* Belediye, cadde ve sokaklardaki duraklama (park) alanlarını cadde otoparkçılarına kiraladı.
* Cadde otoparkçıları, bu alanları cadde olarak değil otopark alanı olarak görüyor ve terör estiriyor.
* Yol kenarlarına dikey park yapılıyor, böylece yolun 2’nci şeridi kapatılıyor.
* 1 araçlık yere 2 araç park ediliyor. Bu defa park alanına girmek isteyenler 3’üncü şeridi kapatıyor veya bu şeridi kullanarak manevra yapıyor.
* Cadde otoparkçıları, araçların ‘park alanında’ duraklama yapmasına müsaade etmediği için duraklama yapan araçlar mecburen 3’üncü şeritte duraklama yapıyor. Haliyle trafikte yol almaya çalışan araçlar da zar zor 4’üncü şeritten gitmeye çalışıyor.
* Mesela Necatibey Caddesi’ndeki otoparkçılar, kendi alanları dolduğunda, araçları alıp sağa sola, trafiği engelleyecek şekilde park ediyorlar.
Günde ortalama 500 bin kentli bu otobüsleri kullanıyor.
Hele ki ‘ring’ uygulamasına geçilip, otobüslerin metrolarla entegre hale getirilmesi, araçlardaki yolcu sayısını daha da artırıyor.
E haliyle de işe gidiş ve geliş saatlerinde ‘balık istifi’ otobüslerin ‘hijyen’ durumları, büyük önem arz ediyor.
* * *
Tam bu noktada, okur A. Şafak Tomruk da gönderdiği iletisinde, EGO otobüslerindeki ‘hijyen’ konusuna dikkat çekiyor.
Çankaya ve Gölbaşı ilçelerinin tamamına 300’ün üzerinde otobüsüyle hizmet veren EGO 1. Bölge Müdürlüğü’ndeki araçların, yaklaşık bir buçuk aydır ‘dezenfekte’ olmadığını aktaran okur Tomruk’un iletisi şöyle:
VİRÜSLER KOL GEZİYOR
“Büyükşehir Belediyesi’nin Alo 153 Mavi Masa şikayet hattına, 06.02.2015 tarihinde -tarafıma bilgi verilmesi talebiyle- harfiyen şunları yazdım:
Doktorların yönlendirmesiyle, ‘minik yavrunun yaşayamama’ nedenini belirlemek amacıyla test yapılması için kordon bağından alınan örnekleri özel bir laboratuvara verdik. Bunun yanı sıra doğumun gerçekleştiği Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden otopsi yapılmasını talep ettik.
Hastane görevlileri, 2013’te çıkan bir yasa olduğunu bildirerek, ‘doğumdan sonra en fazla 5 dakika’ yaşayan ve yaşama tutunamayan bebek için ‘vatandaşlık numarası’ çıkartmamız gerektiğini söyledi.
Hastanenin bağlı bulunduğu Mamak Nüfus Müdürlüğü’nü arayarak, ‘Anne ameliyatlı, baba Ankara dışına çıkmıştı, bir başkası hastane raporları ve gerekli evraklarla gelse olur mu?’ diye sorduk. ‘Anne ya da baba gelmeden işlem yapılamayacağı’ yanıtını aldık. Baba, Ankara’ya gelir gelmez Nüfus Müdürlüğü’ne koştu. Bu defa vatandaşlık numarası verebilmeleri için doğumun hemen ardından ölen bebeğe ‘nüfus cüzdanı’ çıkartılması gerektiğini söylediler. Yapacak bir şey yoktu, acımızı içimize gömerek elimize alamadığımız yavrumuz için nüfus cüzdanı çıkartılmasını kabul ettik. Bu kez de bizden, illa çocuğun isminin olması gerektiğini belirttiler. Biz, “Daha isim koymadık, böyle bir sonuçtan sonra isim de vermek istemiyoruz, ‘bebek’ diye yazın” dedik. Kabul etmediler. Zoraki bir isim verdik. Nüfus cüzdanını alıp, nüfustan düşürme işlemlerinin yapılması için doğum yapılan hastaneye yeniden bilgileri sunduk. Yani, bir yandan kavuşamadığımız yavrumuzun acısını çekerken bir yandan da ‘bürokrasi kalkıyor’ denilen dönemde bürokraside adeta Çin işkencesi çektik. Devletin hastanesinde doğan ve yaşama gözlerini açamayan bebek için orada bir rapor düzenlenip, ailelerin acısına acı katılmasını engelleyecek bir düzenleme çok mu zor yapılır acaba?
Avni KAVLAK
GÜNÜN FOTOĞRAFI
METRO ALTI ÇETESİ
Kentin, ‘başıboş köpek’ sorunu malum... Sayıları her geçen gün artan sokak köpeği sorunu çözülmeyi beklerken, bir okurdan gelen bu fotoğraf durumun vahametini gözler önüne seriyor. Kızılay metrosunda çete halinde gezen 6 köpek, Başkentlilerin korkulu ve şaşkın bakışları altında ilerliyor.
Kod adı: Timsah sırtı
Okur Y. Ramazan Atak’ın, Yenimahalle’nin Karabalı Caddesi’nde yama yapan taşeron işçilerle ilgili, ‘Taşeron firma kafasına göre sağlam asfaltı söküp, yama yapıyor’, ‘Büyükşehir Belediyesi’nin sitesinden araştırdım, o gün, o saatte çalışma gözükmüyordu’ ve ‘Haksız yere milli serveti göz göre göre işte böyle tüketiyorlar’ ifadelerine Burada Okur Yazar’da ‘Taşeron’un yama oyunu’ başlığıyla yer vermemin ardından, Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı, şu açıklamayı yaptı:
SÖZ YETKİLİDE-1
BİLGİMİZ DIŞINDA ÇALIŞAMAZ
“Ankara Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı Yol ve Asfalt Şube Müdürlüğü bünyesinde yürütülmekte olan asfalt bakım onarım (yama) çalışmaları kapsamında, bozuk olmayan hiçbir alana yama yapılması mümkün değildir. Yüklenici firma çalışanları da tarafımızca onaylanmayan hiçbir adreste bilgimiz dışında çalışma yapamaz. Yapılan bütün çalışmalarda personellerimizin tespit ettiği alanlar, yüklenici firma ekiplerine teslim edilir ve personellerimizin bilgisi dahilinde yaptırılır.
KILCAL ÇATLAKLAR OLUŞMUŞTUR
14.02.2015 tarihinde Yenimahalle ilçesi Karabalı Caddesi’nde yapılan çalışma, ‘Günlük Faaliyet Programı’nda bulunan ve Yol ve Asfalt Şube Müdürlüğümüz personellerince önceden tespiti yapılan bir yama çalışmasıdır. Söz konusu alanda ‘timsah sırtı çatlak’ olarak tabir edilen kılcal çatlaklar oluşmuştur. Böyle bir alanda eğer yama çalışması yapılmaz ise kılcal çatlaklar zamanla suyu içine alarak büyüyecek ve yol gövdesinde daha geniş çaplı bir alanın bozulmasına sebep olacaktır.
BARİZ PATLAK GÖRÜLMESE DE
Bölge esnafı ve mahalle sakinleri, işçilerin ne amaçla bu çalışmayı yaptığını düşünürken, kesici makina aynı yerin 10 metre aşağısının asfaltını da darma duman etti.
Kesim işleminin bitmesinin ardından bölgeye gelen kamyonla, biraz evvel tahrip edilen yola yama yapıldı. Büyükşehir Belediyesi’nin sitesinden araştırdım, o gün, o saatte çalışma gözükmüyordu. 153’ü arayıp, çalışmanın durdurulmasını istedim. Ancak taşeron firma, ‘Bozuk olan yola yama yapıyoruz’ demiş. Yani taşeron firma kafasına göre sağlam asfaltı söküp, yama yapıyor. Bu işin parası da, vatandaşın cebinden çıkıyor. Haksız yere milli serveti göz göre göre işte böyle tüketiyorlar.
Çalışma yapan işçilere, ‘Bozuk bir yer mi vardı’ diye sordum. Aldığım yanıt ise şöyle oldu:
“Abi ben bilmem. Kes dediler kesiyoruz.”
Devletin parasıyya yapılıyor bu. Vatandaşın yani benim, senin paranla...
* Kızılay-Batıkent-Sincan OSB/Törekent hattındaki aktarma ne zaman bitecek?
* Sincan OSB/Törekent’ten metroya binen bir kişi, hiçbir şekilde aktarma yapmak zorunda kalmadan Çayyolu’na ne zaman gidebilecek?
* * *
Toplu taşımanın ‘can damarı’ metronun, Kızılay-Sincan ve Kızılay-Çayyolu hatları (Batıkent’i de kapsamayacak şekilde) için 2014 yılı sonunda tamamlanması hedeflenen ‘sinyalizasyon sistemlerinde entegrasyon çalışması’ 9 ayda tamamlanamadı.
Hâl böyle olunca da Başkent, yeni yıla metro sancısıyla girdi.
* * *
Geçen yıl kısa aralıklarla açılan Sincan ve Çayyolu hatlarında devam eden şikayetlerin bazıları şöyle:
*Bu yoğunluk çok sayıda kazayı da beraberinde getirdi. Çayyolu’nda, trafik ışıklarının yanma sürelerinde bir sorun var. Bu ışıkların sürelerinin yeniden düzenlenmesi şart. Yetkililer, yeni yoğunluğa göre bir düzenlemeye gitmeli.
ÇOK KATLI OTOPARK ŞART
* Çayyolu Ankaralılar Caddesi Ahmet Taner Kışlalı kavşağındaki trafik ışıklarına park etmek alışkanlık oldu. Metro geldikten sonra park edecek yer bulamayanlar, işine geç kalmamak adına bulduğu boşluğa araçlarını park edip gidiyorlar. Bu sorunun çözülmesi için Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın metro açılışında söylediği gibi çok katlı otoparklara ihtiyaç var. Gören gözlere, duyan kulaklara duyurulur.
Mehmet GÜRER
BU ÇÖPÜ KİM KALDIRACAK?
Sakıp Sabancı Bulvarı üzerinde, -82 radarına gelmeden- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yeni hizmet binası yakınındaki yol kenarında biriken çöp ve moloz yığınını kim kaldıracak?
Bunun üzerine kulübün resmi internet sitesine girip, formu doldurdum.
Kampanyanın başladığı ilk günlerde, “Bu kampanyanın amacı Osmanlıspor Futbol Kulübü’nü geniş kitlelere tanıtmak ve takipçi kitlesi oluşturmaktır. Kampanyalar sezon boyunca devam edecektir. Kampanya süresince hediyeler değişerek çeşitlilik sağlanacaktır. Kampanya kazananlarına hediyeleri 1 Ekim 2014 tarihinden itibaren gönderilmeye başlanacaktır” açıklaması yapıldı.
Ancak, aradan 4 ay geçmesine rağmen ne Osmanlıspor’un resmi internet sitesinde, ne de Facebook sayfasında bir güncelleme oldu. Hediyelerin akıbeti konusunda bir bilgi paylaşılmadı.
Hediyelerin gönderilmemesi bir yana, kampanya ile ilgili sorulan hiçbir soruya cevap dahi verilmedi. Benim gibi binlerce kişinin doldurduğu formlarda, tüm kişisel bilgilerimizin yer alması da ekstra kaygı oluşturuyor.
Ne yazıkki insanlar kandırıldı, bu formları doldurduklarıyla kaldı.
Soner BEYAZGÜL
IŞIKLI YENİÇERİDEN FUTBOL TOPUNA