Bir baktım ki turizm camiası bir “bağış skandalı”yla çalkalanıyor.
Hem de “zehir zıkkımlı” bir bağış skandalı...
Olay özetle şöyle:
Bir turizm acentesinin faaliyet gösterebilmesi için Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’ne (TÜRSAB) üye olması gerekiyor.
TÜRSAB bunun için zorunlu bağış topluyor.
İşte skandal da burada patlıyor.
Turizm Bakanlığı, bazı acentelerden gelen bu “zorunlu bağış” şikâyetleri üzerine bir inceleme başlatıyor.
Ve araştırmalar sonucunda genel müdürlük 10/03/2020 tarihli bir rapor yazıyor.
O günden beri de dünyayı dolaşıyorlardı.
Ve ocak ayında dünya turunun 3’üncü bölümüne gelmişlerdi...
İngiltere’den çıktılar 14 ülke geçtiler.
20 ayda 20 ülke planlamışlardı.
Mart ayı başında Türkiye’ye geldiler. Ve İstanbul’u gezerken korona belası başladı.
Ardından karantina...
Tam “Ne yapalım” diye düşünürlerken kapılar kapandı. Dünya kilitlendi.
Karantina...
Onları Türkiye’nin Roma büyükelçisi Murat Esenli karşılamıştı.
Birlikte VIP odasına geçtiler.
Kısa ama çok anlamlı bir sohbet oldu.
Herkes biliyordu ki... İtalya AB’ye buruktu. İspanya da öyle...
İtalya kırılıyordu. Hastaneler insan almıyordu. Ama AB’deki dostlarından çıt çıkmıyordu.
İtalyanlar da gururlarından söylemiyorlardı.
Ama Brexit sonrası zaten Avrupa’nın çeşitli sokaklarında başlayan “milliyetçilik” ve AB güvensizliğine yönelik eleştiriler korona ile birlikte artık duvarlara yazı olmaya başlamıştı.
Hatta Roma’da birçok yerde, sosyal medyada
TFF Başkanı Nihat Özdemir’le telefondan bir sohbet yaptık.
Aslında sohbet ilerleyince, hem TFF Başkanı hem de Limak Holding Başkanı olarak konuştu.
Ligler ne zaman başlar?
TFF binasında durum?
Ve on binlerce çalışanıyla Limak bu koronayla nasıl mücadele ediyor?
Tabii önce TFF...
Aslında her sohbetimizde gülerdik. Ama bu defa gülümseme bile yok.
Soruyorum:
Korku, kuşku...
Eve kapanma. Yasak. Acı haberler...
Ekonomik kriz beklentileri...
O kadar sıkıldık ki...
Ama yine de umutluyuz...
Çünkü gülmeyi unutmadık.
İşte önceki gün Umut Veis’le seçtiğimiz bazı fotoğraflara bu gözle baktık.
Hem alkışladık. Hem güldük...
Eş dost, yakın uzak kim varsa...
Bir de bazı “namussuzların” yarattığı yalanlar...
“Oğlun askerde, acaba durumu nasıl?” diye sosyal medyaya kuşku pompalayanlar...
Böylece annelerin kalplerine “acaba zehri”ni akıtanlar...
Özetle... Oğulları askerde olan anneler için araştırdım.
İşte ulaştığım sonuçlar:
1) COMMER: Sakın yalanlara kanmayın. Oğullarımız emin ellerde. Milli Savunma Bakanlığı COVID-19 salgınına karşı bir mücadele merkezi kurmuş. Adı ‘COMMER’. Bütün birlikler buradan koordine edilerek denetleniyor. En ufak kuşku anında test ediliyor.
2)
Doktorları yalnızca maden suyu içmesine izin veriyordu.
Ne yapsın?
Eşi de İstanbul’da kalmıştı. Yalnızdı.
112 Acil’i aradı.
Ve sonunda işte bu fotoğraf çıktı.
Polis aldı getirdi sodaları...
İşte bunu yapan polis kardeşim bu milletin polisidir.
Çünkü sezon yaklaşıyor.
Çok değil...
Nisan ortası sezon başlar.
Soru şu:
“Biz guletler, ticari tekneler müşteri alıp denize çıkabilecek miyiz?”
Ya da...
Yelkenli tekne kiralayan yüzlerce firma: “