Paylaş
BEYAZ Enerji Operasyonu başlayınca, en yüksek perdeden bağıran Mesut Yılmaz oldu.
Öyle ki, operasyonu ‘‘Bir rejim tehdidi’’ne çevirmeye dahi çalıştı.
Tartışmanın platformunu kaydırarak, operasyonu gündemden indirmek istedi.
Peki sizce Mesut Yılmaz bunu niye yaptı?
Hemen birkaç adım geri gidelim, operasyon sırasında tutuklanan bir isme, bir şirkete bakalım.
Şirketin adı Karadeniz Enerji A.Ş.
Bu şirketten Doğan Karadeniz operasyon kapsamında gözaltında.
Ancak soyadı sizi yanıltmasın, Doğan Karadeniz bu şirketin sahibi değil.
Karadeniz Enerji'nin ortakları olan Orhan ve Osman Karadeniz biraderler.
Onlara dokunan yok.
Anlaşılan şirketin müdürü olan Doğan Karadeniz patronlardan habersiz iş çevirmiş!
Tabii yerseniz.
Son yıllarda Karadeniz deyince akla hemen Mesut Yılmaz geliyor nedense!
Karadeniz otoyolu, Karadeniz Enerji, Karadeniz'in altından boru hattı.
ANAP lideri nedense Karadeniz'le çok özdeşleşmiş.
Peki Karadeniz Enerji ile Mesut Yılmaz'ın bir alakası olabilir mi?
Akrabalık bağıyla evet dersem şaşırır mısınız?
Sanmam.
Gelin Karadeniz Enerji'nin diğer ortaklarına bakalım bir.
Ortaklardan biri Avrasya Yatırım Holding.
Karadeniz Enerji'nin yüzde 20'si, Avrasya Yatırım Holding'in.
Peki Avrasya Yatırım Holding kimin?
Mehmet Kutman'ın.
Mehmet Kutman kim?
Global Menkul Değerler'in sahibi.
Global ne?
Mesut Yılmaz başbakanken, danışmanlığını yaptığı firmalara özelleştirme ihalesi kazandıran firma.
Mehmet Kutman'la Mesut Yılmaz'ın alakası ne?
Kuzenler..
Teyze çocukları.
Yani operasyon kapsamında genel müdürü tutuklanan Karadeniz Enerji'nin yüzde 20 ortağı olan firmanın sahibi, Yılmaz'ın kuzeni.
Anladınız mı, Mesut Yılmaz'ın niye bu kadar bağırdığını.
Ki, bu sebeplerden yalnızca bir tanesi.
Karadeniz Enerji'nin ortağı bir de Densan var ki, o daha büyük bomba.
Ama kafanızı şimdilik daha fazla karıştırmayayım.
Son olarak şunu belirteyim, Karadeniz Enerji'de, DENSAN ve Avrasya Y.H.'in onayı olmadan karar almak mümkün değil.
Gerisini siz anlarsınız!
Şimdi Irak'ta olmak vardı!
HAFTALARDIR askerlere yönelik ‘‘sert’’ açıklamalarıyla gündeme gelen ANAP Genel Başkanı Yılmaz'ın yardımcısı, Genel Başkan'ının açıklamalarının Irak lideri Saddam Hüseyin'i hedef aldığını açıkladı.
Yani Yılmaz, askeri yönetim dönemlerinde daha çok yolsuzluk olur derken, Irak'taki askeri yönetimi kastediyormuş.
Oysa ben Yılmaz'ın, ‘‘Askeri yönetim döneminde paşa olmak vardı anasını satayım’’ diye hayıflandığı için böyle bir şey söylediğini zannediyordum.
Demek yanılmışım.
Yılmaz, ‘‘Irak'ta doğmak, Saddam olamadıysak da, Uday olmak vardı’’ diye üzülürmüş meğer.
Tantan'ı yiyecekler de güçleri yetmiyor
ANAP'ta yeni hedef İçişleri Bakanı Sadettin Tantan. Beyaz Enerji Operasyonu'ndan başından beri haberdar olan Tantan'ın, bu konuda partili arkadaşlarını uyarmamış olması ve jandarma ile birlikte hareket etmesi namuslu Tantan'dan hazzetmeyen parti yönetimini iyice çileden çıkardı.
Cumhur Ersümer dün yaptığı açıklamada, Tantan'ı hedef gösterircesine ‘‘Siz onu bunu bırakın da, operasyonu neden polis değil de, jandarma yürütüyor, ona bakın’’ diyerek sanki Tantan'a bağlı emniyet teşkilatına karşı bir güvensizlik var da, işe o yüzden jandarma bakıyor havası yaratmaya çalışıyor.
Tantan'ın halktaki sempatisinin de giderek yükselmesi ANAP'ta Tantan'ı yıpratma girişimlerinin başlamasına neden oluyor.
Aslında Tantan'a bu denli büyük halk desteği olmasa çoktan bakanlıktan alacaklardı da, o kadarınıa güçleri yetmiyor.
Olmadı Tantan
TGİ Fridays'de çalışan kızlara ve böyle yerlerde çalışan bütün kadınlara ‘‘fahişe’’ muamelesi yapılmasını eleştiren önceki günkü manşetimize İçişleri Bakanı'nın tepkisi, ‘‘Hepsini birden hastaneye götürmek hata. Teker teker götürmeleri gerekirdi’’ olmuş.
Olayın özünü kavramaktan, bunun bir insan hakkı ihlali olduğunu anlamaktan, bunun kadın erkek arasında ciddi bir eşitsizlik olduğunu görmekten bu kadar mı uzak olunur Sadettin Bey. Dünyanın her yerinde, gencecik kızlar ve erkekler harçlıklarını çıkarmak için böyle yerlerde çalışıyor.
ABD Başkanı da, eşi de büyük bir ihtimalle öğrencilik yıllarında böyle bir işte çalışmıştır.
Bu işte zührevi hastalıklardan rapor alıp, vesikalanacak ne var Allahaşkına!
Anchorchild hatasından dönüldü!
KANAL D büyük bir hatadan döndü. Geçen hafta Türkiye Elit Model Look Güzeli, 19 yaşındaki lolita manken Duygu Dikmenoğlu, Kanal D'de gece haberleri sunmaya başlayınca, bu durumu Radyo D mikrofonlarından sert bir biçimde eleştirdim.
‘‘Lolita’’ lakaplı 19 yaşında bir kız çocuğu ne habercilik, ne de sunuculuk konusunda hiçbir birikimi olmadan Kanal D gibi bir televizyonda haber sunmamalıydı.
Anchorman ve anchorwomen görmüştük ama hayatımızda hiç ‘‘Anchorchild’’ görmemiştik.
Çünkü bence Duygu Dikmenoğlu sunsa sunsa hafta sonlarındaki çocuk programlarında çocuklar için haber bülteni sunabilirdi.
Kanal D hatadan döndü.
Duygu Dikmenoğlu, artık gece haberlerini sunmuyor.
Kanal D yönetimine gösterdikleri duyarlılık için teşekkür ederim.
Sakın kimse güzel insanların haber sunmasına karşı bir düşüncem olduğunu da zannetmesin.
Güzellik insanların aleyhine puan olmaz.
Tam aksine ekran için iyi bir şeydir.
Elbette sunabilir.
Ama her şeyin yeri ve zamanı var.
İşte örnekler.
Defne Samyeli ve Jülide Ateş.
Her ikisi de yıllarca çalıştılar.
Önce kanalların değişik birimlerinde görev yaptılar.
Sonra uzun süre haber merkezlerinde deneyim kazandılar, sonunda da haber bülteni sunmaya hak kazandılar.
Böyle olmasına rağmen yine de önceleri garipsendiler.
Duygu Dikmenoğlu da haber sunmayı gerçekten istiyorsa, Kanal D Haber Merkezi'nde çalışmaya devam etsin.
Günü geldiğinde zaten sunacaktır.
Ve o zaman anlasın ki, Fatih Abi'si aslında ona kötülük değil iyilik yapmış!
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Çamur at izi kalsın modasının geçtiğini, çamurlar da anladığı zaman.
Paylaş