Paylaş
Aziz Bey her zamanki gibi sahici bir sohbet açmıştı.
Gülüyor ve konuşuyorduk...
Aslında o zaman hissetmiştim.
Bir gariplik vardı.
Aziz Bey açıktan “Artık aday değilim. Görevim tamam” diyordu.
Defalarca sormuştum:
“Emin misiniz?”
Her defasında...
“Evet, bu benim açık kararımdır” diyordu.
Ama bir “endişe” vardı.
Ben de merak ediyordum.
O zaman biraz da muzip bir ifadeyle sordum:
“Ya istemediğiniz birisi aday olursa?”
İşte o zaman anlatmıştı o hikâyeyi...
“Bir gün evde oturuyoruz. Babam siyaset yaptığı için eve hep geç gelirdi. Ve bir gün anneme dedi ki...”
O hikâye uzundur...
Ve bendedir...
Ama şaşırdığım şudur ki...
3 dönem belediye başkanlığı yapmış bir belediye başkanı, bırakma kararı aldıktan sonra neden aday olur?
Sonra öğrendim ki...
Tuncay Özkan aday oluyormuş...
O zaman onun yakınlarından aldığım izlenimi şöyle özetleyebilirim:
“Tuncay Özkan’ın İzmir’le ilişkisi nedir?”
“Yalnızca milletvekili seçilmek için İzmir’den gösterilmiştir.”
“Bu İzmir halkı bu kadar naif midir ki her adayınızı kabul etsin.”
Sonra şöyle devam ediyor eleştiriler:
“CHP bizi burada hazır oy kıtası gibi biliyor. Soran yok. Yeter artık.”
Ne İzmirmiş bu arkadaş...
Bizim canım İzmirimiz...
Yenişehirli Ahmet Efendimiz..
Neredesiniz Osman Kibarımız... Ve ah İhsan Alyanak...
Yunan işgalindeki başkanımız Hacı Hasan Paşamız...
Sevgili Rauf Onursal...
Ve nerede “Yıl 1912, memlekette savaş günleri diyen” Zühtü Bey ve arkadaşları...
NeredesinizGüngör Bayraklı, fuar günlerinin sevgili başkanı Özfatura...
Neredesin Yaşar Aksoyumuz, İzmirimizin yaşayan tarihçisi...
Her gece Yeni Asır gazetesini aldığımız Pinokyo’muz..
Neredesin sevgili Piriştina...
Bu kadar kaos bu güzel şehre yakışıyor mu?
CHP’nin belediye başkanı Aziz Kocaoğlu’nun şu sözü sanıyorum bütün bu durumu özetliyor:
“CHP’nin siyaset mutfağı yok, proje üretemiyor.”
Mutfak neden olmaz biliyor musunuz?
Her defasında yemeğin altını yakan aşçı o mutfakta duramaz da ondan.
Seçim kaybetmeyi salata sosu zannedenler için söylüyorum bunu...
İyi haftalar...
Paylaş