Paylaş
Çünkü hikâye derin...
Birkaç gün önce bir mail aldım.
Şanlıurfa Harran Üniversitesi’nden bir akademisyen göndermiş. Belli ki olayın yaşandığı o an...
Duygusallıkla yazmış...
Şöyle başlıyordu:
“Fatih Bey, ben ve eşim Harran Üniversitesi’nde akademisyeniz.
Eşim tıp fakültesinde profesör... Ben de mühendislik fakültesindeyim.
Bundan 11 yıl önce ormana bitişik 1700 metrekare bir yer aldık. Arkamız orman olduğu için çok sevinmiştik. Ta ki, bundan 5 yıl öncesine kadar. Birileri ormana komşu yaklaşık 2000 metrekare yeri işgal etti. Ben de yaklaşık 1 yıl boyunca BİMER üzerinden şikâyetlerimi yaptım. Fakat kurumlar o kadar ilgisizdi ki...
Sonunda Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin Bey’le halk gününde görüştüm. Durumu bütün yazışmaların çıktısıyla izah ettim. Vali Bey dosyayı aldı ve “Siz merak etmeyin hocam” dedi.
Ve 1 gün sonra... Evet sadece 1 gün sonra kaymakam bey bizzat başında durdurarak işgali sona erdirdi. Sayın valim böylece bir vatandaşın sahibi oldu. Hiçbir siyasetçiye, hiçbir aracıya gitmeden, devletimiz bize sahip çıkmıştı...”
AYNI YERE İKİNCİ İŞGAL
Olay burada bitmiyor...
Akademisyen İsmail Hilali mesajına şöyle devam ediyor:
“Tabii Urfa gibi yerlerde işler her zaman doğru gitmiyor. Bu sefer 20 gün önce yine aynı yer işgal edildi. Çok üzüldüm. Artık yorulduğum için ses çıkartmayayım, dedim. Çünkü bu insanlar devlete meydan okuyordu. Biz kimiz ki. Fakat son bir girişimde bulunmak için tekrar Vali Bey’e durumu arz edeyim dedim. O kadar yoğundu ki, bu defa müdürleri Nedim Bey ve Zafer Bey bana yardımcı olmak için Vali Yardımcısı Metin Bey ile beni görüştürdüler. Metin Bey beni dinledi ve gerekli talimatları hemen yanımda verdi. Bana da kişisel cep telefonunu verdi. 3 gün geçmeden beni aradı ve işgalin sona erdirildiğini söyledi...”
HIÇKIRIKLAR...GÖZYAŞLARI...
Ve işte o gün Doçent. Dr. İsmail Hilali’nin duyguları:
“Fatih Bey, telefonda hıçkıra hıçkıra ağladım. Çünkü benim devletim benim yanımdaydı. Valim Abdullah Erin, Vali Yardımcısı Metin Bey yanımızda oldular. Onlara en büyük teşekkürü, ancak sizin gibi hassas bir yazarımıza bildirerek yapmalıyım, dedim.
Teşekkürler... İsmail Hilali”
Doç. Dr. Hilali’nin mesajı o kadar sahici, o kadar içtendi ki...
Sonra araştırdım.
Baktım ki, Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Mardin’in Savur ilçesinde doğmuş.
Tıpkı Nobel ödülünü alan gururumuz Prof. Dr. Aziz Sancar gibi... Savur’da güçlüklerle büyümüş...
Bir yolunu bulup okumuş.
Kariyerine bakınca anladım ki, bütün hayatını Mardin, Şırnak, Adıyaman, Siirt gibi Güneydoğu’nun acılı şehirlerinin kalkınmasına harcamış.
Dicle Kalkınma Ajansı’nı kurmuş... İngilizce, Arapça, Kürtçe biliyor.
Yani...
Doğduğu topraklara vali olmuş...
İşte o yüzden de bir halk gününde bir akademisyenin şikâyetini dinlemiş.
Onlar “Devlet bitti mi?” diye sormadan...
İşgalcilere karşı “Devlet burada” demiş...
Vali Bey’i tanımam, bilmem.
Ama devletine, halkına hizmet eden herkesi yüreğinden tanırım.
Ve çok iyi biliyorum ki...
Bu memleketin her yerinde derdini anlatamayan, çalacak kapı bulamayan, uğradığı haksızlığı karakol kapısında gözyaşıyla anlatmaya çalışan birçok insanımız vardır.
İşte bu nedenle Şanlıurfa’da işgalci haydutlara karşı çaresiz kaldığı için validen yardım isteyen bu akademisyen ailenin mesajı önemliydi...
Sayın valim. Sayın müdürlerim. Sevgili kardeşlerim...
Sizi buradan kutluyorum...
Sayın hocam Hilali Bey ve kıymetli eşiniz Prof. Dr. Neşe Gül Hanım...
Siz orada evlatlarımıza bilim öğretmeye devam edin...
Biz sizin her derdinizi dinleriz.
İyi ki varsınız...
Paylaş