İLK çağrım size...
Sayın Bakan Derya Yanık!
Lütfen duyun Nurcan’ın bu çığlığını.
Çünkü...
Ben artık yazmaktan, isyan etmekten yoruldum.
Ama bu alçaklar kadına şiddetten usanmadı, utanmadı.
Önce şu fotoğrafa bir bakar mısınız...
Dikkat edin, uzaya bir uydu fırlatıldı.
Yeryüzündeki ilk yankısı Yunanistan’dan geldi.
Niye? Çünkü bu uydu, bazı dengeleri derinden değiştirecek çok önemli bir gelişmeydi arkadaşlar.
Türkiye’nin İMECE uydusunun bir görevi de Türk Silahlı Kuvvetleri için “keşif görevi” yapacak olmasıdır. Ama öyle uzaktan fotoğraf çeken bir uyduyla değil. Bu defa metre altı çözünürlüğü olan bir teknoloji var...
Peki bu ne anlama geliyor?
Biliyorsunuz, Yunanistan’la aramızda bitmeyen bir “kıta sahanlığı” ve adalar sorunu var.
Türkiye, Ege adalarının anlaşmalara aykırı olarak silahlandırıldığını ısrarla söylüyor.
BU bayram günü size milleti canından bezdiren...
Dilekçe üzerine dilekçe yazdırtan...
Bakanlığın ve hatta Cumhurbaşkanlığı’nın bile sözü geçmeyen yılan hikâyelerini aktarıyorum.
Şimdi diyebilirsiniz ki:
- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözünün geçmediği bir “yılan hikâyesi” olabilir mi?
Olur. İşte örneği... Sırasıyla aktarayım efendim.
YANGINLA HATIRLADIK
Önceden belirlenmiş konuşmaların dışında...
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar günlük seçim gezisinde bu defa farklı bir şey yapıyor.
Kayseri’nin Talas ilçesinin işlek caddelerinden birisinden geçerken...
Aniden arabayı durduruyor:
“Şuraya bakın. Cıvıl cıvıl gençler” diyor ve ekliyor:
“Hadi gidip onlarla bir çay içelim...”
Araç konvoyu duruyor.
“Seçim sonrasına yatırım” türünden ifadeler.
Son dönemde birçok gezisine ve faaliyetine katıldığım için çok sık sohbet olanağı bulduğum Akar’ın bu ziyaretleri neden yaptığı konusunda ben de fikir yürütebilirim.
Çünkü sohbetlerimiz sırasında kendisini yakından tanıma fırsatı buldum. Bana göre bu ziyaretler tamamen bir “kurmay çalışması”dır. Elbette planlı ve mesaj yüklüdür.
Mesajlara gelince:
1- Akar bu ziyaretlerle, demokrasiye olan saygısını göstermek istemiştir. Bu ziyaretlerle siyasi partilere saldırılar yerine, nezaket içinde bir yarış olması gerektiği mesajını vermiştir.
2- HDP’yi ziyaret etmeyerek klasik tavrını ortaya koymuştur.
3- Hulusi Akar, “Eğer seçimi kaybedersek, bu ziyaretle kapıyı aralarız” türünden ucuzluklara düşmeyecek kadar donanımlı bir insandır. Evet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bağlıdır. Ve bunu her sohbetimizde söylemiştir. Sözünden, inancından dönecek bir kişi de değildir.
Milli Savunma Bakanı
1- MALATYA’nın Saray Mahallesi’nin “bakkal amcası” Abdullah Öcüt...
O sabah enkazın önüne oturmuş öylesine acılı bakıyordu ki...
21 yıllık dükkânı yıkılmış. Kendisi yıkılmış. 4 çocuğunu büyüttüğü ekmek teknesi çökmüş. Yıkılan bir hayatın enkazıydı o bakış. O fotoğrafı görünce dayanamayıp 11 Mart günü köşemde şöyle yazmıştım:
“Şu fotoğrafa bakar mısınız?
21 yıldır Saray Mahallesi’nin ‘Bakkal Amca’sı Abdullah Öcüt. Bakkalıyla birlikte bütün umutları da yıkılmış durumda.
Diyor ki: ‘4 evladımı bakkal sayesinde büyüttüm. 2 evladımın halen eğitimleri devam ediyor. Onların eğitimini nasıl karşılayacağımı bilmiyorum. Çok zor durumdayız. Başka hiçbir gelirim de yok. Şaşırdım kaldım.’
Bu fotoğrafa bakınca ne düşündüm biliyor musunuz?
- Acaba bir dev zincir market, bakkal amcaya bir konteyner bakkal kursa ne olur? Migros... Carrefour... Şok... A101...
Gazeteciliğin yanında bir denizci ve çevreci olduğum için zaman zaman bu konularda yoğun mesajlar alırım.
Balıkçısından doğa severine kadar derdi olan bana yazar.
Bu defa konu, Türklere ait olan yabancı bayraklı teknelerde yaşanan “Türk bayrağı sorunu”.
Olay şu:
Sıfır tekne alanlar tekne fiyatına oranla yüksek vergi ödememek için Delaware kayıtlı bir şirket üzerine tekne alırlar.
Böylece tekneler Amerikan bayraklı olur. Bağlama kütükleri Delaware olarak gözükür.
Denizcilik dünyasında bu kural yıllardır işler. Tekne alımlarında sıradanlaşmıştır.
DELAWARE ARTIK BELGE VERMİYOR
Çünkü bu seçim, yalnızca büyük partilerin yarışı değil, oy oranları yüzde 3’lerden yüzde 1’lere kadar olan partilerin de değer kazandığı ittifak arayışlarının seçimi oluyor.
Yani...
Baraj altı partiler ilk kez Meclis’e girebilir...
Yani...
Tek başına seçime girdiğinde yüzde 1’ler düzeyinde oy alması beklenen partiler, ittifakların genişletilmesi amacıyla kendilerine TBMM’de yer bulabilecek hale geliyorlar.
Bu durumda, önümüzde şekillenecek yeni parlamentoda çok sayıda parti görebiliriz.
Bunun son örneğini DSP’ye yapılan ziyaretlerde görüyoruz.
Bir gün arayla, önce Millet İttifakı adayı ve CHP Genel Başkanı