Bu rakam dünya çapında bir borç ödemesidir.
Bana göre bir rekordur.
Dün işte bu haberi okuduğumda sordum:
“TMSF’ye olan bütün borçlarını ödeyip alnının akıyla ‘helallik isteyen’ acaba kaç işinsanı vardır?”
Bugüne kadar TMSF adını biz, hacizlerden, takiplerden, davalardan, el koymalardan biliyoruz.
El konulan yatlar, konaklar, özel uçaklardan biliyoruz.
Peki...
Milyarlarca dolarlık alacak davalarında mutlu son olmuş mudur hiç?
Çünkü...
Yıllarca Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım dostluğuyla ikinci başkanlığını yaptı.
Hem Fenerbahçe’ye hem de bütün rakiplerine ‘Sporda saygı ve dostluk nedir’ onu gösterdi.
Nihat Özdemir kıyasıya rekabeti de iyi bilir.
Ancak hiçbir rekabet insan kalbinden önce değildir. O yüzden rekabeti kalp kırmadan yapar.
Birleştiricidir...
O nedenle bana göre TFF’nin yeni başkanı bunca tecrübeden sonra Nihat Özdemir olmalıdır.
Neden diye sorarsanız, bir kısa bilgi vereyim:
Diyarbakır’da ön tarafları patlamış yırtık ayakkabılarla tırmanma yarışmalarına katılıp Türkiye dereceleri alan, birincilikler alan Diyarbakırlı çocuklar...
Hele üzerinde GS formasıyla duvara tırmanan o evladımız...
Onların peşinde koşan...
Bir yeni ayakkabı bulmak için seferber olan matematik öğretmeni Volkan...
Tırmanış antrenörü Hasan Hoca...
Diyarbakır doğa sporları kulübü...
İmkânsızlığın mucizesini zorluyorlar.
Yılmadan, durmadan, bıkmadan...
Üzerinde GS forması...
Ayağında yırtık ayakkabılar...
Diyarbakır’dan geliyor bu fotoğraf...
İşte Nazar Ayata...
Türkiye şampiyonu...
Ve yırtık ayakkabılarıyla tırmanma duvarından indikten sonra şöyle diyor:
Arkadaşlar...
Kadın isyanı başka şeye benzemez...
Hele anne istifası hiçbir şeye benzemez.
Etkisi kalbe vurur. Depremi bitmez...
O nedenle Fatoş Hanım’ın bu sözleri beni çok etkiledi.
Peki Fatoş Hanım nerede söylüyor bu sözleri?
Ve niye söylüyor?
İşte devamı:
Suriye’nin kuzeyinde bir “tampon bölge” mi? Yoksa bir “güvenli bölge” mi?
Türkiye hangisini istiyor ve niye?
“Tampon bölge”yle “güvenli bölge” arasında ne fark var?
Çok ince ama çok derin bir fark var...
Anlatayım...
GÜVENLİ BÖLGE: Silahlı çatışma dönemlerinde, savaşa katılmayan kişilerin sığınabileceği bölgelerdir. Amacı da güvenli bölgede yaşayanların çatışmaların etkisinden korunmasıdır. Bir yaşam alanıdır. İnsanların orada yaşamaları güvence altındadır.
TAMPON BÖLGE: Düşman devletler arasında kalan bölgedir. Yaşam alanı değildir. Tamamıyla askeri alandır.
Önce şunu söylemeliyim:
Gözüne uyku girmiyordu. Eli telefonda.
Gözü televizyonda. Kulağı kapıda.
Böylece günler geçti. Oğlundan haber aldıkça, günü aydınlandı. Bekledikçe karardı...
Kış bastırdı... Kim bilebilirdi ki...
Bir muhabirin televizyonda verdiği şu haber bir annenin yüreğine nasıl işler:
“Hakkâri’de kar yolları kapattı. Okullar tatil... Evet sayın seyirciler, şu anda boyumuzu aşan kar altında karayolları ekiplerinin çalışmalarını izliyoruz...”
Muhabir işini yapıyordu ama...
359 projesini dinledik.
Halka nasıl dokunduğunu seyrettik.
İlginç başlıklar var. Sırasıyla gidersek...
BARÇA UYARISI: Barselona’da başkanla sohbet ediyor. Türel bir ara Antalya’da yapacağı raylı sistem ve metrodan söz ediyor. Barcelona başkanı gülerek şöyle diyor:
“Aman Menderes, çok dikkatli ol. Örneklerine bakarsan eğer metroyu ve raylı sistemleri yapan gider, yürüten kalır.”
Gerçekten de metro inşaatları şehre en çok zorluk çıkaran inşaatlardır. Yollar kapanır. Esnaf da yaya da sürücü de sıkıntı çeker. İnşaatı yapan başkana kızanlar artar, raylı sistemi çalıştıran sevilir.
İşte o nedenle Türel ilginç bir yol bulmuş...
Referandum...