- 1961’de bir hocasının yardımıyla Almanya’ya gitti.. Bir süre misafir doçent olarak dersler verdi.
- 1965’te profesör oldu.
- 1967 orientalistik çalışmalar için kaynak eser haline gelmiş ve hâlâ aşılamamış olan 13 ciltlik eserine başladı. 2000’de tamamladı.
Türkiye’de dışlandıktan sonra...
- 1980 Frankfurt Main Goethe Plaketi
- 1982 Almanya 1. Derece Federal Hizmet Madalyası
- 2001 Almanya Üstün Hizmet Madalyası
- Hessen Kültür ödüllerini aldı.
Aziz Bey her zamanki gibi sahici bir sohbet açmıştı.
Gülüyor ve konuşuyorduk...
Aslında o zaman hissetmiştim.
Bir gariplik vardı.
Aziz Bey açıktan “Artık aday değilim. Görevim tamam” diyordu.
Defalarca sormuştum:
“Emin misiniz?”
Her defasında...
İki de haber gördüm. Umutlandım...
O nedenle bu pazar her okuruma, her kalbe bir umut göndermek istedim. Pozitif bir ses. Okuduğum kitap Faruk Eczacıbaşı’nın “Daha Yeni Başlıyor” kitabı..
Muazzam bir araştırma. Dahası...
Kendi hayatından, geleceğin tarihine doğru damıttığı bir sosyal biyografi...
Bütün gençlere öneriyorum...
Faruk Bey, Türkiye Bilişim Vakfı’nın kurucusu. Kitabı burada anlatmam imkânsız.
Yalnızca birkaç şey söyleyebilirim:
1) Zengin olmanın yalnızca para kazanmak olmadığını gösterdiği için...
İstanbul’da en yüksek oyu kim alıyor?
İlk sıralarda bir isim var...
Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu.
Yüzde 48’le seçilmiş. Son yerel seçimlerde oyunu yüzde 63’e çıkartmış.
AK Parti’de en yüksek oyu alan başkan...
Peki 31 Mart’ta nasıl bir oran bekliyor?
Hiç çekinmeden cevap verdi:
“Yüzde 70’in üzerinde bekliyoruz.”
Onlarca demecin...
Bir o kadar da suçlamanın arasında...
Bir cümle var ki...
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun üç gün önce yaptığı açıklamanın satır aralarında kaldı...
Sert sözlerdi...
Mevlüt Bey’i tanıyanlar bilir.
Sakindir. Kolay sinirlenmez. Tevazu sahibidir. Kibirden, yalandan hoşlanmaz.
Ama son dönemdeki çok sert açıklamalarını görünce soruyorsunuz:
Burnumuzun dibinde olduğu için...
- Bugün pazar bana ne yahu diyemedim.
Sınırımızın dibinde olduğu için...
- Aman bulaşmayalım hiç diyemedim.
Özellikle genç kardeşim diyorum. Çünkü senin geleceğindir bu soru... Bak bu olay çok önemli. Ve o yüzden soruyorum:
- Suriye’de kaç çeşit oyun dönüyor?
- Kim kiminle iş tutuyor? Kimin eli kimin cebinde?
Sokaktaki tam karşılığıyla “
Kimini alnından öpüyorlar, kimine kalpten bir sarılma... Kolay değil... O çocuklar, vatan için, geleceğimize kurulan “alçakça tuzakları” bozmak için gece-gündüz dağda tepede, sarp yamaçlarda eksi derecelerde nöbet tutuyorlar. İşte o sınır boylarında denetleme yaparken bir mesaj veriyor Savunma Bakanı Hulusi Akar...
Yanında Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler... Akar diyor ki: “Ne kadar çukur kazarlarsa kazsınlar. Oraya gömülürler... Bunları mutlaka oradan defedeceğiz. Bunu teröristlerin elebaşları anlamış bulunuyor. Beklentimiz, bunların altındakilerin de bu hususu anlamaları ve bir an önce silahlarını bırakıp adalete teslim olmaları, evlerine dönmeleri...”
Bu sözler, ilk bakışta her zaman söylenen sözler ya da yapılan uyarılardan birisi gibi görünebilir. Ama bu defa 3 önemli fark var...
1) Bakan Akar’ın bu sözleri söylediği yerden Rakka 100 kilometre bile değil.
2) Bu sözlerin söylendiği sınır boyu Fırat’ın doğusudur. Yani Türkiye’nin günlerdir, “Bir gece ansızın gelebilirim” dediği terörist yuvalarının dibidir.
Ve en önemlisi...
3) Bakan Akar’ın şu cümlesi:
“Bunu teröristlerin elebaşları anlamış bulunuyor. Beklentimiz bunların altındakilerin de bu hususu anlamaları ve bir an önce silahlarını bırakıp adalete teslim olmaları...”
Çünkü iddia vahim... Vahşet...
Kayseri’de lise öğrencisi Mehmet Özer’i köpekler parçalamış.
Ve bu iddiaya hayvanseverler inanmıyordu.
Beni de aradılar.
Dediler ki:
“Araştırın. Otopsi yapılmadan gömülmüş.”
Bu aslında bir cinayet imasıydı...
İkinci iddia...