Fatih Tekeci

Kentte, ‘yol kenarı otoparklar’ ücretsiz olunca...

Ankaralı önce derin bi oh! çekti.
Ama...
15 Temmuz sonrası, yani ‘ücretsiz park’ dönemi ile birlikte:
* Hatalı parklar
* Ceza üstene cezalar
* Sürcüler arası tartışmalar

‘Hastane’ denince akla ilk ‘hijyen’ gelir.

Hele bir de bu hastane:
* Kentin merkezinde ise
* Günde binlerce hasta giriş-çıkış yapıyorsa
* Adını da Mustafa Kemal Atatürk’ten almışsa
İşte o zaman Ankara’ya örnek olmalı.
Ancak.
Türkiye’nin başkentinde, Ankara’nın göbeğinde...

Adı Yaşamkent. Ama ‘yaşanamaz’ yanı bi hayli fazla.

En büyük sıkıntı -okurdan gelen şikâyet- ise...
Asfalt bekleyen ‘bozuk’ yollar.
Hâl böyle olunca...
* En yüksek bina vergisini
* En yüksek asfalt payını
‘BİZ VERİYORUZ’ diyen Yaşamkentli de...
Büyükşehir’e ‘bozuk’ atıyor.

Kapıcı... Bi diğer adıyla ‘apartman görevlisi.’ Onlar, çalıştıkları binanın; eli, koyu, ayağı...

Yeri geldiğinde güvenlik görevlisi.
Hatta acil durumlarda aranacaklar listesindeki ilk ismi.
Yani...
‘Acil durum düğmesi.’
*
‘Kapıcı’ denince...
Akla gelen ilk isim de haliyle Kemal Sunal oluyor:

Eryaman 1-2 metro istasyonu çıkışındaki duraktan bindiğim EGO’nun 541 no’lu Eryaman-Ümitköy ring otobüsünün sürücüsü, yol boyunca cep telefonu ile konuştu.

Güzergâh boyunca:
* Otobüs zaman zaman şeritten çıktı.
* Sollamaya çalışanlara engel oldu.
* Bazı durakları kaçırdı.
* İnecek yolcuların ikazını duymadı
* Neyse ki yavaş gitti ama bu defa da seferini geç tamamladı.

Fıskiye... Göbek adı (*TDK’da) ‘fışkırık.’ Aman ha ‘fışkiye’ değil.

O zaman konu bambaşka bi yere gider:
‘Fışkiyeyi kim kırdı’ filan...
Zaten Ankaralının asıl derdi kırılanla değil, ‘ayarsız’ çalışanla.
*
Şöyle ki:
Yaz gelince, fıskiye sezonu açılır.

Büyükşehir Belediyesi’ne 10 yıldır şikâyette bulunuyorum... Lakin sonuç yok.

Balgat Mahallesi Dr. Sadık Ahmet Caddesi’ndeki boş arazi, Büyükşehir’in imar planında ‘yeşil alan’ olarak gözüküyor. Ancak belediye burayı bir türlü programına alıp, yapmıyor. Şimdi bu alan, kâğıt toplayıcıları ile hurdacıların mekânı haline geldi. Konuyla ilgili şikâyette bulunduğumuzda Büyükşehir, ilçe belediyesine yönlendiriyor. İlçe belediyesi de, bu durumun ülkenin kanayan yarası olduğunu, yaptırım güçlerinin bulunmadığını belirtiyor.
Peki... ‘Ben neden emlak ve çöp vergisi veriyorum’ dediğimde ise ‘Haklısınız’ diyorlar. Yani hem Büyükşehir hem de Çankaya Belediyesi ‘Bu pisliği çekin’ demek istiyor. Aklımıza bazı sorularda gelmiyor değil:
* Acaba Konya Yolu’nun dibindeki bu değerli alan birilerine verilip, yanındaki gibi koca koca gökdelenler mi dikilecek?
Hakan N.

Ot büyüdü oyun bitti

Oran’da, (Perihan İnan İlköğretim Okulu, Çarşı Blokları ve Oran Sitesi arasında kalan) bir oyun sahası alanı var. Büyükçe olan bu alanda; çocuk bahçesi, basketbol sahası, tenis sahası ve minyatür bir futbol alanı olduğunu yazarsam, Oran halkı için nasıl bir nefes alma alanı olduğu daha net anlaşılabilir. Ancak şu anda bu alan tam bir mezbele halinde. Önceki dönemlerde tüm Çankaya Belediye Başkanları, etrafı çevrili olmayan ve halkın yararlandığı bu alanla ilgilenmiş, sık sık çevre temizliği yaptırmıştı. Sayın Alper Taşdelen’in başkanlık görevi başladıktan hemen sonra, ilk olarak çocuk oyuncakları, kaydıraklar, salıncaklar kaldırılarak, özel mülkiyet olduğu bahanesiyle, bu alan kaderine terk edildi.

Okurlar sipariş veriyor: “Yol üstü ücretli otoparkları konusu tamam da... Bu ‘asfalt katılım payı’ işini bi daha yazın.”

Hay hay...
Önce bi özet geçelim:
Her şey, Büyükşehir Belediyesi’nin tebligatları ile başladı.
(Bize gelen şikâyetlere göre)
100 TL ile 8 bin TL arasında değişen rakamları gören vatandaş, isyan bayrağını çekti.
Devamı mâlum...