İsrail dışında dünyanın ve bölgenin önde gelen devletlerinin karşı çıkmasına rağmen, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, bağımsızlık referandumu yaptırdı.
Kuzey Irak’ta olduğu gibi, Ankara’da ve dünyanın önemli merkezlerinde bu olayın yankılarını en iyi izleyen ve yansıtan yine Hürriyet Dünyası oldu.
Barzani’nin bağımsızlık referandumuna en sert ve en kararlı karşı çıkan başkentlerin başında Ankara geliyordu. Referandumun yapılmasıyla birlikte Ankara düğmeye bastı ve arka arkaya kararlarını uygulamaya koydu.
Ankara büromuz, yeni Kuzey Irak politikasının oluşumu, uygulanması ve gelecekte alınacak önlemleri ve izlenecek yöntemi çok yakından takip etti, perde arkalarıyla birlikte en sağlıklı bilgilere ulaştı.
Bu bilgilere dayanarak Kuzey Irak ve Suriye’deki gelişmeler konusunda Ankara’nın nabzının nasıl attığını paylaşalım.
Söylenmesi gerekenlerin başında, Türkiye’nin, Kuzey Irak referandumu sonrasında, bu olayın birinci dereceden ilgilendirdiği komşu ülkelerle koordinasyon içinde hareket etmeyi tercih ettiğidir.
Nitekim, referandumun yapıldığı 25 Eylül tarihinden itibaren Türkiye-Irak ve İran arasında çok yoğun bir temas kuruldu. Bu temasın somut sonuçları da sahaya yansımaya başladı.
İRAN DESTEKLİ IRAK ORDUSU
Türkiye’yi yakından ilgilendiren olaylar başta olmak üzere haber neredeyse Hürriyet Dünyası oradaydı.
Günlerdir Türkiye’de gündemin ilk sırasında yer alan Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık konusunda aldığı referandum kararıyla ilişkili gelişmeleri yerinde izlemek üzere Hürriyet Dünyası ekipleri Ankara’nın koridorlarında, New York’ta, Erbil’de, Süleymaniye’de, Kerkük’te, Başika’da, Halep’teydi. Haber ekiplerimiz olayları yerinde izleyerek Türk ve dünya kamuoyuna aktardı. Milyonlarca kişi haberleri sıcağı sıcağına ve tüm detaylarıyla Hürriyet Dünyası’ndan izledi.
EKİP ÇALIŞMASININ FARKI
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmak üzere gittiği New York’taki tüm temaslarını izleyen ekibimiz de yazılı, dijital ve görsel yayınlarıyla öne çıktı.
Hürriyet’in New York Temsilcisi Razi Canikligil, Washington Temsilcisi Cansu Çamlıbel, Kanal D, CNN Türk ve Posta’nın Ankara Temsilcisi Hakan Çelik, Washington Temsilcisi Serdar Cebe ve Doğan Haber Ajansı New York Temsilcisi Nafiz Albayrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temaslarını, BM çalışmalarını adım adım izleyerek, haber ve canlı yayınlarıyla anında Türkiye’ye aktardı.
K. IRAK’IN KRİTİK MERKEZLERİ
Türkiye açısından tarihi önemdeki referandum kararından sonra İdris Emen ve İpek Yezdani’den kurulu Hürriyet ekibi Erbil’de, Süleymaniye’de, Kerkük’te ve Başika’da haber peşindeydi. Yerinden verdikleri haberler ve aktardıkları izlenimlerle Kuzey Irak’taki gelişmeleri zamanında ve doğru olarak Türk okuruna ve izleyicisine ulaştırdılar. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin yetkilileriyle görüşerek, siyasi mesajları birinci elden aktardılar. Ankara’ya ışık tuttular.
HALEP’İN HALİ
Ankara’nın sürekli Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğine yaptığı vurgu ve bu yöndeki uyarıları, Türkiye’nin ulusal birliğini ve toprak bütünlüğüne ilişkin hassasiyetini ve alabileceği tutumu da yansıtıyor.
Irak ve Suriye’nin parçalanması, Türkiye’nin bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehdit olarak algılanıyor. Ankara’nın hassasiyeti buradan kaynaklanıyor.
ABD’nin işgaliyle Irak’ın fiilen parçalanması ve Kuzey Irak’ta neredeyse bağımsızlığa yakın bir devlet yapısının oluşturulması, benzeri bir sürecin Suriye’de yaşanıyor olması ve PKK’nın 30 yıldır dış destekli terörle yapmaya çalıştığı sonuç olarak aynı amaca yöneliktir. Türkiye, Irak, Suriye ve İran’ın parçalanması...
Bu gelişmelerin ulaştığı aşama, özellikle Suriye’deki içsavaş ve ABD’nin PKK-PYD konusunda aldığı tutum, Kuzey Irak’ta Barzani yönetiminin bağımsızlığa adım atmak için ısrar ettiği referandum, Ankara’yı ulusal çıkarları bakımından stratejik kararlar almanın eşiğine getirdi. Önümüzdeki günler Barzani’ye karşı çok sert kararların alınacağı günler olabilir.
TÜRKİYE’NİN FARKI
Türkiye’nin komşularından en önemli farkı ve avantajı, kuruluş felsefesi, cumhuriyetin nitelikleri, demokrasi birikimi ve en son 15 Temmuz’da gördüğümüz gibi demokrasiye olan sarsılmaz inancı, Türk halkının ortak değerleri ve tarihten gelen bir arada yaşama kültürüdür. Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyacak en önemli güvence bu değerlerdir.
Hürriyet Dünyası her zaman, yukarıda özetlediğim gelişmeleri en yakından izleyen ve kamuoyuna detaylarıyla açıklayan yayın grubu oldu. Önümüzdeki günlerde de bu özeni göstermeye, gazeteleri ve televizyonlarıyla kamuoyunu doğru bilgilendirmeye devam edecek.
BASINDA BİR TABU YIKILIYOR
Geçen altı ay içinde değerli çalışma arkadaşlarımla birlikte Hürriyet’i daha da büyük, daha da etkili kılmak için tüm gücümüzle çaba gösterdik. Bu çabalarımız sürecek.
Başta yeni habercilik anlayışımız olmak üzere Hürriyet Dünyası’ndaki gelişmeleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hürriyet Dünyası, 7 gün 24 saat, çok dilde, kesintisiz yayın yapan Türkiye’nin tartışmasız lider medya kuruluşu. Aynı zamanda ulaştığı okur, izleyici ve takipçi sayısıyla da dünyanın önde gelen medya kuruluşları arasında üst sıralarda yer alıyor.
Hürriyet gazetesi, yaz ayları da dahil olmak üzere günlük 300 binin üzerinde ortalama satışıyla Türk basınındaki liderliğini sürdürüyor. Günlük erişim katsayısı dikkate alındığında Hürriyet gazetesi, her gün 1 milyon civarında okuyucuya ulaşıyor.
Hurriyet.com.tr aracılığıyla Hürriyet Dünyası’ndaki bir haber her gün milyonlarca insana erişiyor. Hürriyet Dünyası’nın dijital yayınlarıyla ilgili şu rakamlar Hürriyet’in dünya ölçeğindeki yerini anlamak için yeterli:
Bağımsız ölçüm şirketi Gemius’un verilerine göre Hurriyet.com.tr ayda ortalama 26.1 milyon insana ulaşıyor.
Sitemiz ayda ortalama 52 milyondan fazla ziyaretçi ve 1 milyarın üstünde sayfa görüntülemesiyle dünya çapında da dijital medyanın liderleri arasında...
Haftada ortalama
CHP’nin Ankara’dan İstanbul’a ulaşan büyük yürüyüşü ve Almanya’nın Hamburg kentinde yapılan olaylı G-20 zirvesi...
Önce Hamburg’dan başlayalım...
ATEŞ ÇEMBERİ
G-20 zirvelerinde protestolar her zaman olur.
Hamburg’daki gösteriler bugüne kadar tanık olduğumuz diğer ülkelerdeki protestolar arasında en yaygın ve en etkili olanıydı.
Hamburg adeta ateş çemberi içinde kaldı.
Sokakları kapatılan Hamburg bir hayalet şehir görünümündeydi.
Buna rağmen protestocular araba, lastik, çöp bidonları yakarak, zombi gösterileri yaparak etkili oldu; yer yer polis kontrolü kaybetti, bundan yararlanan bazı gruplar mağazaları yağma etti.
Karşılıklı sert açıklamaların yapıldığı süreçte, “Türkiye AB’den kopuyor mu, AB Türkiye ile ilişkiyi kesiyor mu” soruları, yerini bir yumuşama sürecine bırakmış görünüyor. Türkiye ve AB bir
yıllık yol haritası üzerinde anlaştı. Türkiye’nin tam üyelik süreci açısından bir yıl içinde karşılıklı olarak atılacak adımlar belirleyici olacak.
TÜRKİYE’NİN SAVUNDUĞU GÖRÜŞ
Brüksel’de alınan en önemli kararlardan biri de NATO’nun, DEAŞ’la mücadelede koalisyona katılmasıdır.
DEAŞ’la mücadeleye NATO’nun katılması Türkiye’nin öteden beri savunduğu bir görüştü.
Bu görüş karara dönüştü ama çok geç dönüştü.
Türkiye’nin DEAŞ’la mücadelede ve özellikle Rakka operasyonunda, PKK-PYD-YPG’nin değil, ABD ile Türkiye’nin veya NATO güçlerinin devreye sokulması gerektiği tezi kabul görmedi.
ABD, Türkiye veya diğer NATO güçleri yerine PYD-YPG’yle çalışmayı tercih etti. Şimdi, Türkiye’nin itirazına rağmen YPG’yi silahlandırmaya, ağır silahlar da vermeye devam ediyor. PKK-PYD-YPG cephesi, Suriye’de ABD askeri yerine savaşmasının bedelini ise siyasi olarak tahsil etmek istiyor. Önce Suriye’nin kuzeyinde egemenlik kurmak ve sonraki aşamalarda PKK’nın bağımsız devlet projesi için çalışmak.
Erdoğan’ın bu amaçla geldiğini bilen Pentagon, planlarının bozulmasını önlemek için Beyaz Saray’a “YPG ile yola devam edecekleri” kararını önceden açıklatmıştı.
Trump’ın bu kararını değiştirmesinin çok zor olduğunu bilerek Washington’a gelen Erdoğan ve beraberindeki heyet, bu konuda istediği sonucu alamadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye hareketinden önce sorularımızı yanıtlarken, “DEAŞ’la mücadeleyi ve Rakka operasyonunu birlikte yapalım” önerisini tekrarladığını ancak Trump ve yönetiminin bu öneriye yanaşmadığını “Maalesef” vurgusuyla açıkladı.
Washington, çok önceden yaptığı “PYD-YPG tercihini”, Türkiye’nin uyarı ve önerilerine rağmen değiştirmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rakka’nın çoktan kuşatıldığını da belirterek, ABD’nin kararını verdiğinin anlaşıldığını da ifade etti.
Türkiye, Çin ve Rusya ile birlikte ‘Yeni İpek Yolu’nun üç hâkim faktöründen biri. Anadolu, baştan başa altyapı yatırımlarıyla modern İpek Yolu’nda yeni bir köprü olacak. Kars’tan Edirne’ye kadar demiryolu ve hızlı trenlerle 21’inci yüzyılın İpek Yolu yeniden döşenecek.
Pekin’de bir kulağımız yeni İpek Yolu’ndayken, bir kulağımız da yarın Beyaz Saray’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump arasında yapılacak görüşme öncesi değerlendirmelerdeydi. Nitekim dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelttiğimiz soruların çoğunluğu bu görüşmeyle ilgiliydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorularımıza verdiği yanıtlar bu zirvenin Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceğini belirleyeceğini de gösteriyordu.
KIRILMA NOKTASI
Erdoğan’ın yanıtlarından anlıyoruz ki, yarın Beyaz Saray’da gerçekleşecek zirveden ne karar çıkarsa çıksın, bir ‘kırılma noktası’ niteliği taşıyacak.
Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump’ı, YPG’yi silahlandırma kararından vazgeçirebilirse bu, Türkiye-ABD ilişkilerinin güçlenmesine yol açacak bir kırılma noktası olacak.
Aksine Trump kararından vazgeçmez ise bu kez de iki ülke açısından zaten iyi seyretmeyen ilişkilerin daha da kötü yönde kırılmasına neden olacak.