Erken seçim hayali

Dile kolay; AK Parti 2002’den beri girdiği her seçimi kazanıyor, muhalefet ise nal topluyor.

Dikkat edilirse, muhalefet partileri her altı ayda bir, erken seçim teranesiyle ortalığı velveleye veriyorlar.

Halbuki seçimlere daha iki yıl var ve ortada siyasi istikrarsızlıktan eser yok. Tüm dünyayı kasıp kavuran pandemiye rağmen, hükümet, zamanında aldığı tedbirlerle, salgından en az zararla sıyrılmak için yoğun bir gayret sarf ediyor.

Kötü gidişin çoğu gitti, azı kaldı. Sonbahara doğru düze çıkıyoruz.

Demem o ki, sadece Türkiye değil, tüm dünya ülkeleri büyük bir badire atlatıyor. Koronavirüs illetinden kurtulmak için, ülkeler adeta çırpınıyor.

Yüze yüze kuyruğuna gelmişken, dereyi geçerken at değiştirilir mi?

Muhalefet, aklı sıra pandeminin oluşturduğu olumsuz şartlardan bir an önce istifade etmek için erken seçimi dillendiriyor.

İktidar, yaptığı mücadelenin sonucunu alıp, ülkeyi rahata kavuşturmadan seçime gider mi? Gitmesi için aklını peynir-ekmekle yemesi gerekir!

Muhalefet partilerinin iki de bir erken seçimi dillendirmelerinin yegâne sebebi, kendi seçmenlerini konsolide etmektir. Zira onlar da bugün itibarıyla bir erken seçimin olmayacağını, olamayacağını pekâlâ biliyorlar.

İç ve dış vesayet odakları ise, çanlarına ot tıkanmışlığın perişanlığı içinde Türkiye düşmanı terör örgütleriyle birlikte mafya bozuntularını da devreye sokarak kaosa davetiye çıkarmaktadır.

Muhalefetin hali pür melaline bakar mısınız, siyaset yapmak adına, mafya bozuntularının tezviratına bel bağladılar. Koro halinde aynı tezviratı dillendiriyorlar.

Muhalefet, erken seçim konusunda birazcık samimi olsa, cumhurbaşkanı adaylarını açıklarlar. Ortada fol yok yumurta yok, aday yok; erken seçim çığırtkanlığı yap!

Bu milleti bu kadar saf mı sanıyorlar?

Ayrıca muhalefetteki tüm siyasi partiler, reel politiğin dışında bir tavır sergiliyorlar. Türkiye, anayasa değişikliği yaparak, yeni bir sisteme geçmiş. Cumhurbaşkanlığı (başkanlık) sistemi denilen bu yönetim şekli, halkın oyuna sunulmuş, halk da onaylamış.

Muhalefetse, hâlâ ‘güçlendirilmiş parlamenter sistemde’ ısrar ediyor. İnanın bahsettikleri sistemin ne olduğunu kendileri de bilmiyor. Zira aradan şu kadar zaman geçti; bu sistem hakkında açıklayıcı, en ufak bir ifadeleri olmadı.

Erken seçim talepleri gibi, ‘güçlendirilmiş parlamenter sistem’ arzuları da hayalden öteye geçmiyor.

‘İstemezük!’ diyorlar lakin neyi istediklerini açıklayamıyorlar. Halkın önüne somut bir proje koyamıyorlar.

Halktan da ‘meçhule’ oy vermesini bekliyorlar!

Belli ki, ‘vesayet’ özlemiyle yanıp tutuşuyorlar.

Oysa ki, seneler senesi vesayetin bedelini ödeyen millet, o defteri çoktan kapattı.