuç olarak Uludağ, küllerinden yeniden doğuyor.
Umarım, geçmişteki hatalardan gerekli dersler alınmıştır…
Haaa, gelen ziyaretçi sayısına bakıp, eskisi gibi sezonluk davranılırsa.
Ki, bunu düşünmek dahi istemiyorum.
İşte o zaman.
Beyaz Cennet’e yazık olur…
Paylaş