Paylaş
Zira bunlardan her birisi kendini büyük balık hatta en büyük balık görüyor ve küçük balıkları yutmayı hem görev ve hem maharet biliyorlar.
Ha, bu durumu birileri açıktan, aşikâre yapıyor, diğerleri ise aynı şeyi gizli yapıyor.
Önümüzdeki 3 Kasım’da ABD’de seçimler var. Hem başkan, hem Temsilciler Meclisi üyeleri ve hem de Senato’nun üçte biri yenilenecek. Cumhuriyetçilerin adayı, şimdiki başkan Trump’ı iyi kötü tanıdık. Türkiye için kötünün iyisi diyebileceğimiz türden, hiç olmazsa diyaloğa açık bir başkan.
Demokratların adayı Joe Biden ise 78 yaşında. Önceki başkan Obama’nın başkan yardımcılığı görevinde bulunmuş. O vakitler Türkiye’ye karşı saman altından yürüttüğü düşmanlığını, daha sonraları açıktan ve küstahça sergiliyor ve haddini aşan lafları utanmadan söyleyebiliyor.
Türkiye’yi eskiden olduğu gibi kendi vesayetleri altında görüp Türkiye’nin iç siyasetini dizayn etmeye ve bu cümleden olarak Tayyip Erdoğan’ı başkanlıktan indirmeyi, bunun için de onun karşısındaki muhalefeti güçlendirmeyi diline doluyor.
Bu rezil adam, 15 Temmuz aşağılık kalkışmasını da ‘internet oyunu’ zannettiklerini söyleyip sinsice sonucu beklemiş, işler kendilerince ters gidince de ertesi gün sözde kınama mesajı yayınlamıştı.
Nitekim 12 Eylül darbesini emir-komuta içinde yaptırıp başarılı olduklarında da kendi hempaları (ayaktaş, omuzdaş) “Bizim çocuklar başardı” diye başkanlarına müjdeyi veriyordu.
Haddizatında Biden, “Şecaat arz ederken sirkatin söylüyor” ve gerçek bir itirafta bulunuyor.
Nitekim ABD’nin Türkiye’ye bakış açısı hep aynı olmuştur. Bizi NATO’nun güneydoğu kanadındaki ileri karakolu olarak görür ve kendi emriyle hareket edeceğimizi vehmederler.
Dinlemek istemeyip
biraz yan çizdiğimizde de tepemize binerler.
Menderes’in, İnönü’nün, Demirel’in, Ecevit’in, Erbakan’ın ve son olarak Erdoğan’ın tepelerine bindikleri ve binmek istedikleri gibi...
ABD hinterlandına girdiğimiz günden beri hep hışma uğradık. Bize hep tepeden, buyurgan bir eda ile baktılar. Bize hiçbir zaman eşit düzlemde, bağımsız ve bağlantısız bir devlet gibi bakmadılar; hep kendi uyduları olarak gördüler.
Ama köprülerin altından çok sular aktı. Türkiye, o eski Türkiye değil artık.
Bundan böyle kaç çeşit ABD varsa, hepsi birden bunu bu şekilde bilecek ve ayaklarını ona göre denk alacaklar.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türk halkının hissiyatına tercüman olarak şu mesajı yayınladı: “Joe Biden’ın Türkiye analizi saf bir cehalet, kibir ve ikiyüzlülüğe dayanıyor. Türkiye’ye emir verilen günler geride kaldı. Ama hâlâ deneyebileceğinizi düşünüyorsanız, buyurun deneyin, bedelini ödersiniz!”
İş budur, bundan gayrısı boştur. Biz bu sözü edebilmek için tam bir asır ‘araf’ta bekledik, bekletildik.
ABD’nin ileri yaştaki bu başkan adayı, belli ki sittin senedir emek vererek ektikleri zehirli tohumların meyveleri olan içimizdeki FETÖ’cülere ve kinlerini din edinen uşak ruhlulara güvenip sesleniyor.
Bu saatten sonra duyan olacağını sanmıyoruz lakin akrep doğası gereği zehrini kusacak.
Bu şaşkın adam müsveddesi, 15 Temmuz’la birlikte şahlanan milletin ok gibi yayından çıktığını ve o okun bir daha döndürülemeyeceğini bilmiyor mu?
Bilmiyorsa, öğreneceği çok şey var demektir.
Hodri meydan!
Paylaş