Bir defasında Göcek’e yüzen bir ev konduran bir işinsanının yarattığı kirliliği yazmıştım.
Sonra çevrecilerden gelen şikâyetleri...
Göcek Körfezi ve benzer körfezlerin kurtuluşu için yardım istemiştim.
Anında oradaydı.
Bir inceleme yapıldı ve o “deniz kondu” oradan kaldırıldı.
Bunun gibi onlarca örnek verebilirim.
Ama benim asıl anlatmak istediğim başka bir değer; başka bir “vefa kültürü”...
Uzun yıllar Cumhurbaşkanı
Bir nezaket ziyaretiydi.
Konuştuklarımızı yazacağımı söylemediğim için buraya almıyorum.
Ancak izlenimlerim var.
Sırasıyla aktarıyorum:
* MAKAM DEĞİL HİZMET AŞKI: Bakan Yerlikaya’nın motosiklet tutkusunu biliyoruz. Ancak baktım makam masasının hemen yanında iki model motosiklet duruyor. Valilikten sonra motosikletiyle gezeceği yerlerin rotasını bile hazırlamış. Ama hayat bu. Görev tevdi edilince de büyük bir hizmet aşkıyla başlamış. Buradan şunu söylemek istiyorum. Eğer bir insanın hobisi varsa, çok daha sağlam hizmet veriyor. Çünkü makam hırsı, hizmet aşkının üzerine çıkmıyor. Bakan Yerlikaya’da bunu çok açık gördüm. Ben de bir denizci olarak rota yapmayı ve bilinmeyen coğrafyalara doğru yelken açmayı sevdiğim için, Bakan Yerlikaya’nın makam masasının yanında duran model motosikletin değerini bilirim. Harika bir duygudur bu. İnsanı diri tutar. Daha büyük bir aşkla çalışır. Makama ve koltuğa olan hırslara izin vermez.
* İŞİ BAŞTAN SIKI TUTUYOR: Anladığım kadarıyla çok sıkı bir denetimi var. Yapılan işler planlı. Türkiye’nin her karışında bir huzur için polis memurundan valisine, komutanından sahil güvenlik personeline kadar çok yakından ilgileniyor. Otoriteden çok, sevgi ve saygıyı ön plana alıyor.
* NEFES KESMEYE DEVAM: Göreve geldiği günden bu yana çetelere karşı amansız bir mücadele başlattı. “Nefeslerini keseceğiz” dediği bu mücadele sonuna kadar sürecek. Yani öyle şehir eşkıyalığına izin yok. Otopark mafyasından en büyüğüne kadar vatandaşın huzuru için en keskin mücadele veriliyor. Uyuşturucu çetelerine nefes aldırmak yok. Sürekli rapor alıyor.
*
Toplantının amacı “Kırım işgali”ne karşı ortak deklarasyon.
Batı parlamentolarından 50’yi aşkın temsilci var.
Konuşma sırası Numan Bey’e geliyor...
Ve o konuşurken anlıyoruz ki...
Gazze’de öldürülen siviller umursanmıyor.
Numan Bey, Alman Meclis Başkanı’ndan İngiliz’e; Fransız’dan Kanada temsilcisine kadar hepsinin gözlerinin içine bakarak şöyle diyor:
“Sizler bu şekilde duyarsız kalmaya devam edersiniz, Filistin ve Gazze’de yaşanan bu insanlık trajedisini görmezden gelirseniz, iki kutuplu dünyanın kapısını açarsınız...”
İşte mesele tam da budur arkadaşlar.
Prag benim efsane şehirlerimdendir.
Özel gezilerim dışında son olarak rahmetli Özal’la gitmiştik. O günlerde Çekya Cumhurbaşkanı Vaclav Havel’di.
Havel, ülkesinin bağımsızlık mücadelesini, yazıp yönettiği tiyatro oyunlarının sergilendiği kumpanyalarda örgütlemişti.
Rahmetli Yavuz Gökmen’le Prag sokaklarında uzun yürüyüşler yapmıştık.
Hatıraları geçersek;
Kurtulmuş’la elbette Filistin meselesi, Hamas ve İsrail saldırılarını konuşacağız.
Ama giderken önümde bir “yeni anayasa” gündemi de duruyor.
Zaten
Ama elim, kalbim hiçbirine gitmiyor. Hangi fotoğrafa baksam; Gözümün önüne yanık çocuk bedenleri, acı içinde kıvranan anneler geliyor. O nedenle bu pazar da “Gazze” diyorum. Ve bu defa duygusallığı bir kenara bırakıp, tarihin acı gerçeğini araştırıyorum. İki taraftan da gelen bu gözü dönmüş vahşetin ardında ne var? İşte şimdi haritalarla bu sorunun izini sürüyorum.
2) CETVELLE ÇİZİLEN HER SINIRDA KAN AKIYOR
Önce şu tarihi gerçeğin altını çizmeliyim:
-Ortadoğu’da Irak, Libya, Suriye, Lübnan, Ürdün dahil sınırları cetvelle çizilen hangi devlet varsa, orada kan ve terör durmuyor. Cetvel. Yani Birinci Dünya Savaşı’nı kazanan devletlerin masanın başına oturup haritada cetvelle çizdikleri sınırlar. Gerçi Körfez ülkeleri, krallıklar, emirliklerde kan yok. Çünkü orada petrol geliri üzerinden alınan paylar, satılan milyarlarca dolarlık silahlar var.
3) İNGİLİZ MANDASI
Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı’nda yenilince, Filistin olarak bilinen topraklar savaşı kazanan itilaf devletleri tarafından Britanya yönetimine bırakılıyor.
İşte Netanyahu’ya sarılan Başkan Biden’ın; Gazze’ye ölüm yağdıran İsrail için yaptığı “destek” açıklaması.
Ateşkes yerine daha fazla ateş ve kan isteyen bir açıklama.
Gazze’de aç susuz ölümü bekleyen insanların üzerine yağdırılan bombalara destek vermek “büyük devlet” olmanın neresiyle örtüşüyor?
Fidan’ın dediği gibi başta bölge olmak üzere ABD bu tavrıyla dünyadaki “moral gücünü” kaybediyor.
ÇİN-RUSYA VE ORTADOĞU
Giderek ısınan Ortadoğu’daki bu gelişmelerin çok farklı diplomatik etkileri olacak.
Şimdilik kısaca aktarıyorum.
Çin zaten 2022’nin son çeyreğinde
İsrail’in Gazze’ye uyguladığı vahşet kuşatmasıyla devam eden bu acılı olaylar gösteriyor ki...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediği “Dünya 5’ten büyüktür” sözü artık bütün halkların önüne koyup düşünmesi gereken bir sözdür.
Ve sakın bu sözü Filistin gibi mazlum halklar için söylenmiş “duygusal bir söz” olarak görmeyin.
Bu söz çok keskin bir gerçeğin ürünüdür.
O gerçek de “milyarlarca dolarlık silah satışlarıdır”.
İsrail ve Gazze’de yaşananlar bunun son örneğidir.
Hadi düşünelim...
-Kan çanağı haline gelen Ortadoğu...
Sen o çocuğun elinden öyle güzel tutmuşsun ki.
Anadan babadan görmediği bir şefkatle...
Elini omzuna öyle güzel atmışsın ki.
Sizin alınlarınızdan öpüyorum.
Keşke o çocukların geleceğini takip edebilsem.
Keşke yaşamlarının okul sonrası nasıl değişeceğini izleyebilsem.
Keşke aralarından öğretmen, doktor, hemşire, hakim, polis, biliminsanı çıktığını görebilsem. İşte o zaman içimi müthiş bir huzur kaplayacak...
İşte o zaman polis kardeşim;