Paylaş
Birincisi, futbolu ve hakemliği itibarsızlaştıracak söylemlere ceza verileceği. Bu uygulama, maçlardan hemen önce veya sonrasını mı kapsıyor; 3-5 gün sonra bambaşka bir platformda yapılacak söylemlere de ceza verilecek mi veya verilecekse aynı oranda mı olacak? Ayrıca hangi sözler ‘itibarsızlaştırma’ olarak değerlendirilecek? Bu açıklığa kavuşturulup netleştirilmeli. Eğer sınırları net olarak çizilmezse, ucu açık, ‘sana göre bana göre’ kavramlar üzerinden bir cezalandırma söz konusu olabilir.
MEVCUT TALiMATTA ZATEN VAR
Diğer konu hakemlerin etrafının maç esnasında futbolcular ve teknik direktörler tarafından sarılması. Mevcut Disiplin Talimatı’nda bu gibi olaylarla ilgili verilmiş bir talimat zaten var. Burada önemli olan konu, hakem herhangi bir şekilde sarı kart göstermez ya da raporuna yazmasa bile görüntülü olarak ceza verilebileceği... Burada da ucu açık, kırmızı çizgi ile sınırlanmamış bir karar söz konusu. Oyuncu ile hakem arasındaki mesafe ne kadar olmalı? İtiraza kaç kişi geldi? Hakeme neler söylendi? Bütün bunlar belirtilmeli. Sadece saha içindekilerin bilebileceği bu olayları hakemin raporunun dışında görüntülere bakarak ceza vereceksin...
‘ONA ÖYLE, BUNA BÖYLE’ DEMEZLER Mi?
Peki yarın öbürgün kulüpler ‘sana verildi bana verilmedi’, ‘ona öyle yapıldı bana böyle yapıldı’ gibi örneklerle TFF’nin karşısına çıkarlarsa ne olacak? Kaldı ki, kurum olarak görüntülere bakarak ceza uygulayabiliyorsanız, sizden dudak okuma ve hakemin göremediği ya da görüp de değerlendiremediği olaylar için de ceza verilmesi istenebilir. O zaman bu gibi durumlarda ne yapacaksınız?
Bildiğim kadarıyla görüntülerden yola çıkılarak ceza verilmesi uygulaması bugüne dek sadece Beşiktaş’ta oynadığı dönemde Caner Erkin’e yapıldı. Dolayısıyla sınırları net olarak çizilmemiş bu talimat nedeniyle yeni polemikler zincirine şahit olabiliriz.
Paylaş