Fatih Altaylı: Bunlar nasıl Boğaziçili bu nasıl eğitim sistemi?

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

BİRKAÇ hafta önce ‘‘Kim 500 Milyar İster?’’ programına Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü 2. sınıf öğrencisi bir genç çıktı.

Yani üniversite giriş sınavında Türkiye'nin ilk yüzü içinde yer almış bir genç.

İzlerken yerin dibine girdim.

Yarışmada ilk 500 milyon liraya gelinceye kadar sorular kolayın ötesi.

İlk soru, aşağıdakilerin hangisinin hem kızartması, hem dolması, hem de salatası yapılır?

Doğru yanıt patlıcan. Seçenekler arasında bamya, kereviz ve lahana var.

Çocuk zorlanıyor. Kenan Işık bozuluyor.

Endüstri Mühendisi adayı genç ‘‘Bitkilerle aram hiç iyi değildir!’’ diyor.

Sonunda patlıcanın dolması olur diğerlerinin olmaz diyor genç.

Kenan Işık, ‘‘Bamyanın olmaz mı?’’ diye dalga geçiyor sonunda dayanamayıp.

Endüstri mühendisi adayı ‘‘Çok küçük, doldurulmaz’’ diyor.

Kenan, ‘‘Küçük küçük doldurursun’’ diyor.

Yanıt zor bela bulunuyor.

Tayfa yardımcısının miço olduğu Işık'ın, pistonun motor parçası olduğu yarıya yarıya joker hakkının, galonun bir ölçü birimi olduğu ise izleyicilerin yardımıyla buluyor.

Çocuk her soruda zorlanıyor.

Hiçbir şey onun ilgi alanına girmiyor.

Kenan Işık dayanamıyor, ‘‘Peki sizin ilgi alanınıza ne girer’’ diye soruyor.

Boğaziçili genç ‘‘Sinema, coğrafya’’ diyor.

Ve soru geliyor.

‘‘Casablanca filmi hangi ülkede çekilmiştir?’’

Kenan Işık, ‘‘Al işte hem sinema, hem coğrafya ikisi bir arada’’ diyor.

Işık haklı.

Sinema bilmeye gerek yok. Casablanca'nın Fas'ta olduğunu bil yeter.

Onu bilmiyorsan, filmi bilirsin.

Boğaziçi'nde endüstri mühendisliği okuyan genç adam düşünmeye başlıyor.

İlk şık Tunus eleniyor.

Gerekçe ilginç: ‘‘Tunus'ta niye film çeksinler ki!’’

Aynı gerekçe ile Cezayir de eleniyor.

Genç, Mısır yanıtına yatkın. Ama lisedeki coğrafya öğretmenini aramaya karar veriyor.

Öğretmen endüstri mühendisi değil ama hemen ‘‘Fas’’ diyor.

Genç şüpheci, ‘‘Emin misiniz?’’ diye üç kez soruyor ve istemeye istemeye ‘‘Fas’’ yanıtı veriyor.

Doğru çıkınca çok şaşırıyor.

Kenan Işık kızgın.

‘‘Hani sinema bilirdin, hani coğrafya bilirdin’’ diyor.

Genç endüstri mühendisi adayı uyanık:

‘‘Fas sineması ilgi alanımda değildir.’’

Işık bunun bir Fas filmi olmadığını anlatmaya kalkışmayacak kadar tanımış çocuğu.

‘‘Coğrafyadan bilseydin’’ diyor.

Boğaziçili ‘‘Ben o coğrafyayı bilmem’’ diyor.

Kenan Işık, ‘‘Hangi coğrafyayı bilirsin’’ diyor.

Genç yanıtlıyor: ‘‘Baltık denizi falan.’’

Ben dayanamayıp televizyonu kapatıyorum.

Önceki akşam da bir başka Boğaziçili vardı aynı yarışmada.

İlkinin sınıf arkadaşı.

Durum bire bir aynıydı.

Meclis'te kaç muhalefet partisi olduğunu on dakika düşünerek, Kutup Yıldızı'nın diğer adının Demirkazık olduğunu izleyicilere sorarak buldu.

Yaşar Kemal'in ‘‘Yer Demir, Gök Bakır’’ını ise bilemeyerek elendi.

Ve 500 milyon alıp gitti.

Bunlar Türkiye'nin en elit öğrencileri.

Orada hal bu ise, eğitim sisteminin vay haline!

Nuriş hastanede miydi?

ADALET Bakanı Hikmet Sami Türk'e bir sual var. Eşinin ölümü üzerine sinir krizleri geçirerek koğuşunun duvarlarını tekmelediği söylenen ‘‘Nuriş’’ lakaplı Nuri Ergin'in İzmir Devlet Hastanesi'nde görüldüğü söyleniyor.

Hem de yanında iki jandarma ile.

Tekmelediği kapılar koğuşun değil, hastanenin kapılarıymış.

Mahkûmların izinle yakınlarının yanına gitmelerini normal karşılamakla birlikte, bunun Adalet Bakanlığı tarafından gizleniyor olmasına bir anlam veremedim. Bakanlıkça gizlenen başka ne gibi gerçekler var acaba?

Teleon aboneleri ne olacak?

TELEON futbol maçlarını naklen yayınlayamayacak, çünkü sözleşme iptal edildi.

Alacak verecek meselesi.

Teleon ilanlarla ‘‘Yayınlar sürecek’’ diyor ama mümkün değil.

Peki on binlerce Teleon abonesinin durumu ne olacak?

Maçları izlemek için on binlerce insan para verdi.

Şimdi maçlar yok.

Bu insanların paraları iade edilecek mi?

Bir benzetme yapmak gerekirse, otomobil alıyorsunuz motoru yok.

Ya da aldığınızda var ama sonra birisi gelip, ‘‘Fabrika motorun parasını vermedi söküyorum’’ deyip motoru alıyor.

Bu insanların parası iade edilecek mi?

Kader değil Rahşan kurbanı!

AF rezaletinin sonuçlarını görüyorsunuz değil mi?

Çıktığı gün otomobil çalan biri yakalandı.

Çıktığının ertesi günü, bir kadının bileziklerini çaldıktan sonra tecavüze yeltenen ve kadın direnince öldüren adamın haberi bazı gazetelere yansıdı.

Bir başkası cezaevinden çıktığının ertesi günü kendisine 7.5 milyon lira borçlu bir arkadaşından alacağını alamayınca bıçaklayarak arkadaşını öldürdü.

Bu olaylarda ölen iki kişi kader değil, Rahşan Ecevit kurbanı.

Acaba Rahşan Hanım'ın vicdanı rahat mı? Yoksa o rahatsızlıktan, ‘‘Bu benim affım değil’’ diyerek kurtulabiliyor mu?

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Tiksindiğimiz bir şeyi yapmadığımız zaman!

Yazarın Tüm Yazıları