Paylaş
Andrew Finkel ve iş arkadaşları
Türkiye'yi her fırsatta satmaya çalışan sözde enteller büyük bir dayanışma içinde saldırıya geçtiler.
Hedeflerden biri de benim.
Andrew Finkel hakkında yazdıklarım belirli çevreleri harekete geçirdi.
Uzun yıllar İngiltere'de bulunmuş, İngilizler'le fazla içli dışlı olmuş bir kişi, Metin Münir, Finkel hakkında yazdıklarımdan dolayı işime son verilmesi gerektiğini, bir Batı ülkesinde olsa kapının önüne koyulacağımı yazmış.
Metin Münir tatlı bir adamdır. Kendini yarı İngiliz zanneder.
Finkel de İngiliz değildir ama o da İngilizler'e yakındır.
Şimdi dayanışmaya girdiler.
Eferin onlara. Bu dayanışma 2'li mi, 5'li mi olacak acaba...
Neyse mühim değil. Çünkü Metin Münir'in fikirlerinden hareket edersek onun da gazeteci olamaması ve yazı yazamaması gerekiyor.
Çünkü Metin Münir hakkında da pek çok iddia vardır.
Metin Münir benim yalan haber yazdığım gerekçesiyle işten atılmam gerektiğini söylüyor.
Ben yalan haber yazmam. Yanlış yapabilirim ama yalan yazmam.
Yanlışım varsa da düzeltirim.
Andrew Finkel ile ilgili yazdıklarıma Finkel'den yanıt gelmediğine göre, bir yanlışım yok. Gelirse onun yanıtını da koyarım.
Benim gazetecilik yapmamı istemeyen Metin Münir'e sormak isterim:
Metin Bey, Batı'da yalan haber yapanların gazetelerden kovulduğunu söylüyorsunuz. Peki tarihi eser kaçaklığı yaparken yakalananlar da kovuluyor mu? Yoksa onlar yazmaya devam mı ediyorlar?
Bir de merak ediyorum; Türkiye'yi her fırsatta hançerlemeyi marifet sayan bu Andrew Finkel'le bu denli ortak olan tarafınız ne?
Halkı eşek yerine koymayın
İSTANBUL Valisi Erol Çakır, gişelerde sorunun çözüleceğini söylemişti.
Kimi gişelerde bir rahatlama var ama sorun genelde sürüyor.
Geçen hafta pazar günü Mahmutbey, bu hafta ise neredeyse her gün TEM'in Anadolu yakasındaki gişelerinde kilometrelerce kuyruk oluştu.
TEM'in Avcılar çıkışı ise her gün kilitli.
Birkaç dakika kazanmak için bu yolu kullananlar zaman zaman kilometreleri bulan kuyruklara girmek zorunda kalıyorlar ve yolda kazanılan birkaç dakikayı gişelerde saat olarak geri ödüyorlar.
Üstüne üstlük bir de para vererek.
Yapılacağı söylenen elektronik geçiş sisteminden ise henüz haber yok.
Refahyol iktidarının ilk günlerinde bu konuda çalışmaya başlanmıştı. Üzerinden iki hükümet geçti, hâlâ ses yok.
Ama kabahat halkta.
Enayi gibi kuyrukta bekliyoruz.
Baktık makul olmanın ötesinde bir sıra var, beklemeyip geçeceksin.
Belki o zaman bu halkın eşek yerine koyulmaktan hoşlanmadığını anlarlar.
Asmama güvencesi nasıl verilecek?
FRANSA Alaattin Çakıcı'nın iadesi için şart koşuyor: ‘‘Asmayacaksınız veririz.’’
Fransa yasaları gereği bu şartı öne sürebilir. Eleştiremeyiz.
Ancak beni ilgilendiren Türkiye tarafından yapıldığı iddia edilen açıklama.
Hürriyet'te dün böyle bir başlık vardı: ‘‘Türkiye güvence verecek.’’
Merak ediyorum Türkiye'de bu güvenceyi kim verecek?
Siyasiler veremez. Çünkü Türkiye'de yargı bağımsız. En azından kâğıt üzerinde öyle görünüyor.
Çakıcı'yı yargılayacak olan mahkeme veremez. Çünkü bu ihsası rey'e girer ki, mümkün değil.
Peki o zaman Fransa'ya nasıl güvence verilecek, birisi bana söyler mi?
Elbette ki, söyleyemez.
Yapılabilecek tek şey, Çakıcı'nın tahliye edileceği 17 Ocak gününden önce Melis'te toplanıp idam cezasını kaldırmak.
Fiili olarak zaten uygulanmayan bir şeyi yasal hale getirmek.
Ama Çakıcı'nın gelip anlatacaklarından korkanlar acaba bunu yaparlar mı?
Halkın başbakanı
YENİ hükümeti kurma görevinin Ecevit'e verileceğini bu hükümet yasal olarak yıkılmadan önce yazmıştım.
Ancak Çiller'in bir türlü akıllanmaması ve kendi menfaatlerini ülke menfaatlerinin önünde tuttuğunun bir kez daha ortaya çıkmasıyla Ecevit'in bir hükümet kuramayacağı anlaşılıyor.
Bu arada vatandaşlardan bize gelen yığınla faks ve telefonda, bundan sonra görevlendirilebilecek isim konusunda garip bir fikir birliği var. Hasan Denizkurdu. Başarılı icraatı ve olumlu kişiliğiyle halkın değişik kesimlerinden büyük beğeni toplamış anlaşılan.
Okurlar ‘‘Sayın Cumhurbaşkanı bundan sonra Hasan Denizkurdu'nu görevlendirsin. Lütfen bu ricamızı yazın’’ diyorlar.
İşte ben de yazıyorum.
İTALYANLAR NE ZAMAN ADAM OLUR?
Sporla siyasetin farkını anlamaları için tek bir tecrübe yeterli olduğu zaman.
Paylaş